Sosyolog şair A. Yılmaz Soyyer’in şiir kitabı Çifte Vav’ın İzinde Post Yayınları arasında raflarda yerini aldı.
Yayınevinin “40 yıldır şiir dergâhına ilham devşiren şair” olarak takdim ettiği Yılmaz Soyyer’in her biri Türkçe’nin zirvesi şiirleri okuyucuları ile buluşuyor.
Yılmaz Soyyer de şairi şu kelimelerle ifade ediyor: Şâir yeni şeyler söylemelidir; geleneği yeniden ama yeni tarzda ifâde edebilmelidir. Çok okumalı, çok hayâller kurmalı ve hayâl zemininde düşünebilmelidir. Şâir yüz sene sonra okunuyor olmayı hedeflemelidir. Bence herkesin değil şiirle sarhoş olanların “şâir” dediğidir şâir.
Türkçeyi gönülden varlık sebebi sayan herkesi kendimden görüp, birlikte yaşarım diyen ülkücü şair Soyyer’in şiirleri ile sarhoş olmak için Çifte Vav’ın izini hep beraber sürelim.
“Külhanbeyi sustalısı gibiydim
Nefesimden inciler cilâlandı
Dinleyince dağda ormanlar yandı
Ben ki söz ehlinin en garibiydim
İşitenler, konuşan Ankâ sandı
Lügatlerden söz çalan mağribiydim”
KİTAPYURDU sitesinden ulaşabilirsiniz:
http://www.kitapyurdu.com/kitap/cifte-vavin-izinde/444742.html&manufacturer_id=34988
İLK YORUMLAR
Sevgili Yılmaz Soyyer iyi şairdir. 17 yaşındayken aruzla şiir söylerdi. Töre Dergisi’nin Töre olduğu yıllardı. O sayfalara girmek kolay değildi. Yılmaz o yaşta oradaydı. İyi şair olduğunu konuşurduk.Severek okurduk.Doğrusu bu kitap da benimki gibi gecikenlerdendir. Şiir nâmına bir tad almak isteyenler için Yılmaz Soyyer’i okumalarını hararetle tavsiye ederim demek eksiktir.Şiir seviyorsanız, “Çifte Vav’ın İzinde”de duygunuza bırakılmış izler bulacaksınız.Sevgili Hayri Ataş, Post Yayınları’yla büyük iş görüyor.Yılmaz’ı tebrik ederken onu da tebrik ihtiyacı duymam bundan.
Yağmur Tunalı
……………..
Demlenmiş bir şiirdir Soyyer şiiri. Kırk yılın demi tüter üstünde… Ülkücü mayanın üzerine akademik birikim eklenmiş, onun da üstüne akılla aşkın, kurguyla gerçeğin, tarihle güncel olanın kaynaştığı romanlar kanat germiştir. Pençeleri bilimden, kanatları Mevlevi ve Bektaşi kollarından oluşan bir kartalın çift başını ise aşk ve dava, aruz ve hece ile yazılmış şiirler taçlandırır. Bu kartalı tanıdığım, dost olduğum, uçuşlarına tanık olduğum için bahtiyarım. Şimdi durulmuş, dinmiş bir dağ doruğunda gönlünün ütopyasını kurmuş yaşayan bu Garuda’nın muhterem eşine ve sevgili torununa adadığı bu şiirleri hem birer sanat eseri, hem de yazarın, çağın ve devrin aynası olarak ana çizgileriyle değerlendirmeye geçebiliriz. Hüseyin Nihal Atsız’ın Ruh Adam romanında yer alan ünlü mektuba benzeyen “Geri Dönen Mektup” şiirinde şair yangının ortasında ateşle oynar. Beklenip bir türlü gelmeyen mektuba karşı yazılan bu mektup-şiir yenibosna escort şairin platonik aşkını yansıtır. “Geri Dönen Mektup”u bütünleyen “Hasret” şiiri gurbet hapishanesinde aşk hasreti çekenâşığın çilesini terennüm eder. 2007’de şiire geri dönen şairin Beş Hececiler’i, Rıza Tevfik’i, Arif Nihat’ı, Atsız’ı, Necip Fazıl’ı, Niyazi Yıldırım’ı, Yetik Ozan’ı sindirmiş; Yahya Kemal’den uzaklaşmış olduğu görülüyor. Aslında bu son on yıl nişantaşı escort onun “Suyu Arayan Adam”lardan biri olarak “toprağa dönüş” sürecini yansıtır. “Harmandalı”, “Bağlama”, “Güz” ve “Davraz Dağı” bu dönemin en güzel şiirleridir. Na’t-ı Şerif ve Fırat Çakıroğlu için yazdığı şiirler de klasik sayılacak değerdedir. Fakat şairin ulaştığı doruk Davraz Dağı’nda karar kılmıştır. Bu şiir şairin gerçek “axis mundi”sidir. Hint dinindeki Meru izmir escort Dağı, Kök Türklerdeki Ötüken, İslam’ların Arafat Dağı, Şehriyar’ın Haydar Babası, Ahmet Muhip Dranas’ın Ağrı Dağı ne ise Şair Dost’un Davraz Dağı da odur. Dört mevsimi, elvan elvan renkleri, çiçekleri, eteklerinde ve yamaçlarında yaşayan Yörükleriyle Davraz Dağı bütün bir sistem ve bütün bir dünyadır. Mesleklerden sanatta, sanatlardan şiirde, kentlerden Isparta’da, dağlardan Davraz’da, sevgilerden aile ve torun sevgisinde, makamlardan nevada karar kılan Soyyer bir bilim adamı olarak dört bilimsel kitabı, üç romanı ve şiirleriyle diline, ülkesine, insanlığa borcunu fazlasıyla ödemiştir. Onu yitimi Türklüğü eksiltir.
Prof. Dr. Nurettin Öztürk