Ergun KAFTANCI
TERMİK santralin açılışı var…
Kürsüdeki zat hiddet dolu:
-Eyy Avrupa, eyy dünya eğer Türkiye’nin gerçek fotoğrafını görmek istiyorsan işte buraya bak.
Santrali işaret ediyor…
Oysa “Bana bak” dese yetecek, ne durumdayız daha net anlaşılacak…
…………………….
Bir ülkenin çağdaşlığı ve gücü, termik santralleriyle mi ölçülür…
Demokrasi ve demokatik ilkeler ne güne duruyor…
Keza hukuk ve özgürlükler…
Yığınla sosyal sorunu kılıflayıp dikkatlerden uzak tutmakla ve santralimiz var diyerek güç vehmetmekle güçlü mü olunur…
……………………
Eyy Avrupa ve eyy dünya yanıt veriyor:
-Büyük ve güçlü olduğuna bizi, santralleri filan işaret ederek inandıramazsın…
İnanmaları için başka faktörler olduğunu ima ediyorlar…
Bizde olmayan ya da çarpık durumda olan faktörleri…
Mesela demokrasiyi, mesela hukuku ve mesela adaleti…
Pek tabii özgürlükleri de…
Öncelikle “Bunlar ne âlemde” diye soruyorlar…
………………….
Ne yaptığımıza gelince…
Bıkmıyoruz, usanmıyoruz, sanal esaslı toplu açılışları işaret ederek eyy Avrupa ve eyy dünya ile dalgamızı geçiyoruz!
Özetle, dosta düşmana erişilmez (!) gücümüzün ve büyüklüğümüzün dalga geçmekten ibaret olduğunu gösteriyoruz!
ZATİ SUNGUR MUSUNUZ BİRADER
—————————— ———
TORBA yasa çıkarmaya pek alıştılar…
TORBA yasa çıkarmaya pek alıştılar…
Kulağımıza gelen söylenti herkesin dilinde:
-Tıka basa, işte torba yasa…
Gençlerin sağlık sigortası borçları ceffel kalem silindi…
Bu iyi…
65 yaş aylığı alan, kimin yanında yaşarsa yaşasın, maaşından kesinti yapılmayacak.
Bu da iyi…
Bitmedi…
Ruhsatsız binalara elektrik, su ve gaz verilecek…
Bu iyi değil…
Trafik sigortasında sigorta şirketlerinin yükümlülükleri azaltılacak…
Bu da iyi değil…
Kazaya kendi kusuruyla karışana ise tazminat yok, verilmeyecek…
Ne demek lâzım, şaşırdım…
…………………….
Unutmadan…
Bu torba yasanın numarası 6704…
Görevi ise oy kaybını önlemek!
…………………….
İllüzyonist Zati Sungur‘un torbasını da geçti bunların torbası…
Sungur, boş torbasından, âllem eder kallem eder ya bir çiçek, ya bir güvercin çıkarırdı…
Bazen de tavşan…
Bizimkiler, dünyaca ünlü merhumu bile geride bıraktı…
Görüyorsunuz, torbadan neler çıkarıyorlar neler…
SAHNELER BOŞALDI
———————–
DÜN, Tiyatro dünyamızın bir büyük kaybından söz etmiştim…
DÜN, Tiyatro dünyamızın bir büyük kaybından söz etmiştim…
Çetin İpekkaya‘nın vefatından…
Aklıma geldi…
Bizim dönemimizde Galatasaray’dan çoook tiyatro adamı çıktı…
Çetin onlardan biriydi, Ayberk Çölok da…
Erol Günaydın bir üst sınıftaydı, Ergun Köknar da öyle…
Asaf Çiyiltepe unutulur mu…
2002 yılında yitirdiğimiz Ege Ernart‘ı da herhalde unutacak değilim; Ege de sınıf arkadaşımızdı…
Aydemir Akbaş ile iki yıl aynı sırada oturduk, Kafka hayranıydı…
O da aktör oldu…
Soytarı olanları aktörden saymıyorum…
Bizden sonraki jenerasyonda Ferhan Şensoy var, Allah ona ömür versin…
Unuttuklarım olabilir, yaşıma verin…
………………………
Sahnedeki aktörler değişti pek tabii…
Şano artık AKP’li siyasetçilerin…
Oynadıkları oyunların her biri eşsiz, emsalsiz birer tiyatro eseri değil mi…
Muhsin Ertuğrul –Bazılarına göre Ertuğrul Muhsin- sağ olsaydı, inanın bunlarla kocaman bir tiyatro kurardı…
İLKELİ ADAM VESSELAM
————————–
O kolay kolay kulüp beğenmezdi, kulüpler de onu…
Sonunda, kazın ayağını kırdı…
PTT 1. Lig takımlarından Adana Demirspor‘a teknik direktör oldu…
…………………….
Deneyimli hocadır Yılmaz Vural…
Bu 38’inci takımı…
Zirve mücadelesi yapan bir ekip…
Adana’nın iki büyüğünden biri…
…………………….
Gitmediği diyar, çalıştırmadığı takım kalmadı…
Futbol dünyasında onu Evliya Çelebi‘ye benzetiyorlar…
Adana Demirspor‘da ne kadar kalır Allah bilir…
Kafasının tası atmasın, vııınnn kaçar gider, takım arar..
İlkeli adamdır Vural!
…………………… .
Siyasetçi olsaydı üç parti değiştirince fırıldak diye anılan eski Afyonkarahisar Milletvekili Kubilay Uygun‘u da geçerdi…
Erişilmez olurdu!
……………………
Dilerim Adana’da başarıyı yakalar!
YOBAZLIĞIN LÜZUMU YOK
————————- —–
GENÇKEN de böyleydi, yobaz düşüncelere sahipti…
Bin yaşına geldi yobazca düşünmekten hâlâ kurtulamadı…
…………………….
Devletin dini olmaz!
İnsanların dini olur…
Dolayısıyla insanla devlet ilişkilerini düzenleyen ilkeler manzumesi
anayasamız da, dini içerikli hükümlerle doldurulamaz…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti‘nde laiklik esastır…
…………………..
İddiaya bakın…
Laikliğin tanımı yokmuş…
Yuh yani…
Olmasaydı Tayyip Bey Mısır halkına “Laiklikten ayrılmayın” diye nasihat eder miydi!
……………………
“Anayasayı laiklikten koparmalı” diyen ağzın sahibi prototip yobazdır!
Yobazın daniskası!
Hevesi de açıkça din devletidir!
……………………..
Bir gün lâzım olur…
Yazsın aklının bir kenarına…
Bireyin din ve inanç özgürlüğü ancak laiklikle sağlanır…
…………………….
. DERKENAR: “Laikliğin tarifi yapılmalı” diyerek din devletini hayal eden, elbet de anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesine de gözünü diker… Onlar, bu gidişe dur diyen ilk sağlam engeller ya…