“Mezopotamya Çocukları” söylemleriyle; Türklük gurur ve şuuru, İslâm ahlâk ve faziletiyle şereflenmiş bu topraklarda, bin yıllık hikâyesini örmüş yüce Türk Milletinin arasına yeni “siyasal hendekler” mi kazılıyor!
MHP Osmaniye Milletvekili Doç.Dr.Ruhi ERSOY, TBMM Genel Kurulunda, “TERÖR ve İNSAN HAKLARI İHLALİ” konusunda parti grubu adına konuştu.
Ersoy konuşmasına son zamanlarda yoğun şekilde devam eden terör olaylarına karşı polis ve askerin haklı müdahalesine ilişkin sözleriyle başladı. “Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri, polisi, güvenlik güçleri kökünü Türk kültüründen ve İslam ahlakından almış bu vatanın, bu milletin çocuklarıdır. Hiç kimseye bilerek ve isteyerek zulmetmez” diyerek, bu işin arka planında farklı birtakım programların olduğunu belirtti, Türk devletinin, Türk askerinin, Türk polisinin âdeta katliamcı gibi sunulmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Ersoy sözlerine, “Türk askerinin terörle mücadelede ‘Habersiz ve izinsiz çayınızı, şekerinizi kullandık’ notunun yanına ücretini bırakan polis ve askerden, yaşlıları sırtına alarak PKK’lı teröristlerin elinden kurtarmak isteyen askerin polisin şefkati, samimiyeti Türk güvenlik güçlerinin bölgede gösterdiğini belirtti. Ersoy sözlerine; “Bu haksız tutum karşısında, bu işin böyle olduğunu iddia edenlerin uzantıları İnsan Hakları Örgütünün 8 Eylül 2015 ve 20 Ocak 2016 tarihli basında da yer alan raporunda, YPG’nin, PKK’nın ve PYD’nin etnik temizlik yaptığını ve bölgeyi Türkmenler’ den arındırmaya çalıştığını söyledi.
Ersoy “şehadet şerbetini içen askerimizin, polisimizin, uzman çavuşumuzun saldırırken değil, savunurken hunharca şehit edildiğini, diğer tarafta ülkemizin bir vilayetinde, bir ilçesinde, şehrinde terörle mücadele değil kamu düzenini tesisle alakalı güvenlik güçlerinin görevde olduğunu vurgulayarak iktidara da şöyle seslenmiştir: “Londra’dan Mardin hattına acaba yeni bir açılım sürecinin serüveni mi taşınıyor? “Kadim medeniyetler”, “Mezopotamya çocukları” söylemleriyle aziz ve büyük Türk milletinin, Türklük gurur ve şuuru İslam ahlak ve faziletiyle şereflenmiş ve bu topraklarda bin yıllık hikâyesini örmüş yüce Türk milletinin arasına acaba yeni siyasal hendeklerin kazınmasının temelleri mi oluşturuluyor? Yeni görüşmelerin arka planında kimler, neler peşindeler?” demiştir.
Ersoy “terörle mücadelede öncelikli yapılması gerekenler arasında terör örgütünün sözcülüğünü yapmaya kalkanların, silahla arasına mesafe koymazlar, teröristle arasına mesafe koymazlar, sürekli tek taraflı meselenin “insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, ölümler” gibi kavramların arkasında çok daha farklı işlerin yapılmasına zemin oluşturacak iş birliği içerisinde olurlarsa, siyaseten flu görülmeyi de hak ederler” diyerek isim vermeden HDP’yi eleştirmiştir.
Ersoy; “siyaseten sadece ve sadece Anayasa’nın verdiği seçme ve seçilme haklarından faydalanıp Türk Ceza Kanunu’nun ve diğer müeyyidelerin diğerini tanımayarak otoriter bir anlayış içerisinde hareket ederlerse burada büyük bir hata yapmış olacaklarını” belirterek üstü kapalı HDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları konusunu hatırlattı.
Konuşmasının devamında Ersoy, şehit haberlerinin artık sıradanlaşmaya başladığının ve insanların buna alıştırılmaması gerektiğini vurguladı. “Gücünü inancından alan, bu meseleyi bitirmek için mücadele veren güvenlik güçlerimize Allah güç versin” dedi ve sözlerine şöyle devam etti : “Eğer onlar gerçekten hakkı, hukuku, adaleti, halk ile teröristi ayırt etmeselerdi bu mesele bir gecede biterdi. Bütün bu fedakârlıklar belki de o Mehmetçiğin, o emniyet gücünün, o polisin şehadetinin sebebi, vatandaşı ayırt etmek için hukuka uygun mücadeledir.” diyerek bölgede mücadele veren asker ve polisin görevinin zorluğuna dikkati çekti.
Ersoy konuşmasının sonunda “çözüm süreci” denilen sürecin benzerinin tekrar edilmemesi gerektiğini, “Bu kadar müsaadeli ve müsamahalı yaklaşırken bu yaklaşımlar istismar edilerek tekrar bir açılım süreci ihanetini başlatırlarsa bu hesabı veremeyecek noktaya gelirler. Siyasi irade ve onun temsilcisi, iktidar temsilcisi değerli milletvekillerinin bu hakikati lütfen yüksek sesle kendi gruplarında dillendirmelerini diliyor, siyasal gündemle, Köşk ile sarayın, Sögütözü ile Beştepe’nin kavgasının arasında ideolojik gerilimleri yaşayarak kendi siyasal ikbal ve istikballeri adına kaygılar ve buluşmalar yapanlar, kendi jenerasyonları ve ekiplerini kendi iktidarına taşıma mücadelesi verenler hangi gruptan ve kategoriden olurlarsa olsunlar, iktidar partisi içerisinde her şeyden önemlisi bu konuda, vatan, millet, terörle mücadele konusunda ortak paydada olsunlar.” sözleriyle belirtti.