
Bucak- Bayır doğuda Asi Nehrini hudud olarak kullanır ve kuzey Halep güney Hama-Hums Türkmenleri’dir. Fakat Halep-Hama-Bayır üçgeni Suriye Türkmenleri’nin iç denizidir ve Golan’a kadar olan hat da şahdamarıdır. Üçgenin merekezinde Cisrişuğur, Haleb’in Hama ve Bayır’a açılan “Uç” bölgesidir ki zaten “Şuğur” uç demektir.
Ali BADEMCİ
İlber Ortaylı buyurmuşlar ki, “Bayır Bucak Türkmeni diye bir şey yok bunlar Halep Türkmeni’dir.” Elbette doğru da Bayır Bucak Türkmeni nitelendirmesinin ne gibi iticiliği var anlayabilmiş değiliz! Elbette hocam her sözünü tartarak konuşuşur. Böyle bir açıklamanın tamamını henüz görmedim. Meslekten gelme olduğumuz için gazeteci arkadaşlar soruyorlar doğru mu? Elbette doğrudur; fakat bu Bayır Bucak Türkmenleri deyiminin yanlış olduğu anlamına gelmez.
Anadolu Şah İsmail’e akarken Halep Türkmeni deyimi de kullanılmaz; Suriye Türkmenleri Şamlular olarak ifâde edilir. O zaman tarihçi gözü ile bu zamana dönelim! Fakat bir gerçek olan ve birçok şeyler hatırlatan Halep Türkmenleri deyimini unutmuş olacağız! İşte genel bir boylar ifadesi olarak Halep Türkmenleri dersek özellikle son asır Bayır Bucak Türkmenleri’nin mücadelesini unutmuş ve çöplüğüe atmış olacağız. Bucak’ın Osmanlı kayıtlarındaki adı Basit Nahiyesi’dir ki elbette Lazkiye ve bir zaman da Türkiye’de kalan Kuseyr’e bağlı kalmıştır. Meselâ Fransız dönemi böyledir ve Kaymakam Şeyhköy’de ikâmet etmiştir. Kaymakamlık binası hâlâ yerinde duruyor. Şu anda ve Türkiye yönünden Bayır Bucak adının cazibesi Suriye’de bölge olarak sadece Bayır-Bucaklılar’ın Türkçe konuşmalardır. Tarihçinin işte bu günümüz gerçeğini anlamlandırması beklenirken eski istilâhlara dönmek yeni tarihi bir çırpıda unutturur.
Batıda Musul’dan Akdeniz’e doğru Suriye Türkmenleri’ni anlatacaksak Bayır-Bucak, Lazkiye ve Lübnan coğrafya deyimlerini telaâffuz etmeden bunu nasıl başarabiliriz? Elbette bugün Türkiye’nin en güney ucu Cebel-i Akra, Keldağ veya Yavuz’un tabiri ile Tütün Dağı demeden bir izahata geçebiliriz miyiz? Bu isinmler bize neler hatırlatmıyor ki! Yayladağı Osmanlı kayıtlarında “Ordu” dur. İşte unuttuk gitti! Akra’nın güney yüzü ve ağırlıklı Ermeni yerleşimi Keseb, doğu etekleri ise Yayladağı’dır. Fakat tepede Türkiye sınırları içinde Denizgören köyü vardır. Keseb’in eski adı Kassap’dır, eski bir Türkmen yaylalığıdır. Bunları tarihten ve sosyo-kültürel oluşumların içinden çıkaralım mı?
Kesep’den Lazkiye’ye kıyı boyuna kadar Bucak ve Basit derler; Yayladağı içinden geçen Bokludere Suriye’de Bucak ve Bayır’ı ayırır ve doğuya doğru buraya hafif dağlık olduğu için Bayır denmektedir, Türkiye tarafı ise hafif kuzey doğu olmakla bereber Kuseyr diye adlandırılır ki merkezi Şeyhköy’dür. Bu köy Yesevizade Şeyh Abdurrahman Savrani’nin oğlu Şeyh Ahmed Kuseyri tarafından kurulmuştur. Savran diye bir köy ancak 15 kilometre Suriye tarafındadır. Şeyhköylüler Emir Timur zamanında buraya geldiler. Elbette esas Savran Yesi’ye 10 kilometre mesafede fakat Sibirya Demiryolu altında kalan Sauran’dır ve sırtını Kazakistan’in Teke bölgesine dayar. Siyasette bunları Bayır deyiminden ayrırsanız bunları da çöpe atacaksnız.
Bucak- Bayır doğuda Asi Nehrini hudud olarak kullanır ve kuzey Halep güney Hama-Hums Türkmenleri’dir. Fakat Halep-Hama-Bayır üçgeni Suriye Türkmenleri’nin iç denizidir ve Golan’a kadar olan hat da şahdamarıdır. Üçgenin merekezinde Cisrişuğur, Haleb’in Hama ve Bayır’a açılan “Uç” bölgesidir ki zaten “Şuğur” uç demektir. Evvela İlber’in de hocası olan Mustafa Kafalı 1960’da buraları gezmiş, 2010’da da biz köy köy dolaştık. O zamanlar İlber ile uzun uzun izlenimler ve Hatay iskanı konuşmuştuk! Kitabımız 2103’den beri okuyucu emrindedir.
Bugün gelinen noktada tarihten ziyade siyaset ve sosyal siyaset gündemdedir. Bayır-Bucak adını ikinci duruma düşürmenin alâmetleri dış basında açıkça görülüyor. Bizim gazetelerin de onlardan alt kalır hali yok! Dünya kadar “Ekrat” adı ile başlayan mahal icad edilmiş, fakat Bayır’da Kürt olmadığı gibi Hatay’da yerleşimleri yeni, 15-20 yıl gibi yakın zamana dayanmaktadır, ki Hatay’da Kürt yok diyebilirsiniz! İşte Bucak ve Bayır da böyledir. Devlet Bayır Bucak ibaresi üzerine kuvvetle basmalı! Hocam da işi bizim böyle anladığımızı mazur görmelidir! Yoksa bizim de Bayır’a taşınmamız gerekecektir.
Muhabbetle efendim.