
Ergun KAFTANCI
BOZCAADA‘da yıllardan beri kapalı olan Rum Orta Okulu ve Lisesi bu yıl özel sıfatıyla eğitim ve öğretime başladı. Ada’da bir de Rum İlkokulu var; o okul üç yıl önce açıldı, bu yıl da tedrisata devam ediyor.
Açılan Orta Okul ve Lise’de onbir öğrenci var; beşi Orta Okul’da diğerleri Lise’de. İlkokuldaki öğrenci sayısı ise dört; ikisi Rum kökenli, ikisi Türk…
Beraberce okuyacaklar, aralarındaki sevgi bağlarını güçlendirecekler…
………………………… ………..
Milli Eğitim’in gösterdiği hassasiyet bence takdire değer. Azınlığa mensup yurttaşlarımızın da eğitim ve öğretim hakları var; bakanlık bu hakları görmezden gelmemiş…
Açılış töreni pek renkli olmuş. Törende vekiller, eğitimciler, din adamları hazır bulunmuş. Okulun açılmasına katkıları olan MHP’li Belediye Başkanı da törene katılmış, tebrikler…
Rum okulların faaliyete geçmesini sağlayan zihniyet Bozcaada’da eğitim ve öğretim görecek çocuklar için gösterdiği hassasiyeti maalesef her yerde göstermiyor…
………………………… …………
Mesela…
Sivas’ta bir ilkokul’un bahçesinde yeni ders yılının açılışı yapılırken protokole dahil zevata -Zerzevat değil- güneşten korunmayı sağlayan üstü örtülü bölümde yer gösterilmiş, fakat yüzden fazla öğrenci ise güneşin altında saatlerce hazırol şeklinde bekletilmiş…
Görüntüleri var…
………………………… …………
İlkokul öğrencisinin eti ne budu ne; güneşin altında ayılıp bayılanlar olmuş ama bir akıllı eğitimci çıkıp da “Töreni içeride yapalım” dememiş…
Çocukların halini gözünüzün önüne getirin; yere oturan mı istersiniz, gömleğiyle başını korumaya çalışan mı; çocuklar perişan olmuş…
Bu gibi toplantılarda kürsüye gelen susmak bilmez, konuştukça konuşur. Öğretmenden valiye herkes ahkâm keser, hazirundan birkaç kişinin dışında da kimse söylenenlerden bir şey anlamaz…
Eşhas, konuşarak kendini tatmin eder; birinin aklına çocukları korumak gelmez…
……………………. …………………
Bozcaada’da eğitim ve öğretim görmek isteyen çocuklar için gösterilen hassasiyetin binde biri, Sivas’taki çocuklar için gösterilmiş değil değerli okurlar…
Nedense çifte standart illetinden eğitim ve öğretim uygulaması yaparken de kurtulamadık gitti…
* * *
BEYAZ TV, anarşist ruhlu tiplerin elinde. Canlı yayınlarında -Spor dahil- kavga ve gürültüden geçilmiyor. Katılımcılar aynı anda konuşuyor ve hep birbirlerini ısırmaya (!) çalışıyor…
Edep yok…
Nezaket yok…
Yayıncılık ilkeleri mafiş…
Hakaret, tehdit, böbürlenme, yalan, dolan…
Kabadayılık da öyle…
Ama Türkçe hak getire…
……………………. ……………
Toplantılara hep aynı tipler davetli…
İsimler AKP yandaşları arasından seçiliyor; ekran, muhalif düşünce sahiplerine kapalı!…
Spor programın adı derin futbol mu ne…
Katılımcılar ise hep malûm eşhas…
Adam hakem sözcüğünü (a) harfinin uzatarak telâffuz ediyor. Oysa uzun (a) yargıç anlamına gelen hâkim sözcüğündeki (a). Hakem (a) harfi uzatılmadan söylenen sözcük ama ekrana sığdırılan sığıra ya da çakala bunu anlatmak ve öğretmek o kadar zor ki…
Bu kanal, İ. Melih Gökçek‘in oğluna ait diyorlar…
Demelerine gerek yok; AKP’ye merbut birilerine ait olduğu zaten anlaşılıyor.
* * *
SANKİ bir Aziz Yıldırım eksikti acı dolu günlük hayatımızda, o da ağırlığını koydu…
Gözdağı veriyor:
-Ben adamı kulağından tuttuğum gibi atarım…
Kimi mesela?
Yöneticiyi, futbolcuyu, malzemeciyi, stat görevlisini, kulüp doktorunu, hatta antrenörü ve dahiTeknik Direktör‘ü, yani hocayı…
Vallahi yapar mı yapar; insanı ya kulağından tutup atar, ya kıçına tekmeyi vurup dehler…
Aziz Yıldırım Fenerbahçe’nin yetiştirdiği bir diktatördür. Yani, astığı astık, kestiği kestiktir…
Oysa sporun ve futbolun, bu zihniyete sahip yani asıp kesen prototip başkanlara, yöneticilere ve hocalara hiç ihtiyacı yoktur. Bir kulüp höt zötle yönetilemez…
Sporcular da hötü zötü kaldırmaz!
Diktatörcülük oynayan tip de Fenerbahçe camiasına yakışmaz.
………………………… ………..
Beşiktaş yenilgisinden sonra Yıldırım büyük ihtimal hırçınlığa devam edecektir…
Kulüpten göndereceği isimler dahi olabilir.
Yakınları “Aziz Yıldırım onun adı; bugüne kadar kimlerin kıçına tekmeyi vurmadı ki”diyor…
İnsan 17 yıldır başkan olursa elbet de, onun bunun kıçına tekme vurma müktesebatına sahip olduğunu zanneder…
Diktatörün meydana getireceği böyle bir yapıda hasıl olacak sonuçlar sadece bir spor kulübünde değil, üç aşağı beş yukarı siyasal hayatta da görülebilir…
Biliniz ki Aziz Yıldırım tutumuyla toplumu, diktaya karşı bilinçlendiren bir isimdir ve Fenerbahçe’de ne yaparsa yapsın, bu nedenle herkesin makbulü olan insandır.
* * *
ABD ile Rusya’nın izlenecek “Suriye politikası”nda aynı görüşte bir araya geldikleri ortaya çıktı.
BM Genel Kurulu‘nda Obama ve Putin arasında önce üstü örtülü bir atışma yaşandı ama çözüm söz konusu olunca iki lider, birlikte çalışma mesajı verdi…
Sonrası da var…
Kokteylde birlikte kadeh kaldırdılar…
“Emperyalist politika” dedikleri, işte budur değerli okurlar!
Tepişme, ardından kucaklaşma!
…Ve sömürüde de ortaklık!!!