
Ergun KAFTANCI
RUSYA ile aramızdaki ipler gerildi.
Hava sahamıza giren bir Rus savaş uçağının jetlerimiz tarafından düşürülmesi üzerine ilişkiler bozulma sürecine girdi.
Gerginliğin giderek artacağı anlaşılıyor…
İnşallah taraflar, düşmanlıktan vazgeçer..
Ortam, yavaş yavaş yumuşama sürecine girerse, bölgesel ya da kürsel bir savaş söz konusu olmaz…
Zıtlaşma ve düşmanca tavırlar devam ederse bölgede akan kan ve gözyaşı bitmez, sürüp gider!
Unutmayalım; savaş, çok kötü sonuçları da beraberinde getirir…
Zıtlaşma ve düşmanca tavırlar devam ederse bölgede akan kan ve gözyaşı bitmez, sürüp gider!
Unutmayalım; savaş, çok kötü sonuçları da beraberinde getirir…
………………………… ………………..
İçinde bulunduğumuz coğrafyada yaşananlar kötü sinyaller veriyor…
Suriye’de siyasal otoritenin olmaması yüzünden ülke kan gölüne döndü. Esad‘ın diktatoryal tutumu karşısında ayaklanan farklı etnik ya da dini gruplar silaha sarıldı; günlerdir, hiç tereddüt etmeden insanları öldürüyorlar…
Tayyip Bey, bir dönem yakın dost olarak bellediği Esad‘a hangi nedenden olduğu bilinmeyen bir düşmanlığı kaşla göz arasında gündeme getirince Türkiye, Suriye’deki iğrenç ve korkunç ortamın taraflarından biri haline geldi…
Siyasetçilerimiz aylardır, Esad’a ve ortama ilişkin neler söylemedi ki…
Yetmedi, siyasal şov yaparak büyüklük ve haklılık dahi tasladık…
Şam’da Cuma Namazı kılacağız dedik, Suriye iç işimiz dedik, aramızda Halep’e bayrak dikeceğiz diyenler bile oldu…
Ütopik söylemlerle Esad‘ın damarına bastık…
Diktatöre karşı ayaklanan gruplara hem lâfla, hem lojistik destek yoluyla arka çıktık. Ayaklananlar, bu girişimlerden cesaret bularak iyice kapıştı; Esad da yüklendikçe yüklendi, intikamını sadece ayaklananların değil masum yurttaşlarının da üzerlerine bomba yağdırarak aldı.
İki milyon Suriyeli bize herhalde durup dururken sığınmadı değerli okurlar; insanlar malını mülkünü bırakarak canını kurtarmak için sınırımıza koştu…
Bugün ütopik söylemlerle ve heveslerle acayip bir “Suriye politikası” izlemenin ceremesini, iki milyon sığınmacıya 10 milyar doları yedirerek çekiyoruz. Bu gidişle rakam daha da artacak gibi. Oysa bizim etimiz ne, budumuz ne…
Keyfi, tutarsız ve üzerimize vazife olmayan bir politik üslûbu sahiplenen
siyasal iktidarımız yüzünden başımıza gelene bakınız!
Değdi mi!?
Suriye’de siyasal otoritenin olmaması yüzünden ülke kan gölüne döndü. Esad‘ın diktatoryal tutumu karşısında ayaklanan farklı etnik ya da dini gruplar silaha sarıldı; günlerdir, hiç tereddüt etmeden insanları öldürüyorlar…
Tayyip Bey, bir dönem yakın dost olarak bellediği Esad‘a hangi nedenden olduğu bilinmeyen bir düşmanlığı kaşla göz arasında gündeme getirince Türkiye, Suriye’deki iğrenç ve korkunç ortamın taraflarından biri haline geldi…
Siyasetçilerimiz aylardır, Esad’a ve ortama ilişkin neler söylemedi ki…
Yetmedi, siyasal şov yaparak büyüklük ve haklılık dahi tasladık…
Şam’da Cuma Namazı kılacağız dedik, Suriye iç işimiz dedik, aramızda Halep’e bayrak dikeceğiz diyenler bile oldu…
Ütopik söylemlerle Esad‘ın damarına bastık…
Diktatöre karşı ayaklanan gruplara hem lâfla, hem lojistik destek yoluyla arka çıktık. Ayaklananlar, bu girişimlerden cesaret bularak iyice kapıştı; Esad da yüklendikçe yüklendi, intikamını sadece ayaklananların değil masum yurttaşlarının da üzerlerine bomba yağdırarak aldı.
İki milyon Suriyeli bize herhalde durup dururken sığınmadı değerli okurlar; insanlar malını mülkünü bırakarak canını kurtarmak için sınırımıza koştu…
Bugün ütopik söylemlerle ve heveslerle acayip bir “Suriye politikası” izlemenin ceremesini, iki milyon sığınmacıya 10 milyar doları yedirerek çekiyoruz. Bu gidişle rakam daha da artacak gibi. Oysa bizim etimiz ne, budumuz ne…
Keyfi, tutarsız ve üzerimize vazife olmayan bir politik üslûbu sahiplenen
siyasal iktidarımız yüzünden başımıza gelene bakınız!
Değdi mi!?
…………………….. ……………….
Taraflar arasında başlatılan kişisel çekişme nelere mal oluyor görünüz…
Devreye ABD ve Rusya’nın girmesi de hayra alâmet değil; taraflar soğuk savaş dönemini yeniden başlattı, etrafa çaktırmadan diş gösteriyorlar…
Suriye Rusya’ya, biz Amerika’ya güven besleyerek birbirimizi, hedef alıyor ve ona buna veryansın ediyoruz…
Tehlikeli bir durum…
Taraflar inşallah bir delilik yapmaz!
Devreye ABD ve Rusya’nın girmesi de hayra alâmet değil; taraflar soğuk savaş dönemini yeniden başlattı, etrafa çaktırmadan diş gösteriyorlar…
Suriye Rusya’ya, biz Amerika’ya güven besleyerek birbirimizi, hedef alıyor ve ona buna veryansın ediyoruz…
Tehlikeli bir durum…
Taraflar inşallah bir delilik yapmaz!
………………………… …………….
Ruslar bizi hedefleyerek hem siyasal, hem ekonomik, hem de askeri bazı önlemler alıyor…
Niyetleri, düşürdüğümüz uçağın hesabını, uluslararası diplomatik alanda sormak ve bizi zor durumda bırakarak kalan iki üç dost ülkeden de koparıp yalnızlığa mahkûm etmek… ………………………… ……………..
Niyetleri, düşürdüğümüz uçağın hesabını, uluslararası diplomatik alanda sormak ve bizi zor durumda bırakarak kalan iki üç dost ülkeden de koparıp yalnızlığa mahkûm etmek… …………………………
Bu amaçla attıkları çok önemli bir adım var; o da ermeni soykırımı konusunda…
Putin’ci Rus milletvekilleri, 1915 olaylarının ermeni soykırımı olduğunu inkâr edenlerin cezalandırılması için bir yasa teklifi hazırladı. Bize karşı öylesine birleştiler ki muhalif siyasetçi Aleksey Navalni bile bu yasa teklifini desteklediğini açıkladı…
Navalni, daha da ileri gitti ve bu yolla Türkiye’nin canının acıtılması gerektiğini savundu. Rusya’da bize karşı oluşturulan önemli bir ulusal beraberlik dikkat çekiyor…
Sonuçta Moskova, bu yasa teklifiyle yetinmez, ekonomik yaptırımlar da uygulayabilir ve aramızdaki ticaret hacmini iyice düşürebilir…
Şimdilik bir tehlike yok ama doğalgaz sevkiyatını da azaltabilirler.
Putin’ci Rus milletvekilleri, 1915 olaylarının ermeni soykırımı olduğunu inkâr edenlerin cezalandırılması için bir yasa teklifi hazırladı. Bize karşı öylesine birleştiler ki muhalif siyasetçi Aleksey Navalni bile bu yasa teklifini desteklediğini açıkladı…
Navalni, daha da ileri gitti ve bu yolla Türkiye’nin canının acıtılması gerektiğini savundu. Rusya’da bize karşı oluşturulan önemli bir ulusal beraberlik dikkat çekiyor…
Sonuçta Moskova, bu yasa teklifiyle yetinmez, ekonomik yaptırımlar da uygulayabilir ve aramızdaki ticaret hacmini iyice düşürebilir…
Şimdilik bir tehlike yok ama doğalgaz sevkiyatını da azaltabilirler.
………………………… ……………….
Bu saatten sonra yapılacak tek şey, itidalli hareket etmektir.
Milli onurumuz gibi, karşı tarafın da onurunu dikkate almak ve yeni politikaları o çerçevede üretmektir.
Cart curtla, zart zurtla, ütopik söylemlerle, üzerimize vazife olmayan hasmane girişimlerle iklimi, cayır cayır yanan tandır haline getirmemek
lâzım. Manasız yere kavrulmamızın âlemi yok!
Milli onurumuz gibi, karşı tarafın da onurunu dikkate almak ve yeni politikaları o çerçevede üretmektir.
Cart curtla, zart zurtla, ütopik söylemlerle, üzerimize vazife olmayan hasmane girişimlerle iklimi, cayır cayır yanan tandır haline getirmemek
lâzım. Manasız yere kavrulmamızın âlemi yok!
………………………… ……………….
Amerikal tarihçi Prof. Justin McCarty Kanada’da Toronto Üniversitesi’nde konuşurken belgeler gösterdi ve 1915’te soykırımını Türkler’in değil ermeni çetelerin yaptığını ispatladı.
İddiaların aksine, Osmanlı topraklarında yaşayan ermenileri, ermeni çetelerinden koruyan ve güvenli bölgelere taşıyanın da Türkler olduğunu açıkladı ve devletin bu insanların her türlü ihtiyalarını da karşıladığını kaydetti.
McCarty belgelerle ermeni çetecilerin, askerleri, devlet görevlilerini, valileri ve mutasarrıfları bile öldürdüğünü, işkence ettiğini de ispatladı.
Gerçek bu iken Rusya, aleyhimize bir yasa tasarısına ilişkin çalışmalarını, herhalde düşürdüğümüz uçağın bedeli sayıyor…
………………………… ………………..
Aklıma ne geldi biliyor musunuz…
Sınırımız boyunca ve kendi hava sahamızda görev yaparken düşürülen, iki pilotumuzun şehit olmasına yol açan saldırı, Lazkiye’deki Rus askeri üssünden atılan roketle yapılmış olmasın…
Eğer öyleyse -ki kuvvetle muhtemel- skor 1-1 demektir!