Ergun KAFTANCI
12 EYLÜL meğer ne günmüş birader…
İkinci kez darbeye sahne oldu…
Bu defa Türkiye, askeri değil siyasal bir darbeye tanıklık etti; AKP Büyük Kongresi‘ne dışarıdan müdahalede bulunuldu…
Partinin eli yüzü değişti, ilkeleri silindi, değerleri buharlaştı…
Bu gelişmeyi de en veciz biçimde MHP’li Oktay Vural anlattı, şöyle:
-Cumhurbaşkanı seçilenin, bir partinin MKYK’sına el koyduğuna şahitlik edilmiştir. Bir partinin MYKY üyelerinin partinin genel başkanının değil de Saray’ın onayıyla atandığına ve buna da seçim denildiğine şahitlik ettik. AKP, Saray’ın partisi olduğunu, milletle irtibatının kesildiğini ortaya koymuştur. Bugüne kadar vesayetle başbakanlık yapan Davutoğlu’nun, bundan sonra da vekâleten başbakanlık ve genel başkanlığı yürüteceği anlaşılmıştır. Davutoğlu’nun etrafı Saray’ın adamları tarafından kuşatılmış durumdadır. Saray’ın başbakanı olduğunu tescillemiştir; bu, acınacak bir durumdur.
Bu değerlendirmeye tek kelime eklenemez, ben de eklemiyorum…
* * *
HAFTANIN ilk günü haber ağırlıklı televizyonların ekranları tartışmalardan geçilmiyordu.
Birinde, CHP İstanbul milletvekili gazeteci Barış Yarkadaş ile AKP Burdur Milletvekili eski yargıçReşat Petek kapıştı. Petek, Barış’ın Tayyip Bey’i eleştirmesine cevap verirken Saray‘a da bol bol temenna çaktı…
Anlaşılan Reşat Bey, “Listedeki yerimi muhafaza etmem lâzım” diye düşündü ve adaylık yolunun Saray’dan geçtiğini gördü ki, temenna üzerine temennada bulundu…
Bu tartışmaya tek kelime eklenemez!
* * *
SIRADAN gitmiyorum, aklıma gelen konuyu gündeme taşıyorum…
Seçim yakın ya, oy toplamak için yem üstüne yem atıyorlar…
Yersek…
Emekli maaşlarını görülmemiş oranda artıracaklarmış…
Zamanına dikkat; artış seçimden sonra…
Yani, oy verirsen zammı alırsın; vermezsen nah alırsın…
Buna soru şeklinde bir iki kelime eklenir doğrusu:
-Seçmenin alnında enayi mi yazıyor hafız!?
* * *
BİREYİN cumhurbaşkanı olup bir partinin onursal genel başkanı
BİREYİN cumhurbaşkanı olup bir partinin onursal genel başkanı
gibi davranmasına herhalde dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmaz; tabii eski SSCB ile bugünküKomünist Kuzey Kore hariç…
Onlarda rastlanır…
Bir de bizim gibi, demokrasinin kılığını değiştiren ve kendine uyduran ülkelerde…
Gerçek olan bu duruma eklenecek kelime, maalesef aklıma gelmedi…
* * *
DAVUTOĞLU‘na herkes “Kürt devleti nerede” diye soruyormuş…
Yanıt da ondan:
-Türkler’in de, Kürtler’in de, Sünniler’in de, Aleviler’in de devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir…
Yanıt da ondan:
-Türkler’in de, Kürtler’in de, Sünniler’in de, Aleviler’in de devleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir…
Muhterem birlik ve beraberliği sağlamak için dopingi yapıyor aklınca…
İyi de doping lâfla yapılmaz ki, ilaçla yapılır ilaçla…
Demokrasi, hukuk, hak, adalet, özgürlükler…
Dopingin ilaçları bunlar, bunlar nerede hafız!?
Dopingin ilaçları bunlar, bunlar nerede hafız!?
Başka söze hacet yok; o nedenle bu konuda da fazladan tek kelime etmeyeceğim.
* * *
TAYYİP Bey yurt içi ve yurt dışı gezilere çıkacakmış…
TAYYİP Bey yurt içi ve yurt dışı gezilere çıkacakmış…
Ülkenin yönetimi birkaç gün için de olsa İsmet Yılmaz‘a kalacak…
Geniş kapsamlı gezilerin amacı tahmin ettiğiniz gibi, oyları derlemek.
Muhterem ayrıca, bitmez tükenmez toplu açılışlara (!) da katılacakmış…
Bu defa diyecek bir iki lafım var, söyleyeceğim; Tayyip Beyin gezilere devam etmesi iyi oluyor, AKP iyice oy yitiriyor…
Yüzde 40.6’ya indiler, halen yüzde 35-37 bandında tur atıyorlar…
O geziler ve toplu açılışlar sayesinde inşâllah yüzde 30-32 bandına inerler.
Bu konudaki lâfım da bu kadar!
* * *
SEN terörü yenmezsen, siyasal kavgalara son vermezsen, konu komşuyla iyi geçinmezsen, adamın sana beslediği güven de uçup gider…
İşte Rusya…
Senden geçecek doğalgaz boru hattından bu nedenle vazgeçti…
Ekonomik kaybımız söz konusu, daha ilk adımda zokayı yemiş olduk…
Bu gelişmeye ekleyeceğim altı kelime var değerli okurlar; ekliyorum:
-Avunmak adına münasip yerimize kına yakalım…
* * *
TRABZON‘daki şehitimizin cenaze töreninde halk “AKP seni artık istemiyoruz” diye haykırdı…
TRABZON‘daki şehitimizin cenaze töreninde halk “AKP seni artık istemiyoruz” diye haykırdı…
Bu ses yankılandı…
Şimdi yurdun her tarafından aynı ses yükseliyor…
Öğretmen olmuş ama atanmayınca polisliği seçmişti Soner Yıldırım, hain bir mermiyle vurulup şehit düştü…
Tıpkı öteki polis ve askerlerimiz gibi…
Trabzon’dan yükselen ve dalga dalga yayılan “AKP seni artık istemiyoruz” sesi, toprağa düşen Sonerler’in sesidir. Hepsinin mekânı cennet olsun!
Lâfım buraya kadar, nokta!