
Ergun Kaftancı
SURİYELİ sığınmacıların Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmalarını gündeme taşıyan Cumhurbaşkanı Erdoğan…
Ortada henüz ne Meclis kararı var, ne Bakanlar Kurulu kararı.
Konu Erdoğan‘ın açıklamasından öteye gitmiş değil…
Ancaaak…
Yurttaşlar muhtemel gelişmeye tepkili…
Sosyal medyaya bakın, halkımız sığınmacıların yurttaş olmalarına karşı.
Haykırmalar aynı:
-Sığınmacılara yurttaşlık hakkı verilmesini istemiyoruz.
“Referandum yapılsın” diyenler de çoğunlukta!
…………………..
Yurttaş olmayı bekleyen binlerce sığınmacı olduğunu söylüyorlar…
Varsayım tabii…
Binlerce değil, onbinlerce de olabilir…
Çünkü rahatlık ve avanta peşinde koşan Suriyeliler için Türkiye cennet; aramıza kıvrılıp kalmak isteyebilirler…
Bir ince nokta var ki hiç göz ardı edilmemeli…
AKP’liler bu yolla iktidara oy akışı sağlanacağını düşünüyor, o nedenle de bu öneriye sarılıyorlar…
Daha şimdiden, parti bu öneriyle sarmaş dolaş olmuş durumda…
…………………..
Sığınmacılara yurttaşlık için evet dediğimiz an Türkiye’nin nüfusu, dünyada eşi görülmemiş süratte artmış olacak…
AKP’liler, “Yarın seçim yapıldığında sığınmacı yurttaşlar AKP’ye oy verir” düşünücesinde… AKP’ye oy verecek olanların, başkanlık sistemi halk oyuna sunulursa ona da evet diyecekleri düşünülüyor…
İyi (!) bir içsel pazarlık…
Yurttaşlık acaba, bunu sağlamak için mi verilecek…
……………………
Başbakan Yıldırım, ancak Erdoğan‘ın açıklamasından sonra konuya müdahil oldu ve sığınmacıların yurttaş olabilmelerini sağlayacak koşulları açıkladı…
Bu koşullar sanıyorum Yıldırım‘ın kendinden menkul; teknik bir değerlendirme ve açıklamaya dayanmıyor, yani arîz-ü amik (*) incelenmiş değil!
……………………
Bu arada yaygın bir söylenti daha var; Ahmet Davutoğlu‘nun görevden azledilmesinin nedenlerinden biri de bu konuya, yani sığınmacıların yurttaş olmalarına karşı çıkmasıymış…
Eğer bu söylenti doğruysa başbakanın söz hakkının kısıtlandığı ortaya çıkıyor…
Şayet kısıtlama ve kısıtlanma söz konusuysa kötü bir gelişme yaşanmış demektir…
İnsan bu söylentiye inanmak istemiyor!
…………………….
(*) Enine boyuna
*
DERKENAR
SURİYELİ Arap sığınmacılardan önce, Esad‘ın zulmünden kaçarak bize sığınan Türkmen kardeşlerimize kucağımızı açmamız lâzım. Yurttaş yapacaksak onları yapalım. Arabı Peygamber Efendimiz’in akrabası, Arap harflerini de Kur’an diye görerek yurttaşlık dağıtırsak büyük hata etmiş oluruz. Bunları yurttaşlığa alacağımıza ülkelerine giderek şer güçlerle mücadele etmelerini önermeliyiz. Demokrasiye, özgürlüklere, bağımsızlığa hayat vermeleri gerektiğini kafalarına çakmalıyız.
*
Mizahtan korkulmaz
BU TESPİTE bayıldım…
CHP lideri Kılıçdaroğlu, yayın hayatına yeni atılan bir mizah dergisine demeç vermiş, demiş ki:
-Komedyanın doğumundan günümüze mizah, iktidarların korkusu olmuş. Benim için mizah, korkuyu öldüren bir eylemdir. Erdoğan’ın mizaha nasıl baktığı ise malûm. Mizahtan korkuyor. Sosyal medya üzerinden dile gelen mizah karşısında ne yapacağını bilemiyor…
Tayyip Bey‘in mizahtan korktuğu kanısında değilim…
Terbiyesiz ve haddini bilmez mizahı sahiplenenlere kızıyor olmalı…
Kim olsa kızar, ben de kızarım…
Kılıçdaroğlu belki Erdoğan‘ın mizaha hoşgörüyle yaklaşmadığını söylemek istemiş olabilir…
Bu görüşe katılacak herhalde çok kimse de vardır…
*
Cuk diye oturmak
MEMURA ve emeklilerine yapılacak zam açıklandı…
Emekli memurun eline zam olarak en fazla 400 lira geçecek…
Maaş artışı 80 ile 400 lira arasında…
İşçi emeklisinin maaşında ise komik denecek bir artış söz konusu.
Oran yüzde 4’e yakın, 3.70…
Zam oranı ise 35 lirayla 152 lira arasında…
……………………..
Eskiler, aynı işi yapanların birine fazla ödeme yapıldığında az alan diğerinin hakkını savunurken çok alanı kastederek af buyrun “O herifin bokunda boncuk mu var” der ve çok alanla az alanın aynı işi yapmalarına rağmen ayrı ücretlendirilmelerine karşı çıkarlardı…
Bugün bu ifadeyi kullanan var mı bilemiyorum…
Ama bana kalırsa o ifade bugünkü koşullarda da cuk diye yerine oturuyor!
*
Bu nasıl iş
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlût Çavuşoğlu, Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Monde‘a demeç vermiş…
Membiç’in geleceğine ilişkin olarak da “ABD ile aramızda gizli bir askeri anlaşma var” demiş…
Bu lâftan sonra o anlaşmanın gizliliği mi kaldı…
Aldırmamış, anlatmış:
-DAEŞ ile tüm imkânlarımızı kullanarak savaşıyoruz. İncirlik’teki hava üssümüzü açarak, Peşmergeleri ve Iraklı yerel güçleri, Hıristiyanlar, Yezidiler, Sünniler, Türkmenler dahil Irak’ın kuzeyinde eğiterek, DAEŞ karşıtı koalisyonda çok aktif hale geçtik….
…………………
İnşallah gizli tutulduğu söylenen anlaşmada ciddi anlamda saklanmış ve ifade edilmemiş başka argümanlar vardır…
…………………
Yoksa gizlilik, aleniyet anlamına filan mı geliyor!?
*
NAZİRE
IRAK’TAKİ patlamadan sonra İçişleri Bakanı istifa etmiş…
Bize inat herhalde…
………………….
İki bakanın mantığı birbirine zıt…
Iraklı meslektaşı vedalaşıp giderken İçişleri Bakanımız, o kadar patlamadan sonra hâlâ koltuğunda oturuyor!
Farkı fark edin artık!
*
BİR SÖZ
AŞIRI ilgi, eşeği aslan olduğuna inandırır…