
Ergun KAFTANCI
RUSYA ile yaşanan gerginlik bitecek gibi değil…
Putin‘in özür dilemesini istedik, dünya basınına hitaben “Özür dileyecek olan Türkler” diyerek babalandı…
Erdoğan yakınmakta haklı; diplomaside telefona çıkmamak diye bir tavır söz konusu olamaz. Putin bunu da yaptı, Tayyip Bey ile görüşmedi; herhalde konuşmaya yüzü yok!
Adama bakın yahu, herif bizi sallamıyor…
Tüküreyim böyle komşuya!
………………………… ……………….
Aramızdaki gerginlik kolay bitmez…
Uzun süre, karşılıklı atışmalar ve tehditlerle sürüp gider. Yaşanan gerginlik taraflara her alanda zarar verecektir. Hep böyle olur; aralarındaki ipleri gerenlerin siyasal, ekonomik, sosyal hayatı, hatta ulurlararası zeminlerde de itibarı sarsılır…
Toparlanana kadar da epey kayıp yaşarlar…
Putin de, Erdoğan da bu olasılıkları hesap etmeli ve iki ülkenin dostluğuna gölge düşürecek ve uluslar arası zeminlerde itibarlarını sarsacak adımlar atmaktan vazgeçmelidir.
* * *
GAZETECİ Can Dündar ile Erdem Gül, MİT TIR’larına ilişkin haber yaptıkları için sorgulandılar ve mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildiler…
Bu kararı veren yargıç, akşam başını yastığa koyduğunda vicdan azabı çekmeden uyuyabildi mi acaba!?
………………………… ……………….
Can Dündar Cumhuriyet gazetesinin Genel Yayın Müdürü idi; Erdem Gül ise aynı gazetenin Ankara büro şefi…
Haberi yazan Gül‘dü…
Her iki meslektaşımız, halkın haber alma özgürlüğüne duydukları saygı nın gereği olarak o haberi yayınlamıştı. Bu yüzden sorgulandılar; böylece Türkiye’de belki de ilk kez, içinde yalan ve hakaret olmayan bir haber yüzünden gazeteciler içeri atıldı…
Böyle bir tavır, tanık olduğumuz askeri darbeler döneminde bile yaşanmadı. Gazeteci haber vermekle suçlanıp yargılanmadı ve içeri atılmadı. Bu ibretlik tavır, AKP iktidarı döneminde yaşandı.
İktidarın ne kadar özgürlükçü (!) olduğunu görünüz; basını özgür olmayan bir ülkedeki rejime de -demokrasi diyemeyeceğinize göre- bir ad veriniz…
Faşizm derseniz yakışır!
………………………… ………………
Arkadaşlar hatırlattı; bu haber yayınlandıktan hemen sonra Tayyip Bey “Hesabını verecekler”demişti, dediği oldu…
………………………… ……………….
Cumhuriyet gazetesi MİT TIR’larına ilişkin haberi veren ilk gazete değildi. Haberi görselleriyle ilk veren gazeteydi…
Konu zaten, casusluk suçlamasıyla yargıya götürülmüş, olayın ayrıntıları da devletin gizli sırrı olmaktan çıkmıştı. Buna rağmen iki gazeteciye “Devlet sırrını açıklamak” gibi, yargı alanında belgelerle deşifre edilmiş bir suçu yüklemek herhalde adilâne bir tasarruf olmadı…
Yargının ilk fırsatta bu yanlış değerlendirmeden geri adım atmasını ve arkadaşlarımızı serbest bırakmasını dilerim.
Gazeteciler, eli kanlı katil olmadığına göre tutuksuz yargılanabilirler!
* * *
TUĞRUL Türkeş vaktiyle söylediği MİT TIR’larına ilişkin lafları hatırlatılınca ilginç bir yanıt vermiş:
-Bu kritik günlerde bunları konuşmanın sırası mı…
Kritik günler dediği, Rusya ile yaşanan gerginlik süreci…
O nedenle haklı, o konuda konuşmanın sırası değil tabii…
Hazret zaten MHP’deyken AKP iktidarı için ne söylenmesi gerekiyorsa söyledi. Başbakan Davutoğlu‘nun yardımcısı olunca aynı görüşleri yeniden dillendirmesini beklemek yanlıştır; bunu yapmak için insanda mangal gibi yürek olmalı…
Ayrıca sırası da değil; Tuğrul Bey AKP’de kaldığı sürece nasıl olsa o sıra bir daha hiç gelmeyecek…
* * *
CUMHURBAŞKANI‘nın damadı, 37 yaşında Davutoğlu‘nun kurduğu yeni kabineye Enerji Bakanı olarak girdi…
Enerji Bakanlığı önemli bakanlıklarımızdan biri; çünkü ülkemiz için enerji, sorunu bol ciddi bir konu. Başına mutemet birinin getirilmesi gerekiyordu, Tayyip Bey‘in isteğiyle o sağlandı…
Berat Albayrak‘ın görevlerinden biri de Başbakan ve Bakanlar Kurulu ile Beştepe’yi senkronize etmek…
Halk, damat bey niçin kabinede diye soruyor…
Dedik ya, saniyen iki uç arasında irtibatı sağlamak için…
Bazılarına göre Beştepe Davutoğlu‘nu, damat sayesinde kontrol altında tutacak; bazılarına göre de Tayyip Bey, Bakanlar Kurulu’nu yönlendirmeyi damatla yapacak. ..
Bu durum herhalde başkanlık sistemi gelene kadar sürer…
Sonra, Berat Bey o bakanlıkta mı kalır, yoksa başka bir mecraya mı konuşlandırılır bilemem…
………………………… ………………
Bu uygulama, Türk tipi başkanlık sisteminin nüvesini -özünü- teşkil edebilir mi?
Kuvvetle muhtemeldir, edebilir!