Ali BADEMCİ
Yeni deyim kullanmaya gönlüm varmıyor; fakat her şey ortada, insanımıza sırtımızı da dönemeyiz. Belki muhasebe zamanı, ama çözüm için zaman geçmiş bulunuyor. Gün geçtikçe de mevcudun, hele hele mevcud kadrolarla devamın mümkün olamıyacağı görülüyor. Kim ne derse desin seçim ortamında çok birleştirci yazılar yazdıksa da satır aralarında altları çizilecek görüşlerimizi ifâde ettik. Şimdi artık her şeyi açık seçik konuşma zamanı geldi. Şu günlerde MHP’nin durumu 12 Eylül ortamına benziyor; gerçekten adam gibi ülkücü olan ölmeyi arzulayacak derecede üzgün ve bitkin. Belki barajı aşamamak bile bu durum kadar yüreklere oturmayacaktı! Çünkü hayli iddilar vardı; şimdi elde avuçta bir şey kalmayınca durum tam olarak izmihlale dönüşmektedir. Şu hususu kesinlikle söyleyebiliriz ki parti çalışmaları ve vekiller, MHP oylarını bir tane bile artırmamış, aksine düşürmüştür. Bu hususları kabul etmedikten sonra yapılacak özeleştirilerin hiçbir anlamı yoktur. Alınan %12 sonuca göre “Yeminli Ülkücüler”den de kahren kasdedenlerin başka tarafa yöneldikleri açık seçik görülmekdir.
7 Haziran’a göre 1 Kasım’da AKP +8.6, CHP +0.3, MHP -4.4, HDP -2.6 puan almış veya kaybetmiştir. Anlaşılmayacak bir şey yok MHP ve HDP’nin kaybı 1.8 gibi bir sapma ile AKP’ye gitmiştir. HDP düşüncelerinden bir gram taviz vermediği halde zararı MHP kaybının hemen hemen yarısı kadardır. Elbette bu durumu “İzmihlâl”den başka bir kelime ifâde etmez. Taban işin farkındadır, fakat tavan hususundaki endişeler işi bunalıma götürmektedir. MHP’den sadece AKP’ye değil CHP’ye de gidişler oldu ve CHP’den de milliyetçi oylardan terör sebebi ile AKP tercihler var. Fakat görünen odur ki her partide tedavi imkânı gibi bir tolerans varken MHP’de durum zor görülüyor.
Aslında şimdi düşünülmesi gereken hususlar seçimden önce masaya yatırılmalıydı. Haziran seçimlerinde sinyal verilmişti ve bütün mesele tabanın istemediği kişilerin aday yapılmasıydı. Hep ülkücülüğün displinine güvenildi; halbuki ülkenin durumu böyler bir şeye müsait değildi. Tabanda karışıklık vardı ama “Orta Ülkücülük” tam bir bütünlük hâliydeydi. Sebebleri ne olursa olsun Genel Merkez nezdinde bu durum görmemezlikten gelinmiştir. BBP ve yirmi yıldan beri dışarıda kalan ülkücülere bir çağrı yapılmadı. Genel Başkan ile dışarıda kalanların hiçbir meseleleri artık bulunmuyordu. Genel Başkan da maalesef en başa dönerek bu durumu görmek istemedi. Şu anda aynı ortam sağlanabilir mi, elbette bu husus da tartışmalıdır. Çünkü artık Genel Başkan’ın şahsı tartışılmaktadır. Sosyal Medya’nın yüzüne bakılamıyor. Halbuki 1 Kasım’dan önce katiyyen böyle bir mesele yoktu. Görünen odur ki MHP birkaç yıl da bu iş ile uğraşacak! Nasıl olsa meselemiz azdı biraz daha muhabbet yakaladık! AKP’nin de tam istediği bir ortam! Şöyle bir popülizm yapar da bir baskın seçime giderse “yandı gülüm keten helva!” İşte 400 vekil!
MHP’deki tartışmalara Ülkü Ocakları’nı katiyyen sokmamak gerekiyor! Ülkücüler zamanın İran’ı gibi keskin umutlarla sanki “Humeyni” bekliyorlar! Bahçeli’nin emekli asker, emekli istihbaratçı, kaybeden ülkücü, emekli akademisyen tercihi artık iflâs etmiştir. Bu kadar karışık bir beyni kimse tasvip etmiyor. Herkes siyasette kendi yanında olanları istiyor. Çıkarılan kırk vekilden belki beş veya on tanesi ancak bu ülçülerdedir. Küçük bir köy düşünün, tamamen Türkmen aşireti. 304 oy kullanılmış. Hayatta bir sefer bu köyden bir aday çıkmış ve ilk sıraya da oturmuş. Sonuçlara bakın: AKP 180, MHP 115, CHP 5, Saadet Partisi 4. Arkadaşımız şimdi vekil ve kötü olan durumumuzu düzeltecek! Köyünde sevilmeyen birini harekete nasıl sevdireceksiniz! Aynı seçim bölgesinde Bahçeli dönemi boyunca vekillik yapan arkadaşımızın köyünde de 7 Haziran’da MHP birinci partidir. Şimdi sıkı durun ve sonuçlara bakın: AKP 172, CHP 150, MHP 44. Bu arkadaşlarımızın ikisi de ülkücüdür. Eski vekilin aleyhte çalıştığını kabul etmek belge ve bilgi gerektirir. Lâkin sonuç doğru, tesbit ve tercihler yanlıştır. Siyasi parti gibi değil “darü’l acaze” gibi çalışmışız! Özelliği tartışılmamış kamuoyu önderlerini hançer gibi ülkücülere saplamışız, böyle bir hususun hiç siyaset sosyolojisi ile izah edilir tarafı var mı? Ne yazık ki bu saatten sonra bu meselede yapılacak bir şey yoktur. Derler ya Arap saçına dönmüş işte öyle!
MHP’de partinin kapısı unutmuş olanlar geniş bir yelpaze hâlinde çalışıyor. İçlerinde üç-beş partili bile yok da, üzerlerine vazifeymiş gibi partiyi kurtarmaya çalışıyorlar! İçlerinde reylerini bile doğru dürüst vermeyenler çoğunluktadır. Birleştikleri tek nokta nasıl gidecekse Bahçeli’nin gitmesi! Gelecek hakkında bilgisi olan durumu herşeyi ile bilen olduğunu da sanmıyoruz! Ne yapacağız? Şahsen düşünürüz ki, kimler tarafından ve nasıl bu duruma gelinmişse kararı yine onlar verecektir! Şu anda Bahçeli’ye rağmen hiçbir şey yapılamaz!
Muhabbetle.