
Ergun KAFTANCI
KOALİSYON hesapları yapılıyor; doğaldır, çok partili demokrasilerde ortak hükûmet, her zaman söz konusu olduğundan elbet hesabı da yapılır…
Aslında ortak hükûmet, demokrasinin kendine özgü düzlemde yürümesini sağlayan ve sistemi lekeli gelişmelerden uzak tutan bir emniyet supabıdır. Ülkeyi bir erken seçime de götürebilir.
Batı demokrasilerinde halkın tercihine baktığınızda seçmenin ağırlıklı isteğinin koalisyon olduğunu görürsünüz.
Demek ki koalisyonların hikmeti, tek parti iktidarının hikmetinden çok farklı ki insanlar, ortak hükûmet oluşumunu öne çıkarıyor.
…………………………
Türk Milleti 12 yıl, sıkıntı, baskı, şiddet, partizanlık, yolsuzluk ve rüşvet başta olmak üzere türlü rezaletle koyun koyuna yaşamak zorunda bırakıldı.
Yaşananlar elbet de unutulmayacaktır; ancak ön koşul, hepsinin geride bırakılması. Dolayısıyla, oluşacak bir koalisyon hükümeti, halkın özlemle beklediği güzellikleri hayatımıza taşıyabilir ve hepimize yeni bir dönemin kapılarını açabilir…
…………………………
Hangi parti, hangi partiyle koalisyon yapabilir sorusunun yanıtına gelince…
CHP de, MHP de, HDP de 12 yılı yurttaşlarımıza zehir eden, milli onurumuzu zedeleyeci adımlar atan, varlığımızı karalayan, ülkemizin üzerine karabasan gibi çöken, israf, öfke, hırs, gerginlik, kavga, hakaret, argo ve küfür dolu girişimlerin altına mührünü basan, ülkenin ve toplumun yönetilmesi sırasında bunları kullanılacak malzeme kabul eden bir siyasal iradeyle ortak hükûmet kurmayacaklarını, seçim sandıklarından ilk haberler gelmeye başladığında açıkladılar.
Geriye iki olasılık kaldı…
Biri, AKP’nin kuracağı azınlık hükûmeti…
Diğeri erken seçim!
İkisi de mümkün; AKP azınlık hükûmetine güven oyu verilir. O da ülkeyi yeni bir seçime götürebilir.
………………………… ..
Güven oyu’na gelince; azınlık hükûmeti bir protokolle şekillendirilebilir değerli okurlar.
Batı’da da koalisyon hükûmetleri, hazırlanan protokoller sonucu oluşuyor.
………………………… ..
Ayrıca AKP azınlık hükûmeti, 12 yıl boyunca ülkeyi inleten Erdoğan vesayetine hayat hakkı tanıyamaz. Çünkü o yöndeki bir girişim AKP’yi iktidardan uzaklaştırır.
Sonrası …
Bu siyasal grup için tufan!
…………………….. ……
Bu seçimle Tayyip Erdoğan‘ın vesayetinden ve dayattığı statükodan da kurtulduk. AKP azınlık hükûmeti, bunları yeniden topluma musallat edecek gücü kendinde göremez; sıkar biraz, ikisini de geri getiremez!
………………………… ..
Pekiii, yolsuzluk yaptıkları iddia edilen bakanları, AKP azınlık hükûmeti Yüce Divan‘a gönderir mi?
Eli, dışarıdan desteğe muhtaç olacağı için gönderir…
Yargıdan ellerini eteklerini çekerler mi?
Çekmek istemeseler bile destek veren parti çektirir…
AKP’ye hizmet etmiş valileri, kaymakamları, emniyet müdürlerini, bürokrasiye yerleştirdikleri diğer yandaşlarını görevlerinden alır, yerlerine şaibesiz isimleri getirebilirler mi?
Mecburlar, getirirler…
Dinci dayatmalardan, camilerde siyaset yapmaktan, milli bayramlarımıza sırtlarını dönmekten, ulu önder Atatürk’e hakaret etmekten, israfa onay vermekten, Osmanlı hayranlığıyla toplumsal değerleri dışlamaktan, köhne bir hanedanın kıstaslarını benimsemekten ve halka dayatmaktan vazgeçerler mi?
Kendi hallerine bırakırsanız vazgeçmezler…
Alaşağı edileceklerini hissettiklerinde her şeyden vazgeçerler!
Bugüne kadar AKP’ye körü körüne hizmet etmiş olan TRT‘yi, AA‘yı, YÖK‘ü, RTÜK‘ü, TÜBİTAK‘ı ve benzer kuruluşları temizler, oralarda üst üste koydukları yandaşlarını ittir ederler mi?
Elleri mahkûm…
İttir etmezlerse kendileri ittir edilir…
Cemaatçi diye karaladıkları, mesleklerinden ettikleri emniyet ve yargı mensuplarının itibarlarını iade ederler mi, yeniden görevlerine getirirler mi?
Herhalde yani…
TIR’lara ilişkin foyaları operasyon sonucu meydana çıkınca görevlerini yapan askerleri ve polisleri casuslukla suçladıkları unutulmuş değil; bu insanları karalamaktan vazgeçerler mi?
İsterlerse vazgeçmesinler….
Önce Meclis’te, sonra yargı önünde hesap verirler…
………………………… ….
12 yıl höt zöt ettiler; yalan, dolan, talanla milletin maddi ve manevi varlığını yiyip bitirdiler. Kul hakkını, yetim hakkını, dul ve çaresiz kadınların haklarını yediler, devletin kasalarını değişik bahanelerle boşalttılar, israfta yarıştılar, polisi orantısız güç haline getirip halkın üzerine saldılar, biber kapsülleriyle ya da polis mermisiyle gençler öldürüldü.
Orman katili olarak dikkat çektiler….
Ayakkabı kutuları, para sayma makineleri, hesabını veremedikleri milyonlarca Türk Lirası ve yabancı para; bunların üzerine yatanları kulaklarından tutup yargıya teslim ederler mi?
Hem de hemen…
Kurdukları vakıflara kaynağı meçhul paraları aktaranlar, bu paraları zimmetleyen hısım akraba, eş ve dost kimler varsa hepsinin yargıçların karşısına çıkmasına yasal imkan hazırlamazlar mı?
Derhal efendim derler…
Demezlerse kendileri bilir…
………………………… .
Dün bir bugün iki…
Ağız ishaline uğramış ne kadar badem bıyık varsa sustu, şakıyamıyorlar. Dillerinı yuttular, sesleri solukları çıkmıyor…
Bir seçim, neleri de beraberinde getirirmiş görsünler!
………………………… .
Eeee, hep söyledik…
“Haddinizi bilin, fazla ileri gitmeyin, edebinizi muhafaza edin ve küstahlaşmayın, küçük dağları biz yarattık tavrıyla da Allah’a şirk koşmayın” dedik…
Dinlemediler, ne oldu gördüler…
…………………………
Millete, a…. koyacağız diye küfreden hırsız müteahhitleri zengin etmekten kaçınmadılar ve bunlara hep arka çıktılar. Kentlerde boş arazi, yeşil alan, park filan bırakmadılar, her tarafın beton yığınına çevrilmesine ses çıkarmadılar….
Teröristle kol kola girdiler, kucak kucağa oldular…
Bütün bunları, maçaları sıkıyorsa yeniden yapsınlar bakalım; halkı fişlemeye, telefonlarını dinlemeye yeniden kalkışsınlar da görelim. Hukuku dama atsınlar, özgürlüklere el koysunlar, milletin malını cebelleze etsinler de
hallerini seyredelim…
Dedim ya, bir kez daha yineleyim; bu saatten sonra eski AKP olmak sıkar biraz!
Eski Tayyip, eski Ahmet filan olmak da!