
Ergun KAFTANCI
OSMANLI tarihini çok iyi bilen bir tarih profesörümüz var, Cemal Kafadar; Harvard Üniversitesi’nde öğretim üyesi…
Osmanlı’nın salt siyasal tarihini değil, sosyal, ekonomik ve daha önemlisi sanat tarihini de pek iyi biliyor…
Amerika’daki öğrencilerinin Osmanlı’yı ve İstanbul’u iyice öğrenmek istediklerini vurgulayan Prof. Kafadar, Osmanlı konusundaki tespitlerini gazeteci Cansu Çamlıbel‘e açıklamış…
Saptamaları ilginç, hepsi gerçeğin ta kendisi…
“Toplum olarak miras bildiğimiz, keyif aldığımız şeylerin hoyratça yok edilmesi yönündeki gidişatın üstünü kapatmak ve bunun toplumsal tartışma konusu olmaması içinOsmanlı biziz, Osmanlı’yı yaşatıyoruz denmesi bana normal geliyor” ifadesi ona ait…
Örnek olarak galiba AKP’yi ele alıyor…
Ben öyle algıladım…
…………………………
Ona göre de AKP, modernizmin kalkınma perspektifini sorgusuz sualsiz benimsemiş muhafazakâr bir iktidar olarak sahiplenmeye kalktığı Osmanlı kültür mirasına, tıpkı milliyetçiliğe, dindarlığa, muhalefete karşı olduğu kadar derin bir hoyratlık içerisinde…
…………………………
Modern İslam Kadını’nı temsil eden yazar Ayşe Sucu ise dünkü yazısında, İslam’ı kullananların çıkmazda olduklarına değinmiş…
Sonra da sormuş:
-Osmanlı’yı dilinden düşürmeyenler hizipçilik anlayışını neyle izah edecekler…
Edemeyecekler ki…
…………………………
Aslında bu soruya yanıt vermek zorunda olanlar, İslam’ı siyasal anlayışının dekoru haline getirme cüretini gösteren AKP’liler…
Osmanlı, yetmiş iki milleti bir araya getirmişti…
Bunlar, bugünkü yapıda yeri olan insanları oy uğruna birbirinden ayırma, bölüp parçalama gayretinde…
Kutuplaştırma, ayrıştırma, birini diğerinin üzerine çıkarma yöntemini hayata geçiren AKP’nin, oy avcılığı için Osmanlı’yı sahiplenmesi bir kandırmacadan başka ne olabilir!?
Osmanlı’dan ve değerlerinden fersah fersah uzak olan AKP’lilere yazar Ayşe Sucu şöyle sesleniyor:
-Sen kim, Osmanlı olmak kim!?
…………………………
Osmanlı’da rantçı var mıydı…
Devletin olanaklarıyla küçük bir azınlığı zengin etmek var mıydı…
Yandaşları ya da yakınlarını imtiyazlı kılmak var mıydı…
Ağaç kesmek yada kestirmek var mıydı…
Kupon arazileri paylaşmak var mıydı…
Ekolojik dengenin içine etmek var mıydı…
Ayakkabı kutuları var mıydı…
Para sayma makineleri var mıydı…
Yolsuzluk yapanları, rüşvet alıp verenleri aklamak var mıydı…
Halkın üzerine orantısız güçle gitmek, baskı kurmak, işkence yapmak, var mıydı…
Diyelim ki hepsi vardı…
Lakin…
Yargılama da vardı, korkmayan, padişaha rağmen adalet anlayışından
ayrılmayan kadı efendiler de vardı…
…………………………
Ayşe Sucu arkadaşımızın dediği gibi, “Sen kim, Osmanlı olmak kim”…
“Osmanlıspor” futbol takımı kurarak, stadyuma “Osmanlı” adı vererek Osmanlının değerleri sahiplenilemez…
Osmanlı da olunmaz; belki Şişli canibindeki Osmanbey’de oturabilirler,o kadar…
……………………..
Osmanlıyı ve değerlerini mümkün olsa da Prof. Cemal Kafadar‘dan dinleyebilseler…
Adam olurlar adam!
* * *
AHMET Davutoğlu da partisinin seçim beyannamesini açıkladı…
Bu beyannamenin 7 Haziran öncesi açıkladıkları beyannameden birkaç farkı var. Birincisi“Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ımıza saygılar sunuyorum” cümlesi. Önceki beyannamede bu ifade yoktu, Erdoğan’a nedense saygı sunma gereği duymamışlardı…
İkinci dikkate çeken ifade ise yargıya ilişkindi.
Hakimler, Savcılar Yüksek Kurulu’nu yani HSYK’yı ikiye ayıracaklarını açıkladılar. Davutoğlu“Yargının en etkin şekilde çalışmasına izin vereceğiz ” diyerek bugüne kadar yargının etkin çalışmasını engellediklerini ima, hatta itiraf etmiş oldu…
Üçüncü dikkate değer husus ise rakamlarla ifade edilen hususlara ilişkin açıklamalardı; Başbakan bol keseden atarak rakamları katladı…
…………………………
Değerli okurlar; MHP, SP ve BBP de beyannamelerini açıkladılar…
Hepsinde rakamların katlandığını gördük…
Haydar Baş 7 Haziran’a giderken BTP’nin beyannamesinde yer alan rakamları astonomik düzeye çıkarmıştı…
Mesela BTP iktidara gelseydi asgari ücret 5 bin lira olacaktı…
Öyle anlaşılıyor ki partiler Haydar Baş’ı da aratmayacak…
İktidar olamayacakları için rakamları kabarttıkça kabartmışlar…
Ama nafile…
Ahalinin, bekâra karı boşamak kolay lafını bilmediğini zannetmek
bönlüğe işarettir diyor, yazıya noktayı koyuyorum…