FETÖ’cüler ve Bölücüler Boş Durmuyor
Kenan EROĞLU
Her ülke gayri tabii olarak kendi insanını yabancı kaynaklı yıkıcı ve bölücü yayınlara karşı korumak ve kollamak ister. Bu her devletin vazgeçilmez hakkıdır. Biz de Türkiye olarak bize karşı yapılan kara ve gri propagandaları iyi takip etmeli ve insanımızda meydana gelen kafa karışıklığına mani olmalıyız. Ülkemiz coğrafi konum ve gelecekte güçlü ve söz sahibi olma potansiyelini bünyesinde barındırdığı için. Elbette dış düşmanların 5. Kol faaliyetleri olacaktır. Yabancıların bir başka devleti çökertmek için yaptığı 5. Kol faaliyetlerini bir noktada anlarsınız, ama içimizdeki bölücü ve ayrıştırıcılara ne demeli. Hatta kendileri bölücü ve ayrıştırıcı ve hatta zararlı fikirler taşımadıkları halde, günün ortamına uyarak orta yere serilen paylaşımları paylaşmak veya oralarda belirtilen fikirlere göre ülke siyasetine yön verme ve yorumlama yoluna gidenler ne demeli.
Bu açıdan İçişleri Bakanının 25 Mart’ta yaptığı(1) açıklamayı önemli görüyorum. Sosyal medyada aktif şekilde hareket ederek gerçek dışı içerikleri hazırlayarak paylaşan 1748 hesap tespit edilmiş. Bakan, bu hesapların yüzde 65’inin terör örgütleriyle bağlantılı olduğunu vurguluyor. Aralarında PKK, DHKP-C ve DEAŞ bağlantılı hesapların da olsa da özellikle FETÖ kökenli hesapların tıpkı önceki kriz dönemlerinde olduğu gibi bu günlerde de dinamik olduğu görülüyor. FETÖ tarafından kullanılan hesaplarda kullanılan yöntemler de şu şekilde.
1- “Gerçek dışı ses kayıtlarının yayılması ilk sırada geliyor. Mesela 19 Mart Perşembe günü dolaşıma diyarbakır escort bul sokulan bir ses kaydında 20 Mart Cuma günü sokağa çıkma yasağı ilan edileceği, bunun kesin bilgi olduğu, bu yüzden de herkesin market alışverişini yapması gerektiği ve bankalardan paralarını çekmesi gerektiği vurgulanıyordu. Başka hezeyanlar da vardı ses kaydında. Tabii ki ses kaydında söylenenler yalandı ve öyle de oldu. Fakat bunun FETÖ eskişehir escort tavsiye için bir önemi yok. Önemli olan o anlık kargaşa oluşturabilmek. Diğer paylaşımlarda da bankalardaki paraların çekilmesi konusunun gündemde tutulması ekonomiyi hedef almaya yönelik yoğun bir çalışma olduğunu gösteriyor.”
2- “Sahte belge üretip yayınlamak. Twitter’da “turkhane” isimli bir hesap sokağa çıkma yasağı ilan edildiği yönünde Sağlık Bakanlığına ait olduğunu iddia ettiği bir belge yayınladı. Belge hızlıca sosyal medyada dolaştı. WhatsApp gruplarında yayıldı. Bakanlık yalanladı. Sonrasında bu hesabı yöneten kişi yurt dışında yaşadığını ve FETÖ elebaşı Gülen’i desteklediğini belirten bir itirafı kendi hesabından paylaştı. Bu devam eden bir alışkanlık. FETÖ neredeyse gün aşırı sahte belge yayınlıyor.”
3- “Virüsü aslında Türkiye’den Çin’e giden birisi bulaştırdı türünden gerçekdışı içeriklerin paylaşıldığı görülüyor. Bu türden gülünç paylaşımlar yurtdışında firari olan FETÖ’cüler tarafından paylaşılıyor. Bir alıcı kitlesi olduğu da açık.”
4- “Twitter’da fake hesaplar üreterek vaka ve ölümler gizleniyor yönünde yoğun paylaşım yapılıyor. Bu süreçte gerek Bilim Kurulu üyeleri adına gerekse enfeksiyon hastalıkları alanında uzman isimlerin adına benzeyen hesaplar açılıyor. Paylaşımlarda gerçek bilgilere yer verildiği gibi bunların arasına muğla bayan partner çok kritik olacak şekilde yanlış bilgiler de ekleniyor. Ayrıca aynı hesaplardan yapılan paylaşımlarda vefat ve vaka sayısının açıklanandan fazla olduğu yalanı dolaşıma sokuluyor.”
5- “Kalpaklı Atatürk fotoğrafları bulunan profillerden onları kaldırarak yerine sağlıkçı görünümlü fotoların eklenmesi. FETÖ’ nün 15 Temmuz’dan sonra arkasına en fazla sığındığı olgu Atatürkçülük. Bunu bir maske olarak kullanıyorlar. Çünkü Atatürk kimliği özelinde CHP gibi belirli bir potansiyeli olan bir partinin kitlesini de arka bahçe olarak kullanma fırsatının olduğunun farkındalar. FETÖ söylemlerinin çoğunda bu vurgunun yapılması ve araya sıkıştırılan alıntılarda Yılmaz Özdil gibi isimlerden alıntılara yer verilmesi tipik bir maskeleme yöntemi. Profil fotolarında bu yüzden kalpaklı Atatürk fotoğraflarını kullanıyorlar. Şimdi bu fotoğrafları kaldırıp yine aynı kesimin eğilimlerinde olduğu gibi sağlık çalışanı görseli kullanılıyor ve sürekli gerçek dışı yetersizliklerden bahsedilerek o konuda toplumsal bir panik havası oluşturulmaya çalışılıyor.”
6- “Batı Medyasının yaklaşımı tipik Türkiye karşıtlığının izlerini koruyor. Son yıllardaki alışkanlığı sürdürüyorlar. Batı medyası da bu süreçte kendine dayanak oluşturmak için firari FETÖ üyesi akademisyenlerin görüşlerine başvurarak haberlerini kurguluyor. Özellikle Alman “Deutsche Welle’nin” yayınlarında bu doğrultuda daha yoğun bir kullanım var.”
7- “FETÖ üyeleri kendi kitlesini kontrol etme konusunda da boş durmuyor. Çin’de ortaya çıkan bu salgını kendilerine bağlayan da var. Bu bağlamda hapisteki darbeci FETÖ üyelerinden hareketle Çin’de ortaya çıkan salgın Türkiye’ye Allah’ın bir cezası olarak sunulmaya çalışılıyor. FETÖ üyeleri aklını kiraya verdikleri için buna da inanıyor.”
8- “FETÖ ve PKK üyesi olarak hapiste bulunan militanların dışarı çıkartılması için bir sosyal medya kampanyası yapılıyor. Sağlıkçı, yargı mensubu ve eğitimci iken FETÖ üyeliğinden hapse girenlerin serbest bırakılması yönünde propaganda yapılıyor. Bu konuda FETÖ, PKK ve onların siyasal uzantısı olarak hareket eden farklı kesimlerden belirli isimlerin de bu kampanyaya destek verdikleri görülüyor.”
9- “Yurtdışından uçakla geldim. Havalimanında hiçbir kontrol yok. Pek çok yabancı da kontrol olmadan alandan çıktı.” İçeriğiyle yapılan paylaşımlarda artış var. Bu paylaşımlar çoğunlukla FETÖ tarafından yönetilen fake hesaplardan yapılıyor. Amacı ise açık Türkiye’nin virüsle başarılı şekilde yürüttüğü mücadeleyi değersizleştirmek ve toplumda kafa karışıklığına neden olmak.”
Dolayısıyla FETÖ kendince toplum düşmanlığını yapmaya devam ediyor. Türkiye ise bu konuda boş durmuyor. Sosyal medyada ortaya çıkan bu kirliliğe müdahale ediyor. Aynı şekilde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un düzenli açıklamalar yapıyor olmaları elbette çok önemli.
Bize düşen görev dikkatli olmak, dikkatli davranmaktır. Paylaşılan şeyler hoşumuza da gidiyor olabilir, ama yalan üzerine bina edilen ve ülkemizi karalamak ve yanlışa götürmek amacı taşıyan paylaşımları nazarı dikkate almamamız gerekir. Sonuçta ülke bizim ülkemiz. Biz de bu ülkede Al bayrağın gölgesinde yaşıyoruz
Bu yüzden bir kez daha hassasiyet göstermeliyiz.
……..Not: Okuyucularımın Ramazan bayramını kutluyorum.
[(1) İçişleri Bakanının yaptığı açıklama, Sabah, 28 Mart 2020]