
Ergun KAFTANCI
YEMİN ettim, yazılarımda bazı sözcükleri ve isimleri kullanmayacağım.
Bu yaştan sonra başıma dert almaya niyetim yok…
Bu yaştan sonra başıma dert almaya niyetim yok…
……………………
Yazdıklarımızı anlamayanlar ya da işlerine geldiği gibi anlayanlar yüzünden inciniyoruz…
Yazdıklarımızı anlamayanlar ya da işlerine geldiği gibi anlayanlar yüzünden inciniyoruz…
Onunla da kalmıyoruz, endişe duyuyor, sorguya çekiliyor ve huzursuz oluyoruz.
İyisi mi bazı sözcükleri unutalım gitsin…
…………………..
Bizde basın özgürlüğü, ileri demokrasilerdekine benzemiyor. ..
Oralarda rutubetten nem kapanlar yok…
İnsanlar düşünce ve düşündüğünü yazıp söyleme özgürlüğüne sahip…
İyisi mi bazı sözcükleri unutalım gitsin…
…………………..
Bizde basın özgürlüğü, ileri demokrasilerdekine benzemiyor.
Oralarda rutubetten nem kapanlar yok…
İnsanlar düşünce ve düşündüğünü yazıp söyleme özgürlüğüne sahip…
Demokrasinin güzelliğini yaşıyorlar.
…………………..
Rutubetten nem kapmak ise bize özgü…
Eleştiriye gelemiyoruz…
Basit bir eleştiriden bile rahatsız olanlarımız var…
Bir sözcükten elli mana çıkarıp yakamıza yapışıyorlar…
………………….
Oysa anlaşılmayacak şeyler söylemiyoruz ki…
………………….
Oysa anlaşılmayacak şeyler söylemiyoruz ki…
Hakaret de etmiyoruz…
Alt tarafı eleştiri…
Ona bile zerre kadar müsamaha yok…
Pohpohladınız mı iyisiniz…
Eleştirdiniz mi yallah yargıya, başınızın çaresine orada bakın!
………………….
Ne yapalım yani…
Ne yapalım yani…
Birileri gibi yalakalık mı yapalım?
İşimiz yalakalık değil bağımsız gazetecilik…
………………….
Beyleri mutmain edecek sözcükleri kullanmak zorunda mıyız!?
Kalemlerimiz, düşüncelerimiz, ilkelerimiz yalama mı olsun…
Beyleri mutmain edecek sözcükleri kullanmak zorunda mıyız!?
Kalemlerimiz, düşüncelerimiz, ilkelerimiz yalama mı olsun…
Gazeteci yazar, sirk maymunu değil ki istenileni aynen yapsın…
…………………
Ayrıca…
Birileri keyiflensin diye sesimizi göbek attıracak şekilde akort edemeyiz!
Birileri keyiflensin diye sesimizi göbek attıracak şekilde akort edemeyiz!
…………………
Tekrarlıyorum…
Başımı derde sokmak niyetinde olmadığım için demokrasimizde basın özgürlüğü, düşünce ve düşünceyi yayma özgürlüğü ne kadarsa o çerçevede kalmaya kararlıyım…
Sözcük dağarcığımda ne varsa nasıl olsa bir gün kullanma olanağına kavuşurum diye düşünüyorum…
O günleri görme umuduyla…
* * *
SABAH erken uyanırım…
İlk işim de gazetelere göz atmak olur…
Her gün 7 gazete alıyorum; almadıklarımı da internetten okuyorum…
Dün gazeteler geç geldi…
Beklemedim, yazı için bilgisayarın başına geçtim, haber taraması yaptım…
İlk okuduğum haber ise acem asıllı yurttaşımız Reza Zarrab‘ın New York’ta yargılanacağına ilişkindi…
New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, zanlının dört ayrı cezaevinde kaldıktan sonra kente getirileceğini açıkladı…
Miami’den New York’a giderken otobüste diğer mahkûmlar da olacak.
Hepsi ayrı cezaevlerine bırakılacak.
O nedenle Zarrab, dört gün dört gece uzun bir yolda dur durak yolculuk yapmak zorunda…
Tutuklu olmasaydı bu mesafeyi uçakla hem de first class‘da uçarak üç saat 24 dakikada alacaktı…
Kader işte!
……………………
Başsavcı Preet Bharara, konuya ilişkin soruları yanıtlarken şöyle demiş:
–Tutuklamayı yaptığımız gün Twitter’da 8 bin 100 takipçim vardı. Birkaç gün içinde takipçimin sayısı 270 bini geçti. Bu akşamki yemek öncesinde, 298 bini buldu ve hemen hepsi Türk takipçiler. Ancak durum şu ki, hiç ülkelerine bile gitmemiş olduğum, adımı zor söyleyebilen hatta hiç duymamış, İngilizce bilmeyen, Türkçe mesajlar yazan yüzbinlerce insan, temiz bir yönetim konusunda umut arayışı içinde. Bu hepimiz için, dürüst ve şeffaf, hukukun üstün olduğu yönetimlere özlem duyulduğunun açık bir göstergesi.
Paragraftaki “Bu hepimiz için…” diye başlayan son cümlesine dikkatinizi çekmek isterim değerli okurlar…
Başsavcının bu cümlesi bile çok şey anlatmıyor mu!?
…………………
Ne beklediğimizi de söylüyor:
-Yüzbinlerce insan temiz bir yönetim konusunda umut arayışı içinde…
Yanlış mı!?
* * *
GENÇ erkeklerin saçları ne öyle…
Kafalarının yarısı saçlı, yarısı saçsız…
Ya da yanları kel, tepede bir tutam saç…
Berber yüzü görmeyenler kadın başı gibi topuz yaptırıp geziyor…
Kafasını berbere teslim etmeyenler ise saçlarının her bir telini kirpi oku gibi dikiyor…
Korkunç!
…………………
Ya sakal?
Yüz erkekten 21’nin sakalsız olduğu açıklandı…
Köseler dahil!
Dizilere bakın, beş aktörden biri sakalsız, gerisi sakallı…
Cins cins…
Keçi sakallısı da var, sakalını göbeğine kadar sarkıtan da…
Ya alt dudağının altında sakal bırakanlar…
O kadar komik oluyorlar ki…
…………………..
Üzerinden iğrençlik akan bu moda da nasıl olsa geçer diye teselli buluyoruz…