Dr. Sakin ÖNER
SAYIN AKŞENER YANLIŞ YAPMAYIP, OYUNA GELMEYİNİZ.
YOKSA HEM SİZ, HEM MHP, HEM MİLLET KAYBEDER
Sayın Meral Akşener’i politikaya atıldığı ilk günden itibaren takip ediyorum. Milliyetçi ve vatansever oluşunu, mert-dik ve cesur duruşunu beğeniyorum ve takdir ediyorum. 28 Şubat sürecindeki dik duruşu ise kamuoyunun malumudur. MHP temsilcisi olarak TBMM Başkan vekilliği yaparken sergilediği başarılı yönetim herkesin takdirini kazanmıştır.
Kendisini yıpratmak isteyenlerin “MHP’ye DYP’den gelişini” kullanmalarını çok temelsiz ve yakışıksız buluyorum. Parti yönetiminde bundan önce de, halen de merkez sağ partilerden gelen kişiler olduğu için, Sayın Akşener’in DYP’den gelişini hiç yadırgamadım. Geçmişini, aile çevresini ve ağabeyinin MHP Kocaeli İl Başkanlığı yaptığını bilenlerdenim. Milliyetçiliği ve ülkücülüğü konusunda hiç şüphem yok.
Bana göre Sayın Akşener’in MHP tabanında ve halk nezdinde büyük sevgi ve sempati uyandırması, Sayın Bahçeli ve başarısız çevresini çok rahatsız etti ve siyasi arenanın dışına itilmeye çalışıldı. MHP tabanının büyük şok yaşadığı 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra genel başkan adayı olarak ortaya çıkışı, yerinde ve zamanındaydı. Bu süreçte yaptığı çalışmalar, söylemleri ve halka yaklaşımı ile kısa sürede, 14 yıllık AKP iktidarından bunalan her partiden vatandaşın “AKP’den kurtuluş umudu” oldu. Bunun sonucunda gittiği her yerde bir genel başkan gibi karşılandı. Diğer genel başkan adaylarına göre önemli bir farklılık yarattı. Bu farklılık MHP Üst Kurul delegeleri tarafından da görüldü ve değerlendirildi. Olağanüstü Kurultay için toplanan 540 imzanın 420’sinin Sayın Akşener’in şahsına verildiğini biliyoruz.
Ne olduysa bundan sonra oldu. Bir taraftan Olağanüstü Kurultayı engellemeye çalışan Sayın Bahçeli, bir taraftan da genel başkan adaylarını birbirine düşürmeye çalıştı. Bazı adayların, Sayın Akşener’in açık ara öne çıktığını görerek bu oyuna gelmekte olduklarını seziyorum. Sayın Akşener’in de çevresini kuşatanların etkisiyle bütün adayları kucaklayıcı ve kuşatıcı olamadığını düşünüyorum. Liderlik ikram edilmez, kişi kendi yerini kendi tayin eder. Bunun için Sayın Akşener’in daha hoşgörülü ve birleştirici olması gerekir.
MHP, basit ve sıradan bir siyasi bir parti değildir, bir inanç ve ideal, bir dava partisidir. Elli yıllık tarihinde zorlu süreçlerden geçerek, telafi edilmez fedakarlıklarla bu günlere geldi. Bu dava; nefislerinden, şahsi hırs ve ihtiraslarından vazgeçerek, serdengeçti bir tavırla, millet ve Allah yolunda çalışmayı ibadet bilen milliyetçi ve ülkücü dava adamlarının çabalarıyla buraya kadar geldi. Sayın Akşener, siz şu anda sadece MHP’nin değil, AKP iktidarından bunalan milyonların umudu oldunuz. MHP tabanı sizi, “seçim başarısızlıklarıyla kırılan onurunu iktidara taşıyarak ayağa kaldıracak lider”, kamuoyu sizi “AKP’den bizi kurtaracak lider” olarak görüyor. Onun için toplantılarınıza çok büyük ilgi gösteriliyor.
Sayın Akşener, lütfen MHP yönetiminin bölücü ayak oyunlarına gelmeyiniz. Bütün nefsani duygularınızdan ve çevrenizden gelen etkilerden sıyrılarak, bütün adayları ve MHP üst kurul üyelerini kucaklayınız. Birlik ve beraberlik içinde hareket ediniz. Bölünmeyiniz, birbirinize düşmeyiniz. Bu seçimler geçecek, ileride birlikte çalışacaksınız. Bu davanın hepinize ihtiyacı var. Bunun aksini yaparsanız, bu davaya gönül verenlerin ve size umut bağlayan vatandaşların bütün umutlarını, bir daha canlanmamak üzere öldürürsünüz. 19 Haziran, hem MHP’nin, hem de bu iktidardan bunalan ve bir çıkış yolu arayanların son ümit durağıdır. Konu, MHP için siyasi arenada güçlü bir aktör olup olmamak, milletimiz içinse bu iktidara mahkum olup olmamaktır.
Sayın Akşener, MHP’lilerin ve size güvenen vatandaşların umutlarını boşa çıkarmayınız, MHP’lilerin ve milletimizin yüzünü güldürünüz. Size güveniyorum ve inanıyorum. Başarılar diliyorum. Allah yolunuzu açık etsin.