Kenan EROĞLU
Not:(Okuyacağınız bu yazıdaki amacım, Arapları savunup onları aklamak asla değildir. Her milletin iyisi iyi, kötüsü kötüdür.
Benim amacım, kendini aydın-okumuş olarak kabul eden ve her konuya ahkâm kesenlerin ne kadar sığ düşündüklerini ve tezatlarını ortaya koymaktır.)
…..
Bir insan bir insanı ya da bir olayı veyahut beğenmediği bir parti ve iktidarını sevmeyebilir ve eleştirebilir.
Bu böyle diye onu bunu eleştirmekten dolayı kimse kınanamaz. İsteyen istediğini sever, istemediğini de eleştirir.
Bana göre işin eksik ve yanlış olan tarafı şu: Salt gelişen olay veya gelişen durum üzerinde konuşmak normalken sosyal medyada yayılan yalanlar üzerinde birilerini övme yüceltme ve birilerini de karalama ve itibarsızlaştırma yolunun seçilmesidir. Bir misal verecek olursak; Filistin devletinden hiçbir açıklama yapılmamışken, nerden alındığı ve nereden yayınlandığı meçhul olan bir bilgi ile “Filistin Barış Pınarı Harekâtını kınadı” demek yalancılıktan, sahtekârlıktan başka nedir. Bu sahtecilik yoluna insanlar neden tevessül ederler anlamak mümkün değil.
Piyasada ve sosyal medyada öyle paylaşımlar yapılıyor ki, sanırsınız Türkiye battı ve biz altında kaldık diye yıllardır hayıflananlar yeni bir oyuncak daha buldular.
Ülke orduları Suriye’de düşmana karşı mücadele ederken, bu konular üzerinde konuşması ve askerimizin yanında olması gereken sözüm ona ezik yarı aydınlar. Ülkenin Suriye’deki mücadelesini de bahane ederek falan ülke desteklemedi, filan ülke kınadı vs. diyerek çoğu da sosyal medya yalanı olan paylaşımlarla bu konu üzerinden bazı milletlerle kan ve can düşmanlığı yapıyorlar.
Bu gibi insanlar, kendilerini dürüst davranmaya, yalana başvurmamaya, olmadık şeyleri olmuş gibi göstermenin yanlış olduğunu belirten kimseleri de “Arap sevici” diyerek suçlamaktan da geri kalmıyorlar.
Ve sanırım kendileri gibi düşünmeyenleri “Arap sevici” diye itham etmekten de sadistçe bir zevk alıyorlar herhalde.
İnsanları Arap sevici diye itham etmeniz sizin başvurduğunuz yalan-yanlış yolu örtmeye yetmiyor. Siz yine de yalancı ve sahtekâr olarak kalıyorsunuz.
Aslında bu şekilde davranan Ezik aydın-okumuş takımının memleket ve milletin meseleleri ile pek de ilgileri bilgileri olduğu da şüphelidir.
Bunun bir dış merkezli bir oyun olduğunu anlamayan sığ görüşlü insanlar, şu an baş düşmanımız Abd dururken çömezlere saldırıyorlar. Tam bir batıcı-ezik-okumuş sömürge aydını psikolojisi.
Şimdi can alıcı sorularımızı soralım. Bakalım bu konuda ne sosyal medya yalanlarına başvuracaklar.
Sanırsınız ki Devlet-i Aliyye veya Osmanlı İmparatorluğumuzu Araplar yıktı.
Sanırsınız ki Birinci Dünya savaşı sonunda ülkemizi İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlı ve Ruslar işgal etmedi de Araplar işgal etti.
Sanırsınız ki biz Milli Mücadeleyi Yunan kuvvetlerine karşı vermedik de Araplara karşı verdik.
Sanırsınız ki birinci dünya savaşında 7 cephede savaşan ordularımızı sadece Araplar arkadan vurdu.
Sanırsınız ki: Anadolu’da çeşitli çeteler kurarak cephe gerisinde köyleri basıp çoluk çocuk demeden öldüren ve bu katliamı yapanlar Rum ve Ermeniler değil de Arap’lardı.
Sanırsınız ki batıya doğru Türk Milleti olarak yaptığımız büyük yürüyüşte karşımıza yüzlerce kez çıkanlar haçlı orduları değil de Arap ordularıydı.
Sanırsınız ki yeryüzünde tek düşmanımız Araplar.
Sanırsınız ki Türk milletinin en büyük düşmanı Araplar.
Sanırsınız ki Fetö örgütünü Araplar kurdu, besledi büyüttü ve silahlandırarak Türkiye’de darbe teşebbüsünde bulundu.
Sanırsınız ki 1980 öncesi Türkiye’de sağ-sol örgütleri Araplar kurdur kardeş kavgasını körükledi, destekledi ve silahlandırdı ve ülkemizin başına bela etti.
Sanırsınız ki, 1980’li yıllardan itibaren bölücü örgüt elebaşı Apo’yu Araplar gönderdi, eğitti, silahlandırdı ve 30 bin kadar şehit vermemize sebep oldu.
Sanırsınız ki Türkiye Komünist Partisini, Thko, Dev-genç, Dhkpc, Kurtuluş gibi adını sayamadığım Marksist örgütleri hep Araplar kurdu be Türkiye’nin başına bela etti.
Sanırsınız ki bu günkü Chp’yi Araplar kurdurttu.
…….
Sanırsınız ki uydurukça kelimeler icat ederek dilimizi Araplar bozdu.
Sanırsınız ki “Latin harflerini” bize Araplar getirdi.
Sanırsınız ki “kılık kıyafetimizi” değiştirterek batı tarzı frak ve fötr şapkayı bize Araplar dayatıp giydirdi.
Sanırsınız ki “Medeni kanunumuzu” İsviçre’den değil de Araplardan aldık.
Sanırsınız ki “Borçlar kanununu” biz İsviçre’den değil de Arap’lardan aldık.
Sanırsınız ki biz, “Ceza kanununu” Anadolu’yu işgal girişiminde bulunan İtalyan’lardan almadık ta Araplardan aldık.
Sanırsınız ki, “Ticaret Kanununu” biz Birinci dünya savaşında yenilen ve bizim de yenik kabul edilmek zorunda kaldığımız Almanya’dan almadıkta Arap’lardan aldık.
Sanırsınız ki “Ceza muhakemeleri kanununu” biz Almanya’dan değil de Arap’lardan aldık.
Sanırsınız ki biz “Deniz ticaret kanununu” biz Alman’lardan değil de Arap’lardan aldık.
Sanırsınız ki biz “İdare kanununu” batılılaşma maceramıza başladığımızda benzemeye çalıştığımız ve taklit ettiğimiz Fransa’dan değil de Arap’lardan aldık.
Sanırsınız ki biz “İcra iflas kanununu” İsviçre’den almadık ta Arap’lardan aldık.
Sanırsınız ki dindar ve mütedeyyin Müslümanların başında bir heyula gibi bekletilen ve en ufak bir ihlalde elden gittiği bahanesiyle insanlarımıza eziyet ve işkence usulü olarak uygulanan “Laiklik ilkesini” biz Fransa’dan değil de Arap’lardan aldık. Ve elden gider diye de insanımızı hep onunla tehdit ettik.
Sanırsınız ki bu gün Asya’da bulunan ve Rusya’dan bağımsızlığını elde eden Türk Cumhuriyetleri Rusların değil de Arap’ların boyunduruğu altında inim inim inliyorlardı.
Sanırsınız ki Sovyet Rusya’nın esareti altında ne kadar okumuş, aydın Müslüman Türk varsa ezen, sürgüne gönderen insan kasabı Stalin Rus değil de Arap’tı.
Sanırsınız ki bu gün Çin zulmü altında inleyen, çeşitli eritme-yok etme uygulamalarına tabi tutulan Soydaşlarımıza bu işkence ve baskıları Çin devleti değil de Araplar yapmaktadır.
Sanırsınız ki, Abd, İngiltere, Fransa, Rusya’nın Ülkemiz Üzerinde Hiçbir Emeli Yok.
Sanırsınız ki, bu gün batı karşısında Eziklik içinde olan yarı aydın-okumuşları Araplar yetiştirdi.
…..
El-İnsaf. İnsan bir şeyler söylerken o söylediklerinin tarihimizde ve geçmişimizde çeşitli dayanakları olur. Öylesine havadan hava atmakla insanları bir süre etkiler kandırırsınız ama gerçeklerin bir süre sonra su yüzüne çıkma gibi bir özelliği vardır.