
Kerkük mü Gazze mi ?
Anadolu topraklarını terk ettikten sonra ulaştığınız ilk şehirde Türk bayrağı görmüyorsanız, dilimizi konuşan yoksa sizi kucaklayan bir ruh, bir inanç yapısı da olmayacaktır. Ama bunun istisnaları halen mevcut; Anadolu’yu çevreleyen ülkelerin bazılarında yaşayan; “Ben Türk’üm, ben Müslüman’ım” diyen, diyebilen insanların yaşadığı yerlerde var. Bizden, ecdadımızdan izler taşıyorlar. O izler ki, siz de bu konuda duyarlı iseniz, sizi etkisine alır, milli duygularınızı ayağa kaldırır.
Balkan ülkelerinde, Bulgaristan’da, Yunanistan’da, Makedonya’da, Kafkaslar’da, İran’da Tebriz’de…tarihi camilere, hamamlara, çeşitli ecdat yadigârı anıtlara, bizim gibi konuşan, Türkiye’ye özlem duyan insanlara, Türkmenlere rastlarsınız. Onlar bizim yıllar önce bi şekilde terk ettiğimiz eski topraklarda kalan ata yadigârları, istense de kolay sökülüp atılamamış, ayak izlerimiz.
ECDAT YADİGÂRLARI BU KADAR KOLAY TERK EDİLMEMELİ
Bugünkü iktidar Türk dış politikasını bizim menfaatlerimize, çocuklarımızın geleceğini oluşturacak “sıkıntısız yarınlara” göre programlayamıyor. Onların milliyet/ millilik ve ulusal çıkarlardan anladıkları, bizim düşünce ve ideallerimizle uyum sağlamıyor. Araplar’dan, AB ve ABD’den alacakları puanlara göre kendilerini ayarlayıp, dürbünün sadece o gözünden bakarak ülkeyi yönettiklerinin sanıyorlar.
2003 Mart’ında ABD. Irak’ı işgal etti. Aynı tarihlerde fırsatı iyi değerlendiren Barzani – Talabani ikilisi bölgesinde Peşmerge’ye yeni, güçlü bir hami buldu, sonrada sırtını ona dayadı. Bu kuvvetli menfaat çemberi, Pentagon destekli olarak harekete geçti. 2,7 milyon Türkmen’in yaşadığı Kerkük, Tuzhurmatı, Telafer ve Musul’ ü işgal etti. Türkiye’den gelen cılız, etkisiz tepkiler hiçbir şey ifade etmedi. O dönemde Irak Anayasası oluşturuluyordu, “tartışmalı, problemli bölge” olarak kayıtlara geçti. Daha sonra çözülmesi, bölgede, yaşayan Türkmen, Arap ve Kürt’lerin menfaatleri dikkate alınarak yeniden şekillenmesi konuşuldu, yazıldı. Aslında, gelişmelere göre kurulacak Kürdistan için zaman kazanılıyordu.
Aradan geçen 9 yılda önce Türkmen, sonrada Araplar aleyhine oldu-bittiler oluşturuldu. Kerkük’ün Türkmen mahalleleri zaman zaman basıldı, nüfus dairelerinde bulunan asırlara havi kayıtlar yakıldı, imha edildi. Kendi içinde de sorunlar yaşayan I.T.C’ si (Irak Türkmen Cephesi) yalnız kaldı, etkili olamadı. Pentagon destek ve kontrollü Peşmerge ile başa çıkması, haklarını koruması biryana, öyle zaman oldu ki, değil mal, o toplum “ bizim parçamız Türkmenler” yaşam gailesine, can derdine düştüler.
Türkiye’de, Türk dış politikasının saygınlığından sık sık ve de bir başarı abidesi dikmişçesine övünerek bahsedenler, bunlardan neden söz etmezler? Açık veya gizli, bölgede ki ABD varlığı; PKK ve bilumum Kürt menfaatlerini koruyor, yeni oluşumlarını da destekliyor. Sadece ve sadece Türkiye’den yardım ve destek bekleyen Kerkük Türkmenler’ inin düştüğü zor durumu nasıl izah edeceksiniz, ey iktidarın dış politikasını yürüten zevat! Arap menfaatleri kadar, bu bölgedeki Türkmen hakları için de çaba harcayamaz mısınız?
Siz, T.C. Başbakan’ı olarak 2003’ten beri iktidarın başındasınız ve o tarihten beride Kerkük’ün nüfus yapısı değiştirilmeye devam ediyor. Yıldırılarak, toprakları terke zorlanan Türkmenlerin yerine Süleymaniye ve çevresinden göçmen Kürtler getirilip yerleştirilerek, o coğrafyadaki tarihi Türk mührünü, Türk ismini siliyor, izlerini kazıyorlar.
İktidarınızın bölgedeki müttefiki şimdilerde Barzani. Evet, bize iş sahaları yaratıyor, bankaların Kürt başkentinde şube açmalarına, İstanbul dukalığının ürünü holdinglerin biraz daha semirmelerine ve inşaat şirketlerinin çalışmalarının önünü açıyor. İyi güzel de, karşılığında ne veriyorsunuz? Kerkük’te, Tuzhurmatu’da, Telafer’de…Türkmenler’in haklarını feda etmiyor musunuz? Bu takas, bu karşılaştırma bile insana, ülkeyi yönetenlere zül gelmeli, diye düşünüyorum.
Bağdat kendince tedbir aldı; yeni oluşturup Kerkük ve bölgesini kontrol için, “Dicle Gücü” nü buraya konuşlandırıyor. Nuri el Maliki bir şeyi iyi hesaplayamıyor, eğer Pentagon aralarında bir tercih yapacaksa Barzani’yi tercih edecekti ve etti de; çünkü uygulama o yönde gelişiyor. Peşmerge gelip Kerkük’ün kenar mahallelerine kadar yerleşti; Kürt Baş Komutan Barzani oğlu Mensur Barzani ile gidip muzaffer ordusunu teftiş etti, moral verdi. Artık problemler, tartışmalar ve belirsizliklere rağmen Kerkük şimdilik bir Kürt şehri oldu. Yo, hemen itiraz etmeyin; Pentagon’un oluru alınmasa Barzani bu kadar rahat hareket edebilir mi? Bu bölgede o at koşturacak, benim kafama Joni çuval geçirecek; sonrada sayın Erdoğan Arap’a ve ABD’ye dayalı politikasını uzun uzun anlatacak! İnanalım mı?
Kürt başkenti Erbil ile Türkmen diyarı Kerkük’ün arası 80 km. 2000’li yılların başında vilayet nüfusu 830 bin, şehir merkezi 450 bin ve bunun da %60’ı Türkmen’di. Bugün 2013-Aralık ayı itibariyle vilayet nüfusu 1 milyon 450 binin üzeri; kent merkezi 850 bin. Şehir ve çevresi hareketli, ama her şey Türkmenlerin aleyhine gelişiyor. Artık ne acıdır ki nüfusun %20’si Türkmen.
Pardon(!) Orası Kerkük, uzak; burası Gazze, Ankara’ya daha yakın.
DÜNYA HAM PETROLÜNÜN %2,1’İ KERKÜK VE ÇEVRESİNDE
İşin can alıcı noktası, Irak Dünya petrol rezervlerinin %10’una; Kerkük ise bu rezervin %20’sini sahip. Dünya geneline bakıldığında ise, % 2.1 gibi dev bir servetin kaynağında oturuyor Türkmenler.
Kerkük merkezli Kuzey Irak Petrolleri’ne sahip bir Kürdistan’ı bölgede kimse tutamaz. 14.Aralık 2012’de, süper gücün Musevi kökenli dünyanın en güçlü milli savunma bakanı Leon Panetta, ABD kontrolundaki Adana İncirlik Üssü’ne indi, bir saat 20 dakika kaldı ve gitti. Petriotlar mı, Kuzey Irak mı, Suriye mi, yorsa Kerkük mü gündemindeydi Pentagon’un. Orası pek bilinmiyor ama, bilinen bir şey varsa o da bu hesapların , “Türk Menfaatleri “ ile hiçte kesişmediği.
Bizim iktidarımız, “benim değil,” Ankara Barzani’ye karşı suskun; onu AKP kongresine çağırıyor. Yalnız bizden medet uman, bizi gözleyen, bizimle sevinip bizimle üzülen Irak Türkmen Cephesi (I.T.C.) lideri Erşat Salihi ise Ankara’da iktidarın genel kongresine davet edilmiyor. Sayın Başbakan Halit Meşal’i çağırıp, öpüşüp koklaşıp tam destek veriyorsunuz; iyi de yapıyorsunuz. Ama Irak Türkmen Cephesi lideri Erşat Salihi’yi de çağırın, ona da tam destek verin; haydi Sayın Başbakan. Türkiye için, Türkler için, T.C. Başbakan’ı için, Türkmenler ve Türkmen Cephesi, Filistin’den de, Gazze’ den de, diğer Arap çıkar ve menfaatlerinden daha önemlidir. Bunu öncelikle bir T.C Başbakan’ı bilmeli veya danışmanları hatırlatmalı.
Bağdat’ın ABD güdümlü, bazen de rotasını şaşırıp Tahran’a göz kırpan, şii başbakanı Nuri El Maliki’ye göre, “Kerkük bir Arap kenti”dir. Barzani’nin babası/ Kürtler’ in dedesi Molla Mustafa Barzani’ye göre ise,” Kerkük Kürdistan’ın kalbidir.” Ya iktidar(!) Sayın Erdoğan, bizim için nedir? Sizin gözünüzde Gazze kadar değeri var mı yok mu? Enerjinizi, mesainizi daha çok hangi konularda harcıyorsunuz, 74 milyon bunu bir öğrense.
Not – “Suriye Türkmenleri Platformu I. Toplantısı” veya diğer adı ile “Bayır- Bucak Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği mensupları 15.Aralık.2012’de İstanbul’da geleceklerini konuşup, tartıştılar. Bilahare Başbakan’la Dolmabahçe’de çalışma ofisinde yapılan ikinci bir toplantıdan sonra 9 maddelik sonuç bildirisi yayınlandı. Dilerim hükümet vaatlerinin arkasında durur. 27 milyonluk Suriye nüfusunun 4 milyonu Türkmen. Şimdi bunların 18 – 19 bini, Türkiye’de güney hudut boylarındaki kasabalarda kurulan çadırlarda yaşıyorlar. İç harpten önce Türkmenler Şam’da bağımsız milletvekilleri ile temsil edilebiliyordu. Yakında Esad sonrası oluşacak Suriye yönetiminde “kurucu unsur” olarak yer alabilirlerse bu başarı olacaktır. Halep yakınlarında Bayır – Bucak’ta doğan milletvekili Mehmet Çandır’ın gayretleri de bu yönde olsa gerek.