
Ergun KAFTANCI
MİT TIR’larına ilişkin olarak iki generalle bir emekli albayın suçlanması, konunun arapsaçına dönmesi olasılığını doğurdu.
Emir komuta zincirinde yer alan bütün halkaları suçlu saymak doğru mu acaba?
O zincirde yer alan rütbesiz asker yani er de verilen emri yerine getirmenin suç olduğunu düşünüp operasyona katılmasaydı, üstleri onu emre itaatsizlikten perişan etmez miydi!?
İki generalimizle bir emekli albayımız bu operasyona daha üst düzeyden
verilen emir sonucu katıldıklarına göre suçlu sayılabilirler mi?
Asıl hedef alınması gereken, o emri veren üst düzey makamdır. Silahlı kuvvetlerde emir komuta zincirinin önemi dikkate alınmalı, bu askeri kural asla göz ardı edilmemeli.
…………………….. …………………………
Bir de çağrım var konuya ilişkin…
MHP Genel Başkan Yardımcısı iken “ Herkesin huzurunda söylüyorum, vallahi de billahi de o TIR’lar Türkmenler’e silah götürmüyordu…” diyen Tuğrul Türkeş o cümleyi bu defa AKP Hükûmetinde Başbakan Yardımcısı sıfatıyla ve de Meclis’te, 550 vekilin huzurunda bir kez daha tekrarlasın bakalım…
……………………..
Bir de çağrım var konuya ilişkin…
MHP Genel Başkan Yardımcısı iken “ Herkesin huzurunda söylüyorum, vallahi de billahi de o TIR’lar Türkmenler’e silah götürmüyordu…” diyen Tuğrul Türkeş o cümleyi bu defa AKP Hükûmetinde Başbakan Yardımcısı sıfatıyla ve de Meclis’te, 550 vekilin huzurunda bir kez daha tekrarlasın bakalım…
Yürekli mi, değil mi görelim…
Evet, Tuğrul Beyi bunu yapmaya davet ediyorum…
Evet, Tuğrul Beyi bunu yapmaya davet ediyorum…
O sözlerini tekrarlarsa iki hususa tanık olacağız…
Birincisi; siyaset dünyamız, lâfının arkasında duran yürekli birini kazandı diyebileceğiz.
İkincisi; AKP, bu beyanın tekrarlanmasına rağmen Tuğrul Bey hakkında herhangi bir yaptırım uygulamayarak pek demokratik (!) bir anlayışa sahip olduğunu kanıtlamış olacak…
Her ikisi de siyasetin kazancı sayılabilir (mi acaba)…
……………………… …………………………
Buradan geçeyim MHP‘ye…
MHP, büyüme sürecindeyken bugünkü gibi kaynayan kazan olmamıştı. Bahçeli Bey partiyi küçülme eğilimine sürükleyince kazan da kaynamaya başladı…
Bilmem dikkat ettiniz mi; adaylığını açıklayan ne Dr. Sinan Oğan, ne Meral Akşener, ne deKoray Aydın, parti, Genel Başkanı ve yönetimi aleyhine ne küçültücü, ne incitici söz söyledi…
Ama Genel Başkan susmadı…
Adaylardan birinin cemaatçi olduğunu iddia etti; hedefteki aday Meral Akşenerdi ve Bahçeli tarafından şöyle suçlanmıştı:
-Gelecekte hep beraber göreceksiniz, Fethullah Gülen hareketinin siyasi figürü olarak MHP’de görevlendirilmiştir…
Genel Başkan bunu söylerken çelişkiye düştüğünü fark edemedi…
İnsana şunu sormazlar mı diye düşünmedi:
-O figür yıllardır yanında, Meclis Başkan Vekili bile yaptın, cemaatçi olduğunu ve Gülen hareketinin figürü olduğunu anlamadın mı?
Ha Tayyip Bey, ha Devlet Bey, farkları var mı?
İkisi de bünyelerindeki cemaatçilerin varlığını pek geç anlayabilmiş; ikisi de Gülen ile zımni de olsa ortaklık yapmış…
…………………….. ………………………..
Demokratik bir anlayışa sahip olmak iyi bir liderin en mümeyyiz vasıflarından biridir. Partisinde demokratik olan ülkesi söz konusu olduğunda
da demokratik olur, o anlayışla hizmet eder.
Bahçeli, bu kategoriye girebilmiş değil…
MHP lideri, Dr. Sinan Oğan‘ın varlığına dahi tahammül gösteremedi…
Seçim bölgesi Iğdır’ı silme MHP‘li yaparak Meclis’e gelen Oğan’ı, çok sivrildi gerekçesiyle partiden ihraç ettirdi. Oğan mahkeme kararıyla döndü, ancak Genel Merkez avukatları kararı temyiz etti; sonuç bekleniyor..
Siyasette kin ve nefrete yer yoktur. Kin ve nefret, beslenene değil, besleyene zarar veriyor ve olumsuzluklara yol açıyor…
Bunu hep birlikte bir kez daha göreceğiz.
………………………… ………………………… …
Değerli okurlar, bir diğer Genel Başkan adayı da Dr. Selim Kaptanoğlu; “aday olacağım” açıklaması yaptı ama henüz kamuoyunun önüne çıkmadı. Bahçeli, merhum Türkeş’in doktoru ve yakını diye tanınan Kaptanoğlu‘nu da dikkate almalı…
Kim ne derse desin, bu defa Bahçeli Genel Başkanlık koltuğundan kalkacak ve belki Dr. Sinan Oğan‘ın dediği gibi partinin aksakalları arasındaki yerini alacak.
* * *
AB ile ilişkilerimiz düzelmeye yüz tuttu…
Yakında bazı konularda müzakereler başlayacak…
İlk açılacak başlık bakalım ne olacak…
Rus uçağının düşürülmesinden sonra Türkiye’ye beslenen iyi niyetin devam ettiği görülüyor. Sadece Birliğin içindeki aşırı sağcılar Türkiye karşıtı diplomasi üreterek dikkat çekiyor…
Mesela, Faşist bir parti olarak tanınan Lega Nord‘un lideri Salvini “Türkiye AB’ye giriyorsa biz gidelim” diyerek tepki koydu…
Salvini, siyasal hayatta fazla etkili değil ama bunu söyleyince İtalyanların dikkatini Türkiye’nin üzerine çevirmiş oldu.
Salvini’ye cevap İtalyan Savunma Bakanı Roberta Pinotti‘den geldi.
Bayan Pinotti, terörün Avrupa’yı da tehdit etmesini ortak savunma anlayışının olmamasına bağladı, Türkiye’ye bu mücadelede ihtiyaç olduğunu kaydererek Salvini’yi “Kuzeydeki ayıyla aynı çuvala girmekle” suçladı.
………………………… ………………………… .
Avrupa, Asya ve Orta Doğu’daki siyasal tavır bakalım daha ne şekillere girecek ve bu bölgeler, kılık değiştirecek mi göreceğiz…