Ergun KAFTANCI
BUGÜNÜ saymazsanız seçime iki gün kaldı; son gün pazar…
Marş marş, istikamet sandık!
İnşallah “Gide gele usandık” demeyiz ve bir kez daha oy kullanırız…
Seçime partiler yine eşit koşullarda gitmiyor. 13 yıl halkın ensesinde boza pişiren AKP, eskisi gibi devlet olanaklarını sonuna kadar kullandı…
Marş marş, istikamet sandık!
İnşallah “Gide gele usandık” demeyiz ve bir kez daha oy kullanırız…
Seçime partiler yine eşit koşullarda gitmiyor. 13 yıl halkın ensesinde boza pişiren AKP, eskisi gibi devlet olanaklarını sonuna kadar kullandı…
………………………… …………..
Kısmen kimleri kullanmadılar ki…
Valileri kullandılar…
Kaymakamları kullandılar…
Muhtarları kullandılar…
Polisleri kullandılar…
TRT’yi kullandılar…
AA’yı kullandılar…
Havuz medyasını dibine kadar kullandılar…
Bir kısım STK da geri kalmadı, onlar da kullanılmayı kabullendi…
Ayrıca, devletin araçlarını ve gereçlerini de kullandılar…
Diğer partiler, kendi yağlarıyla kavruldu; buna rağmen halk AKP’ye değil muhalefet partilerine ve liderlerine itibar etti.
Bilmem dikkat ettiniz mi seçmende artık AKP coşkusu kalmadı. Çünkü takke düştü kel göründü…
İstanbul mitingine, meydan kalabalık görünsün diye öteki kentlerden otobüslerle adam taşındığını, bu partinin borazanı haline gelen TRT bile itiraf etti.
………………………… …………………
AKP, borazanlığa soyunan TRT’nin yayınlarında tam 30 saat yer almış…
Açıklandı…
İkinci sırada Tayyip Bey var, ona da 29 saat ayrılmış…
Muhterem, cumhurun başı yani her partiye, her siyasal anlayışa eşit mesafede durması gereken kişi. Ama partilerin çok önünde, AKP’nin de mek parmak arkasında…
Ne anlama geliyor bu!?
CHP nasıl olmuşsa 5 saatle üçüncü sırada yer almış. MHP‘ye ayrılan süre ise topu topu 1 saat 10 dakika…
HDP ise TRT ekranlarında sadece 18 dakika görünebilmiş…
Vaktiyle Tayyip Bey’in konuşmalarını kaleme alan AKP’li bir vekil, basını işaret ederek “1 Kasım’dan sonra hepsinden hesap soracağız” derken aklından yandaşlığa parmak kaldıran ve muhalefet düşmanlığı yapan TRT’den de hesap sormak geçti mi meraka değer.
……………………. ……………….
Başbakan, son konuşmalarından birinde sosyal yardımlaşma kapsamına giren gıda maddesi ve kömür dağıtımının sürdürüldüğünü söyledi…
Kâğıtlara bakarsanız bunları dağıtan devlet…
Ama öyle değil…
Devlet devreden çıkarılıyor ve yerini AKP alıyor…
Yardımları (!) teslim eden görevliler insanlara “AKP’den size hediye” diyerek yardımın tipik bir seçim yemi olduğunu doğrulamış…
Yine Davutoğlu‘nun ağzından öğreniyoruz; 7 Haziran öncesi 900 bin aileye dağıtım yapmışlar. Bu sayı 1 Kasım arefesinde tam 3 milyon haneye çıkarılmış. Şimdi bu kapılardan da oy bekliyorlar…
Unutmadan, yardımı alanlar şunu bilsin; oy versin vermesin, seçimden sonra kimseye zırnık yok…
Yardım mardım buraya kadar!
………………………… ………………
MHP’li Süleyman Korkmaz ile CHP’li Çetin Arık Cumhurbaşkanlığından yurttaşlara para dağıtıldığını ileri sürdüler…
Dağıtıcı da PTT…
Bu kuruma verilen isim listesinde yer alanlara 5 ile 7 bin lira arasında para ödeniyormuş. Listelerde yer alanların kimlikleri de vatandaşlık kimlik numarasıyla kontrol ediliyormuş…
Alanların kimler olduğu maalesef henüz saptanabilmiş değil…
Olsun, nasıl olsa seçimden sonra kokusu çıkar…
Paranın ne amaçla ve hangi gerekçeye dayalı olarak dağıtıldığı da açık seçik öğrenilir!
Söylenti doğruysa paralar Cumhurbaşkanlığına ayrılan örtülü ödenekten yani tahsisat-ı mesture‘den karşılanıyormuş…
Cumhurbaşkanı’na örtülü ödenek tahsis edilmesi hatırlarsanız geçen mart ayında Torba Yasa ile yasalaştı. Yasamaya “Torba” alışkanlığı da böylece AKP ile girmiş oldu…
Gidi torbacı AKP!!!
* * *
YERLİ otomobil üretme sevdamız sürüyor…
Bu işe özel sektör yanaşmayınca devlet duruma el koydu; otomobili devlet üretecek. İnşallah bu heves“Devrim” marka otomobil macerasına dönmez…
Hevesi pompalayanlardan biri de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık… Araç daha üretilmeden bir adetinin satıldığını açıkladı…
Işık, “Cumhurbaşkanımızdan farklı bir talimat gelmezse Gebzeli hayırsever iş adamına ilk üretilen aracı vereceğiz. Ama bunun karşılığında da hayırsever iş adamımız Gebze’ye 5 milyon değerinde bir okul yapıp bağışlayacak” dedi…
İyi pazarlık!
Yalnız aklıma bir soru takıldı; anayasada yeri var mıdır bilemiyorum, bir cumhurbaşkanı her konuya müdahil olmakla görevli midir?
“Farklı talimat gelmezse” ne demek…
Cumhurbaşkanı otomobil alım satımınla yükümlü olmadığına göre müdahale olasılığının ne anlama geldiğini anlayamadım!
DERKENAR: Şimdi bir sayın savcı, “Anlamadıysan anlatalım” diyerek yakama yapışırsa şaşırmam dostlar. Kalın sağlıcakla…