Ergun KAFTANCI
AKP iktidarından önceki dönemi hatırlayınız; Türkiye’de bir irtica tehlikesi var mıydı?
Yoktu!
Devlet yönetiminde, siyasal partilerin tutumunda, sosyal hayatın her köşesinde bucağında, bugünkü gibi dinci söylemler ve uygulamalar yaşanmıyordu…
13 yıllık AKP iktidar döneminin daha ilk yıllarında toplum, dinci ağırlıklı bir anlayışın güdümüne sokuldu. İnanç literatürüne özgü söylemlerin gerekleri, ufaktan başlayarak kısa günde uygulanmaya başlandı…
Kısacası, İslam’ı devlet dini haline getirmek için kolları sıvadılar…
…………………………
Türban, ilk adımlardan biridir…
Bu adım o kadar hızlı atıldı ki sadece inançlı olanlar değil, siyasal iktidara yakın olmak isteyenler de türbana yürüdü…
Yürüdü ne, koştu ve türbanlanma modasına yaygınlık kazandırdı.
AKP bu ortamı hazırlamak istemişti…
Başardılar da…
…………………………
Türbanın yaygınlaştırma sürecinde cami yapımına hız verdiler…
İhtiyaç var mı, yok mu diye araştırma yapma gereği bile duymadan seçtikleri yerlere cami inşa ettiler…
Bunu yaparken, ülkenin yüzlerce köyünde ilkokula ihtiyaç olduğunu dikkate almadılar. Okulsuz köyler, taşımalı eğitim icadına hâlâ esir durumda.
Fakat her ilde üniversite kurdular, fakülte açtılar…
Arlanmadılar, bunları yapmakla da övündüler…
…………………………
81 ilimizdeki üniversiteleri türbanlılar mekânına çevirdikten sonra, öteki kamu kurumlarına yöneldiler.
Bugün ülkede türbanlı doktor, türbanlı memur, türbanlı yargı mensubu, türbanlı belediyeciler de var.
Modaya hızla uyulduğu görüldü…
AKP gelene kadar örtünme gereği duymayan hanımefendiler bile bugün türbanlı olarak sosyete toplantılarında sıkça ve çokça görülübiliyorlar…
…………………………
Örtünmek dinin gereği…
Amenna…
Tesettürlü olana dil uzatmak kimsenin haddine değil, hakkı da değil.
Ona da eyvallah…
Yalnız şunu söylemek isteriz; beşeri zaaflarını, karakterliklerindeki bozuklukları, İslam ile bağdaşmayan anlayışlarını, hatta dinde yeri olmayan heveslerini ne tesettürle, ne sarıkla, ne cübbeyle, ne dillerinden düşürmedikleri dinsel söylemlerle gizleyebilirler.
Bir yerde, ya eylemleriyle, ya söylemleriyle mutlaka sapıtıyorlar; tesettür dahi gizlenmelerine fayda etmiyor…
…………………………
İnsan hem dindar hem yalancı olamaz…
İnsan hem dindar hem hırsız olamaz; rüşvetçi olamaz, kumpasçı olamaz, yağmacı ve talancı olamaz; ırz ve namus düşmanı olamaz; işkenceci, baskıcı, zalim olamaz; katil olamaz, kindar olamaz…
Hepsine sesleniyorum:
-Dine sarılacaksan bunları bırakacaksın, bunları bırakamıyorsan dine sarılmayacaksın hafız!
…………………………
Ne yazık ki 13 yıldan beri bu ülkede, bu zıt yaşantıya örnek olan tiplere çokça rastlanır oldu…
Parlamentoda da bunlardan var, sokaklarda da…
Devlete ait kurumlarda, kuruluşlarda ve ülkenin en çok oy alan partisinde de mebzul miktarda ikili kişiliğe sahip dindarlar mevcut…
Ele veriyorlar talkını, kendileri yutuyor salkımı…
İşte o tipler, ülkenin egemen kesimini oluşturmaya başladı!
Bundan da en ziyade şikayetçi olanlar hasbi ve harbi Müslümanlar…
…………………………
Böyle olunca radikal tipler de çoğaldı; ipini koparan IŞİD ve benzeri terör çetelerine katıldı. Kolluk kuvvetlerimiz günlerdir bunları operasyonlar yaparak etkisiz hale getiriyor…
İktidar maalesef radikal tiplerin çoğalmasına çanak tuttu. Onlara destek verdi; iddia doğruysa silah ve mühimmat bile yolladık. Hal böyle olunca teröristlere katılım da arttı…
Ülkenin orasında burasında radikal dinci teröre yandaş olmaya hazırlananlar olduğu anlaşılıyor. Uzmanlara göre Türkiye nüfusunun hatırı sayılır bir kısmi -yüzde 8 kadar- radikal çetelere sempati duyuyormuş…
Korkunç!
Büyük tehlike!
Bu ortamı hazırlayan da AKP iktidarı…
Devlete din biçme sürecinde yandaş edinmek için radikal tiplerin doğmasına neden oldular.
Pabucun pahalı olduğunu gördüler ki şimdi içeride ve dışarıda radikallerin üzerine hem de koalisyon gücüne katılarak gitme hazırlığındalar…
Yeri gelmişken tekrarlayalım; devletin dini olmaz, bireyin dini olur!
…………………………
Dinin siyasette neden yerinin olmadığı herhalde anlaşılmıştır…
Laiklik neden vardır, o da kavranmış olmalı…
Demokrasilerde dini ön plana çıkaramazsınız; çıkarırsanız o, demokrasi olmaz, halen sıkıntılı ortama sahip ülkemiz gibi olur…
AKP inşallah akıllanmıştır…
Önümüzdeki iktidar döneminde dini ön plana çıkarmaktan vazgeçeceklerdir diye düşünüyorum.
Laikliğin anayasa yoluyla din ve inanç özgürlüğünü sağladığı gerçeğini inşallah idrak ederler ve bu ilkeye sarılarak radikalizme olanak tanımazlar.
…………………………
Bir lâf vardır bileceksiniz; eşeği öldürene sürükletirler deriz.
O misal…
Radikalizmi ülkemize musallat eden de onu ortadan kaldırmaya mecburdur!