Ergun KAFTANCI
BİLMEMİZ gereken konular var; birkaçına birer cümleyle değineyim istiyorum…
Tayyip Bey önce Çin’e, oradan da Endonezya’ya geçti. Yanında kimler vardı bilinmiyor. Emine Hanım’ın olmadığı söylenemez, Sümeyye Hanım’ın da…
Ya gazeteci?
“Tayyip Bey, eskisi gibi kendisine ve düşüncelerine merbut gazetecileri yanına almış”diyorlar. Kendisini ve iktidarını eleştiren gazetecilere yine yüz vermemiş anlaşılan.
Her partiye, her kuruma, her kuruluşa, her yurttaşa eşit noktada olması gereken Cumhurbaşkanı’nın hâlâ başbakanlığı döneminden kalma ayrıştırıcı
bir yol izleme alışkanlığı, ülkede özlemi çekilen toplumsal barışı daha da gerilere itiyor; ah bir de bunu görebilse…
…………………………
Çin’deki temasları nasıl sonuçlandı anlamış değiliz…
22 milyar dolar dış ticaret açığının kapatılması konusunda karşılıklı konuşmaların ne getirdiği de bilinmiyor…
Tayyip Bey bu açığı kapatacak ekonomik ilişkilerin tavan yapmasını sağlamak amacıyla Çin’in işgali olan Doğu Türkistan’da yaşanan sorunlara bile değinmekten uzak durdu…
Hatta, Çin mezalimine tepkili 30 milyon Uygur Türkü’nü, sırf ikili ticari ilişkilerin artmasını sağlamak amacıyla terörist dahi ilan etti. Çin’i bu tavrıyla 22 milyar dolarlık açığı kapatma kararına ikna etti mi göreceğiz.
Çin ile ilişkileri ileriye taşımak amacıyla bugüne kadar Uygur Türkleri‘ni gözden çıkaran iki siyasetçi oldu; biri eski ANAP’lı Başbakan Mesut Yılmaz, diğeri de Tayyip Erdoğan…
Dön dolaş hep aynı kapıya çıkıyoruz!
…………………………
Çin’de değinmedi ama Endonzeya’da, Suriye’ye, yaşadığımız teröre, İslam’da mezhepçiliğe, Esad’dan ve dinci çetelerden kaçan masum insanlara kapı açmamıza ve bulunduğumuz coğrafyadaki kanlı olayları pompalayan ülkelere dokunarak geniş bir değerlendirme yaptı. Bu arada terör destekçisi saydığı AB’ye de veryansın etti…
Tayyip Bey’in konuşmalarında ABD’ye dokunmadığını da söyleyelim…
…………………………
ABD Avrupa’daki bir kısım filosunu İncirlik‘te konuşlandırma kararı verdi. Müjde (!) kimden bilinmiyor ama ajanslar haberi geçti…
Şu anda Türkiye’de teröre, toplumsal barışa, siyasal ve askeri girişimlere kim karar veriyor o da meçhul. Meclis’ten bu konularda alınmış kararlar yok… İncirlik ABD’ye açıldı mı, açılmadı mı o da meşkuk; açıldıysa Davutoğlu‘nun emriyle mi açıldı…
…………………………
Değerli okurlar, Başbakan Davudoğlu‘nun da bir başına kararlar alması mümkün değil.
Zaten rivayet de tek…
Ülkeyi her konuda ve her alanda şekillendiren Tayyip Bey; yani Beştepe’deki külliyede (!) ikamet eden Cumhurbaşkanı…
“O makam ne anayasa dinliyor, ne yasaları” diyorlar, “Ülkenin içine itilen koşulları da dikkate almıyor…”
Cumhuriyetin, devletin, demokrasinin, hukukun, özgürlüklerin, toplumsal barışın, mal ve can güvenliğimizin geleceği ve hepsinin muhafaza edilmesi yönünde ciddi adımlar atıldığı söylenemez…
Pekiii, o ciddi adımlar ne zaman ve kimler tarafından atılacak, o da bilinmiyor…
Koalisyon hükümeti tu kaka…
Azınlık hükümeti tu kaka…
İlle de erken seçimle tek başına AKP iktidarı…
Soru açık; AKP tek başına iktidar iken o adımlar atılabildi mi?
Atılmadı…
Terörist okşandı, laftan ibaret siyasal modellerle eyyamcılık yapıldı ve Türkiye süt limangösterildi.
Geldik günümüze…
…………………………
Toplum hemfikir:
-Koca Türkiye’nin kaderi bir kişinin iki dudağı arasından dökülen ve dökülecek olan kararlara bağlı olamaz…
Meclis, milli iradeyi temsilen bu durumu ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapmak zorundadır…
Aksi halde tek adamlık -yani başkanlık sistemi- olasılığı ortadan kalkmış olsa bile fiilen yaşatılıyor demektir!
Çember kırılmalıdır!