Ergun KAFTANCI
İDDİA ilgi çekici; bir yurttaş facebook’ta “Haraç veriyoruz” diye basmış yaygarayı, ardından da sıralamış:
-Özelleştirilmiş kurumlara hâlâ vergi ödüyoruz. Biri TEDAŞ, diğeri doğalgaz dağıtım şirketleri…
PTT de özelleştirildi, yoksa ona da mı vergi ödüyoruz…
Tekel de öyle, o da özelleştirildi, halk ona da mı vergi veriyor…
Mesela TRT, izlenmiyor ama yurttaşın elektrik faturalarına tıkır tıkır ödediği vergilerden pay alıyor.
Yüzsüzlüğe pes yani…
………………………… ……………………….
Tıpkı, metazori tahsil edilen kayıp kaçak elektrik bedeli gibi, TRT’ye de zoraki para akıtıyoruz…
Dolaylı vergiyle beslenen kim bilir daha kaç özelleştirilmiş kuruluş vardır?
Oysa bunlar, yurttaştan vergi almak yerine devlete vergilerini ödemek konumundadır. Ödemiyorlar demiyorum, ancak durup dururken bizden aldıklarını kendi vergileri gibi devlete vermelerini insan hazmedemiyor.
……………………. ………………………… ..
Size bir şey söyleyim mi; devleti ayakta tutan iktidar değil halk, halkın sorgulama gereksinimi duymadan ödediği vergiler.
Ne yazık ki iktidar, paracıkları har vurup harman savuruyor, lüks hayattan kurtulup israfa dur diyemiyor.
* * *
KOSKOCA bakanlığı kandırdıkları ortaya çıktı…
“Öğretmenim” diyerek başvuran sahte diplomalı 60 kadar uyanık (!) Eğitim Bakanlığı tarafından göreve atanmış…
Bunu itiraf eden de, badem bıyıklılara inat pos bıyık bırakan eğitim bakanı, öğrencilerin Nabi amcası…
Neredeyse her üç ayda bir sistemi değiştiren ve ders kitaplarının yanlışlarla dolu basılmasına ses çıkarmayan bakana göre bu iş çete işi…
………………………… …………………….
Zaten adına kalpazanlık denilen benzer işlerin neredeyse tamamı çete işi.
Oysa, iktidara geldiklerinde ülkeyi saran çeteleri ortadan kaldıracaklarını açıklamışlardı. Statükoyu değiştireceklerini ve toplumu da vesayet altından kurtaracaklarını ilan etmişlerdi.
Ne oldu?
Sadece cemaatin üstüne giderek etkisiz hale getirdiler.
Bir statüko gitti ama yeni bir statüko geldi…
Bir vesayet silindi ama yeni bir vesayet toplumun tepesine yerleşti, omuzlarına bindi
Çetelerle başa çıkamadılar…
İhale çeteleri, sokak çeteleri, insan kaçakçılığı yapan çeteler, yolsuzluk çeteleri, nüfuz kullanma çeteleri, kentsel dönüşüm çeteleri, şike yapma çeteleri, kokoreççi çeteler, midyeci çeteler, pilavcı çeteler, simitçi çeteler…
Hepsi bir köşebaşını tutmuş durumda…
Soyguncu çeteler harıl harıl çalışıyor, terör çetelerini de görüyorsunuz…
Acı ama gerçek, hepsi aktif durumda!
……………………. ………………………… …
Ülkede 40 binden fazla öğretmen adayı atanmayı beklerken şu kalpazan çetesinin yaptığına bakın; sahtekârları atanacak noktaya taşıyor ve koskoca bakanlık bu sahtekârlığın, bu kalpazanlığın farkına nice zaman sonra varıyor…
Hızlı tren filan yapacağımıza önce kendimizi, çağdaşlığa ayak uyduracak düzeyde hızlandırsak herhalde daha iyi olacak.
* * *
BİR fotoğraf gördüm, aklıma geldi…
Ne demişler…
-Arkadaşlarını söyle, sana kim olduğunu söyleyim…
Yanındakilere baktım, adamın kim olduğunu gördüm…
Söylemiyorum; rastgelirseniz siz de bakın, kim olduğunu söyleyin!
* * *
SLOVAKYA‘dan sonra Polonya da Müslüman sığınmacılara kapılarını kapadı. Bakalım başka hangi ülkeler aynı kararı alacak…
Kararın nedeni utanç verici; Müslümanlar’ın yılbaşı gecesi Almanya’da yaptıkları tâciz…
İki ülke bu nedenle Müslüman’a bakışını değiştirdi…
………………………… ……………………….
Müslüman, eline, diline, beline hakim olmakla yükümlüdür. Bunu beceremeyen, İslam’a leke sürülmesine vesile olur ki bu da bağışlanacak bir şey değildir…
Kur’an İslamı’nı yaşamak zorundayız. İnsan hem Müslüman olacak, hem de dinimize yakışmayan işler yapacak…
Olmaz!
İslam’ın ahlâk anlayışından ayrılamayız!
Ayrılanı kurt kapmaz ama Rabbimiz de bağışlamaz!
* * *
DERKENAR: Neredeeeen nereye…
Yazıyı noktalayacağım sırada rahmetli Bülent Ecevit‘in “Taka” başlıklı şiiri geldi dilimin ucuna.
O şiirin ilk mısrasını da başlık yaptım…
Allı yeşilli çeteleri unutmak için…