
Bugün popüler kültürün adına “sevgililer günü” dediği 14 Şubat’ta, toplumsal kayıtsızlığımızın aksine; 20 Temmuz 2015 tarihinden itibaren vatanın bütünlüğü ve milletin birliği için verilen mukaddes mücadelede şehit düşmüş 296 vatan evladını anmak vesilesiyle Kızılay Meydanı’nda idik.
Ankara Ülkü Ocakları’nın organize ettiği Basın Açıklaması, sabrının sonuna gelmiş gönüldaşlarımızın katılımı ile kendiliğinden mitinge dönüştü.
Meydanda bulunan millet evlatlarının yüzlerindeki kararlı ifadeyi okumaya çalıştım: devlete ve millete aidiyet hisseden Kürt kardeşlerimiz dışındaki bölücü hainler ve arkalarındaki şuursuz güruha karşı duyguları şu şekildeydi;
“Bu milletin sabrını daha fazla zorlamayın. Biz bu vatanı “kupon arazi” olarak haram paralarla satın almadık. Bedeli ecdat kanıyla ödenmiş ve vatan yapılmış bu coğrafyayı, arkanızda kim olursa olsun böldürmeyiz.Herkes aklını başına alsın, oturduğu yerde otursun. Daha önce sınanmış bir neslin çocuklarını kimse tekrar sınamaya kalkmasın.”
Rubil GÖKDEMİR