
Ergun KAFTANCI
DIŞ politika takıyye kaldırmaz…
Kırılgandır…
Korka çekine, eğile büküle de yapılamaz…
Salt kendini gözeten bir dış politika üslûbu da yoktur. O yolu izleyen ülkeler olmadı mı, oldu…
Ama diplomasi denilen dışa dönük zekâya önünde sonunda yenik düştüler, masalardan kıçlarına baka baka kalktılar…
Lozan’ı anımsayın, başarımız diplomasimizin eseri.
………………………… ……………………..
İzlediğimiz dış politikanın, evrensel diplomasinin -ki bence diplomasi de bilimdir- hangi kıyısında köşesinde yeri olduğunu bilemiyorum.
Gördüğümü söyleyim; yıllardan beri garipsenecek bir yol ve yöntemi dış politika üslûbumuz haline getirdik. Onu ne geçerli kılıyoruz, ne içinden çıkabiliyoruz…
Oysa “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin, güzel, onurlu ve güçlü bir dış politika yöntemi olduğunu gördük ve yaşadık. Bugün o onurlu ve ağırbaşlı diplomasiye hasretiz hafız…
O dış politika anlayışı ülkemizi, 2.Dünya Savaşı‘na bulaşmaktan ve Hitler adındaki meczup faşist diktatöre yem olmaktan alıkoydu…
Osmanlı başımızda olsaydı, kozmopolit ve takıyye esaslı dış politikasıyla bizi nasıl 1. Dünya Savaşı’na soktuysa, ikincisine de sokardı….
Ulu önder Atatürk nur içinde yatsın, onun çizdiği yoldan giden silah arkadaşı İnönü ülkemizi savaşa bulaştırmadı…
………………………… ………………………
Bugünkü üslûbumuz ise getire getire komşularımızla nizayı getirdi…
………………………… ………………………
İslam coğrafyasında yer alan ülkelerle aramızda mevcut -Etkisiz ve küçük çaplı olanlar hariç- dostluk ve kardeşlik bağlarını koparıp attık…
………………………… ………………………
Sarmaş dolaş olduğumuz Irak ile bu defa zıtlaşma sürecini başlattık; Suriye ile zaten papazı bulmuştuk, niza sürüyor…
………………………… ………………………
Sisi’ye demokrasi düşmanı diktatör dedik, Rabia’yı filan unuttuk Mısır ile tokalaşmak üzereyiz..
………………………… ………………………
Erivan ile yakınlaşmayı bilemedik, tarafların düşmanlığı berdevam…
………………………… ………………………
İsrail ile bir kapışmadığımız kalmıştı, bugün cicim aylarını yaşıyoruz…
“One minute” çıkışlı kabadayılığımızı unuttuk, doğalgaz alacağız diye İsrail’i kadim dost telâkki eder olduk!
………………………… ………………………
Obama “Musul’dan askerlerinizi çekin ” dedi…
“Başüstüne” dedik…
Ardından açıklamamız geldi:
–Çekilme filan yok, güvenliğimiz için askerlerimiz meçhul bir yere konuşlandı…
Üstüne üstlük AKP sözcüsü de çekilmenin kesinlikle söz konusu olmadığını iddia etti.
………………………… ………………………
Bilmediğimiz için “Böyle takıyye olur mu hafız” diye soruyoruz, yanıt alamıyoruz…
Oluyormuş meğer…
………………………… ………………………
Dış dünyaya ne diyorsak iç kamuoyuna aksini söylüyoruz…
………………………… ……………………….
Gelelim Rusya ile yaşadığımız gerginliğe; havada kapıştık, yerde devam ediyoruz. Ne ayı taviz veriyor, ne biz…
Bu böyle nereye gider Allah bilir…
………………………… ………………………
Filistin’i unutmuş değiliz…
İtibarımızın kalesi Filistin!
Onunla kucaklaşıyoruz, bir de Katar ile…
………………………… ………………………
Bütün bunlar çarpık bir dış politikaya işaret değil mi diye soranlara da yanıt veriyoruz:
-Değil kardeş, değil; bu bizim yıllardır uyguladığımız takıyye esaslı dış politika üslûbumuzdur.
Anlayacağınız, bir tür mevsim salatası…