
Ergun KAFTANCI
CASUSLUKLA suçlanan gazetecilerin yargılanması sürüyor…
Haklarında kısa sürede bir karar verileceğini sanmıyorum…
Neye dayanarak böyle söylüyorsun diye sormayın…
İçimden öyle geliyor!
…………………….
Tayyip Bey, son duruşmayı izleyen yabancı diplomatlara veryansın etmişti…
İlber Ortaylı da “Osmanlı çoook diplomat hapsetmiştir” filan diyerek tepkiye arka çıkmıştı…
Ortaylı önemli bir tarihçi, Galatasaray Üniversitesi‘nde genç dimağları tarih bilinciyle yetiştiriyor…
Hoca iyi ki “Osmanlı, diplomat hapsetmekle kalmaz iyice kızarsa
boynunu bile vurdururdu” dememiş…
……………………
Bu yakınlarda Osmanlı ve Osmanlıcılık, bir şekilde ülkenin gündemine taşınıyor…
İlber Hoca da o kervana katıldı mı ne…
…………………..
Nedir bu eskiye rağbet kuzum…
Sanki bit pazarına nur yağacak…
………………………
Cumhurbaşkanımızın, adı geçen duruşmayı izleyen diplomatlara tepkisi bana göre kişisel bir değerlendirme…
Uymak zorunda olduğumuz evrensel bir anlaşma (*) varken bu tepkinin
yanında yer almamız mümkün değil.
Unutulmasın ki bizim diplomatlarımız da bulundukları ülkelerde, mevcut uluslar arası o anlaşma sayesinde duruşmaları izleyebilmekte.
……………………..
Bir kez daha hatırlatalım; Türkiye padişahlık devleti değil, bir cumhuriyet devletidir…
* * *
ERDOĞAN, Başkan Obama‘nın gıyabında yaptığı konuşmaya haklı olarak tepki koydu…
Başkan basına yansıyan o söylediklerini, bir saate yakın süren görüşmeye sığdırabilir, iddialarına ilişkin yanıtı da Tayyip Bey’den alırdı…
Öyle yapmadı, gıyaba sığındı…
Arkadan konuşması da dostluğa hiç yakışmadı!
…………………….
İnsan, arkasından konuşulmasını sevmez…
Kim kime ne söyleyecekse yüzüne söylemeli…
Yüz yüze konuşmak varken, arkadan konuşmak düpedüz gıybet…
Büyük günah (**)
Müslümanlar, gıybetten kaçınır ama görüyoruz ki Hıristiyanların gıybet diye bir dertleri yok…
Gıybet, hem günah, hem terbiyesizlik, hem de, haddini bilmezliktir!
Aman bizden ırak olsun!
* * *
NASA, Türkiye’nin kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini açıkladı…
İlk tepki de eski İstanbul İSKİ Müdürü şimdilerde Orman ve Su İşleri Bakanı olan Veysel Eroğlu‘dan geldi:
-NASA da kim, biz onlardan iyiyiz…
……………………..
Allah iyiliğinizi versin Bakan Bey, vallah beni çok güldürdünüz…
Ama üzdünüz de…
Sizi epey bilgili bilirdim, değilmişsiniz…
Demek ki NASA‘nın ne ve nasıl bir kuruluş olduğunu bilmediğiniz halde bakanlık koltuğuna oturtulmuşsunuz…
…………………….
Güle güle oturun…
Yalnız NASA‘yı da öğrenin…
NASA İngilizce “National Aeronautics and Space Administration“
adının kısaltılmış şekli…
Amerika’da 1958 yılında kuruldu.
1915 yılında kurulan NACA‘nın devamı…
Havacılık ve uzay konularında çalışma yapan bir kuruluş…
On bin çalışanı var, aralarında Türklerde bulunuyor…
Finansmanını Amerikan Devleti sağlıyor…
Özetliyorum; görüşlerini, hava ve uzay konusunda verdiği bilgileri dünyanın hemen her ülkesi ciddiye alıyor…
O ülkelerde kimse çıkıp da Eroğlu gibi “NASA da neymiş” diyerek kuruluşu aşağılamıyor…
Galiba sadece biz aşağılıyoruz!
* * *
EKRANLARDA 4.5G teknolojisine ilişkin reklamları görmekten bıktık…
Haberlerin ortasına bile bu reklamı sokuşturuyorlar…
Bu teknoloji, telefon kullanan yurttaşların ceplerini boşaltacak bir uygulama…
…………………….
Kullanmak isteyen önce cihazını yeni bir cihazla değiştirmek zorunda.
Bu teknolojiyi yani hızlı internet edinme hizmetini, öyle ucuza vermiyorlar…
Kullanan yüzlerce lira ödeyecek…
…………………….
Yeni telefon edinme tutkusu da ülkeyi sardı…
Cebinde kuruşu olmayan bile 4.5 G teknolojisine uyumlu telefon edinme peşinde…
Her yıl telefon değiştiren çok tanıdığım var, şimdiden sonra sayıları artabilir….
Arsızlara ve görmemişlere özgü bir israf sürecindeyiz!
…………………….
Siz siz olun, sapıtmayın…
Yolunuzu değiştirip 4.5 G’ye sapmayın!
—————————— —–
(*) Viyana Sözleşmesi
(**) Hucurat suresi 12.ayetinde gıybette bulunmak, ölmüş kardeşin etini yemeye benzetilmiştir.