Ergun KAFTANCI
SADECE AP raporu değil….
ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait İnsan Hakları Raporu da aleyhimize…
Stratejik ortağımızdan da olumlu puan alamadık……
“Hak ve hukuk anlayışınız yüzünden iyi noktada değilsiniz” diyorlar.
…………………….
AP raporundaki temel konular Amerikan raporunda da var…
İfade özgürlüğümüzün olmadığı vurgulanmış…
Bu özgürlüğe siyasal iradenin müdahale etmesi de eleştirilmiş…
…………………….
Aynı raporda ele alınan önemli bir diğer konu yargı…
Yargı zayıf, adaletsizlik çok demişler…
“Yurttaşlar kollanmıyor, garip ama gerçek, koruyup kollamakta siyasal irade öncelikli” diye eklemişler….
…………………….
Hatırlatma da yapılmış…
Siyasal amaçlı suçlamayla sorgulamanın çokluğuna dikkat çekilmiş…
Ceza ve islah evlerimizin yenilenmesi gerektiği vurgulanmış…
Raporda terör ve kadına şiddet konularına da değinilmiş…
Bu konularda da ümit dolu tek cümle kullanılmamış…
…………………….
Dokunulmaz hale getirdiğimiz 17- 25 Aralık operasyonları unutulmamış…
Bu operasyonların aklanmayla sonuçlanması da dikkate alınmış.
Yolsuzluk davalarının kapatılması için yargıya baskı ve bu amaçla yapılan atamalar da “Bunlar ne demek” anlamına gelen cümlelerle ayrıntılı olarak raporda dercedilmiş.
…………………….
Değerli okurlar, iki önemli güç tarafından didik didk edildik…
Böylece etrafımızda, siyaseten endişe verici iki gedik açılmış oldu…
Hem AB, hem ABD cephemizde durum vahim…
…………………….
Bu iki deliği kapatmak için gayret mi gösteririz, yoksa kolay yol diye raporları kaleme alanlara veryansın mı ederiz bilemiyorum…
Dış politikamız malûm…
Ondan kaynaklanan alışkanlığımız depreşirse herhalde veryansın ederiz!
* * *
HERKES gibi o da bir ilden vekil seçildi…
Kendini hemşehrilerine kıyak yapmakla yükümlü saydı…
İlk işlerinden biri de atama yapmak oldu…
Dirayetli mi dirayetsiz mi, yapabilir mi yapamaz mı diye düşünmeden adamın birini aldı götürdü, Ankara’da önemli bir koltuğa oturttu…
İsimleri ve bazı sözcükleri yazmayacağıma dair yemin etmiştim ya, ona sadakat gösteriyor ve bu kadar söylemekle yetiniyorum…
Meraklanmayın…
Kızmayın da…
O atamayı yapanla bir dinsel vakıftan alınıp üst düzey makama oturtulanı, nasıl olsa hiss-i-kable’l vuku (*) ile bileceksiniz…
* * *
BOLLUĞA bakın…
Hem oy, hem para bolluğuna…
…………………….
İktidarı kaçırmamak için 1 Kasım’da kesenin ağzını açmışlar…
KKTC‘de mukim seçmeni, hem hava, hem deniz yoluyla yarım milyon liraya yakın harcama yaparak yurda getirmişler…
Doğru sandık başına…
Talimat da kesin:
-Oylar iktidara!
…………………….
Bitmedi…
Ne kadar yalama ve yalaka yazar varsa KKTC’ye götürmüşler.
Yemleri verilmiş, “Şu seçmene bizim propagandamızı yapın” demişler…
Cukkalar cepte ya…
Yalakalar istenileni yapmış!
……………………
Nihayet duruma AYM el koymuş…
Harcanan ve dağıtılan paranın Hazine‘ye iadesini istemiş.
Bir de açıklama yapılmış…
“Yurt dışındaki yurttaşların oy kullanmalarını sağlama görevi devlete aittir” denilmiş…
Bu, “Sen devlet değilsin, otur oturduğun yerde, devletin işine bulaşma”anlamına gelen bir açıklama…
…………………….
Kısacası, paralel devlet işte böyle oluşuyor değerli okurlar…
Demek ki neymiş…
Devletin işini yüklenmek de paralel devlete özgü işlerdenmiş…
O nedenle uyarıyorum…
Öncelikle, iktidarın içindeki paralel devlete dikkat!!
———————–
(*) Önsezi