Ergun KAFTANCI
TBMM yeni dönem yasama görevine başladı…
1 Kasım’da seçilenler, anayasanın 81’inci maddesinde yer alan yemine sadık kalarak dört yıl görev yapacak.
Görev sırasında edilen yemini ilerleyen günlerde unutanlar olur mu?
Olabilir…
İçilen andı unutarak yasama görevi yapan çok vekil oldu…
Hatta Cumhurbaşkanı dahi göreve geldikten itibaren yeminine uymakta titizlik göstermedi, içtiği andı zaman zaman dikkate almadı…
Mesela, tarafsız olması gerekirken ağırlığını gönlünde yatan AKP’den yana koydu. Onun iktidara gelmesini sağlamak için meydanlara çıktı. Oysa içtiği anda sadakat gösterseydi herkese, her kuruma, kuruluşa, siyasal topluluğa, tabii ki AKP’ye de eşit mesafede olacaktı…
Kainat Cumhurbaşkanı’nın öyle olmadığını gördü…
Bize gelince, “Buna tanık olmadık” diyebilir miyiz!
………………………… ……………….
Esasen Tayyip Bey “Yönetim biçimi artık değişmiştir” dememiş miydi?
Demişti…
G-20 zirvesi ve TBMM‘nin yeni yasama yılı dolayısıyla toplanması, bu değişikliği vurgulamak için fırsattı…
Muhterem o fırsatı iyi kullandı, yönetim biçiminin anayasaya rağmen değiştiğini tescil etti!
Edilen yemine sadakat göstermemek de galiba, bu değişimin müktesebatından olmalı…
……………………. ………………..
TBMM’de içilen anda sadakat mecburiyeti demek ki yok; ya da var ama sadakat gösterilmediğinde uygulanacak yaptırım söz konusu değil. Anayasa bu gibi hallerde ne yapılacağını saptamamış…
Dolayısıyla yemine uyulmuş ya da uyulmamış, önemi yok…
Bu durumda insan sadece, yeminin neden anayasada olduğunu sorgulama gereksinimi duyuyor.
………………………… …………….
Dün AKP çevrelerinden bir haber yayıldı..
Bilmem yalan, bilmem doğru, kabineye girecek isimleri Tayyip Bey, saray ekibiyle istişare (!) ederek çoktan saptamış…
Yeni hükümeti kurma görevi vereceği isme “Liste bu; artık bakanlar kurulu’nu açıklayabilirsin”diyeceği söyleniyor…
Siz bu yazıyı okurken başbakan belirlenmiş, liste de açıklanmış olabilir…
………………………… …………….
Tayyip Bey‘in Davutoğlu‘ndan vazgeçmesi söz konusu değil değerli okurlar… Ahmet Hoca muti bir kişiliğe sahip; itaati, hele de Tayyip Bey’e bağlı olmayı seviyor…
Yarın bir gün ülkeye, başbakanlık kurumunu ortadan kaldıracak yani arkadaşın başbakanlığını bitirecek bir başkanlık sistemi gelebilir…
Ona gam değil…
Muhterem sisteme, uzun süredir kesintisiz destek veriyor ve bundan da garip bir haz duyuyor…
* * *
“YOLSUZLUK yapanı bir dakika tutmam”
Başbakan Davutoğlu böyle gürledi…
O tutmaz ama AKP’li kafalar tutar ve yargıya göndermez…
Hatta Meclis Komisyonu’nda da aklar, paklar, koruma altına alır…
Nitekim bunu yaptılar, yolsuzluk yapanların sırtlarını sıvazladılar
………………………… ……………….
Madem ki yolsuzluk yapanı tutmuyor, neden 17-25 yolsuzluğuna bulaşanların olası koalisyon hükümeti tarafınden siyaseten sorgulanıp yargıya teslim edilmesini isteyen MHP’ye karşı çıktı…
Neden “Koalisyona hayır” dediler diye çığlık çığlığa bağırıp suçu Devlet Bey‘in sırtına vurma çirkinliğini üstlendiler!
Evet, neden!?
Ne söyleseler zırva!
AKP’nin tescil edilmiş tutumuna bakınca insan, ülkede demokrasi rejiminin değil, yolsuzluk yapanlar rejiminin bulunduğu zehabına kapılıyor!
………………………… ………………
Siyasal tarih bu tür rezaletleri ve kepaze tutumları da mutlaka yazacaktır!
* * *
AKP, TBMM Başkanlığı’na İsmail Kahraman‘ı aday gösterecekmiş…
Kahraman’ı MTTB başkanlığı döneminden tanırız…
Rahmeti Erbakan‘ın tayfasındandı, siyasete merhum sayesinde bulaştı…
Çelebidir, o kadar!
TBMM Başkanlığı’na yakışır mı?
AKP bu, yakıştırır…
Muti mizaçlı sakin bir kişiliktir, Tayyip Bey’in seveceği tiptir…
Etliye sütlüye karışmaz; önündekinin izinden gitmeyi sever…
Külliyeci sınıfındandır, Beştepe’ye kolay ayak uydurur!