Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
Tuzla azeri escort Alanya azeri escort Kayseri azeri escort Antalya azeri escort Diyarbakır azeri escort Anadolu yakası azeri escort Adana azeri escort Ataşehir azeri escort Şirinevler azeri escort Beylikdüzü azeri escort Halkalı azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Samsun azeri escort Avcılar azeri escort Pendik azeri escort Beylikdüzü azeri escort Maltepe azeri escort Ümraniye azeri escort Mersin azeri escort Avrupa yakası azeri escort Kocaeli azeri escort Bodrum azeri escort Bakırköy azeri escort Kadıköy azeri escort İzmir azeri escort bayan Beşiktaş azeri escort Eskişehir azeri escort Bursa azeri escort Şişli azeri escort Şişli escort bayan azeri escort İzmir Gaziantep azeri escort Ankara azeri escort Denizli azeri escort Samsun escort kızlar Malatya azeri escort İzmir azeri escorts Samsun azeri escort İzmir eskort bayanlar
Harun KILIÇ
Bildiğiniz üzere dini-milli kutsallarımızın yanısıra beşeri bir varlık olmamız hasebiyle spora/futbola olan düşkünlüğümüz nedeniyle ilave olarak; kutsal saydığımız birde Ankaragücü’müz var..
Kulübe olan sevdamız çocuk yaşlarda başlamış olup, artarak devam etmiştir.. Kısaca söylersek Ankaragücü bizim vazgeçilmez aşkımızdır..
Değerli okur, Ankaragücü ve ANKARA sporu hakkında; su üzerine yazdığımı bile bile bir hayli sayıda yazı yazdım…
Sadece ben değil, an itibariyle gazetesi kapatılıp kalemi elinden alınan Ali Öcal, Meriç Enercan, Bülent Atlas, Orhan Sal, Ünal Turak gibi aklıma ilk gelen birkaç Ankara ve spor sevdalısı olarak; Ankara sporunu, takımlarını, tesisleşmedeki yanlışlıkları, noksanlıkları dile getirdik..
Ancak yetmedi ve maalesef sesimizi duyuramadık.. Yada duyması gerekenlerce, bizi duymamak için bile bile kulaklar tıkandı..
Gerçekten de öyle olduğu görüldüğü üzere şimdilerde gün gibi aşikar..
Şöyle ki;
Dünyada bir başkent düşünün ki, doğru dürüst bir stadyumu ve spor tesisleri olmasın..
Ki, arsa dersen, başta 19 Mayıs Stadyumu’nun yeri olmak üzere Ankara’nın her yeri arsa.. İmkan dersen, siyasilerin söylediklerine bakılırsa gani.. İnşaat sektörü derseniz, zaten ekonomimizin lokomotifi..
Geriye ne kalıyor..
Plan-program ve başkente olan ilgi, sevgi, muhabbet..
İşte o yok, bizim yerel ve genel siyaset erbaplarında!
Bakınız, 19 Mayıs’ın yıkılacağı ve yerine yenisinin yapılacağı yıllar öncesinden kararlaştırılmış olmasına rağmen; alternatif stadlar yapılıp bitirilememiş.. Ankara’nın süper ligdeki tek temsilcisi Ankaragücü’nün 20—25 bin seyircisine gurbet yolu gözükmüştür..
Burada bir parantez açacak olursak geçmiş dönem malum yerel yöneticilerinin; eski stadın yerine AVM yapma hırslarının da stadın yeri ve yapımı konusundaki menfi etkisini unutmamak lazımdır..
Hülasa…
Tarihi hazinemiz, yüreğimiz, ciğerimizin yıkılıp parçalandığı şu günlerde; hiç bir “Sayın” saygınlığı hak etmiyor.. Bu ifadeye, kulüp başkanımızdan başlayıp, Ankara sporuna, Ankaragücü’ne uzak; ilgisiz ne kadar kişi ve kurum varsa oraya kadar gidebilirsiniz… Bu nasıl bir plansızlıktır, programsızlıktır anlayan beri gelsin.. Yeni bir stadı yapmak şöyle dursun geçici bir stad bile yapılmadan, uyduruk kaydırık kararlar alınıp uygulamaya sokuluyor…
Son söz:
Geçmişteki bir sözümü yinelemek isterim. “Ankaragüçlüler kendilerine yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmaz..”
Ve affetmez.. Bu böyle biline…
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız…