
“EYLEM CAMBAZI”NA BAKARKEN MALI GÖTÜRENLER
Sakin ÖNER
Sirk cambazı, tel üzerinde hünerlerini gösterirken, bunları safça
ve heyecanla seyredenleri uyanıklar “cambaza bak, cambaza bak” diye gaza getirirken, bir taraftan da üzerinde ne kadar kıymetli şeyi varsa alır götürürler. Saf seyirci, gösteri bittikten sonra her şeyinin götürüldüğünü anlar, ama iş işten geçmiştir. “Ahları vahları, feryat figanları” boşunadır. Uyanık, hedefine ulaşmış ve sırra kadem basmıştır. Şu anda da Türk milleti, yirmi günü aşkın “eylem cambazı”na bakarken, yıllardır Güneydoğu bölgemizi “Kürdistan” diye niteleyip burayı özerk ve bağımsız bir yönetime kavuşturmanın mücadelesini veren Kürtçü politikacılar, “barış süreci” yutturmacasının gölgesinde hedeflerine adım adım ilerliyorlar.
Sonunda ben de, “Hükümetbaşı”nın sürekli seslendirdiği “Gezi eylemleri”nin “dış odaklı bir eylem” olduğu kanaatine vardım. Ama konuşma ve tavrıyla bu eylemin genişlemesine, keskinleşmesine ve uzamasına en büyük katkıda bulunan odaklardan biri de kendisidir. Diğer odak da, devletle sürekli kavgası olan bazı anarşist örgütlerin bu gelişmeleri fırsat bilen militanlarıdır. Hepimiz bu “eylem cambazı”na kendimizi öylesine kaptırdık ki, “barış süreci” denen ucubenin nasıl geliştiğini, PKK’nın militanlarının nasıl çekildiğini ve akil adamların nerelerde neler yaptığını, kısacası Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ile ilgili hayati gelişmeleri unuttuk. Hep birlikte “eylem cambazı”na baktık, baktırıldık, yani uyutulduk.
Bu arada neler oldu?
- “Hükümetbaşı” iktidarını, partisini ve kendisini, yine darbeye maruz kalan mağdur kişi ve kuruluş göstermeyi başardı. Sağolsun ABD ve AB de bu algılamaya yardımcı oldu.
- ABD, Suriye’deki muhaliflere Türkiye eliyle ağır silah vermeyi kabul etti. Suriye’de Müslüman Müslümanı öldürmeye devam ediyor. Suriyeli sığınmacıların Türkiye’ye maliyeti 3 milyar doları aştı. (Başbakan Gezi eylemlerinin maliyetinin 1oo milyon lira olduğunu söylüyor.)
- Suriye’den Türkiye sınırını aşmak isteyen 300 atlı 500 yaya kaçakçı (kim oldukları tam belli değil) hudut birliklerimize saldırdı.
- PKK militanları Türk askerinin öldürdüğü arkadaşlarının cenazesini askeri törenlerle ailelerine teslim ettiler.
- Diyarbakır’da(PKK’nın ifadesiyle Amed’de) Kürtçüler “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın ikincisini yaptılar (sanki Erzurum ve Sivas kongrelerini taklit ediyorlar) ve nihai bildirilerinde nihai sözlerini söylediler. 1. Abdullah Öcalan serbest bırakılmalı. 2. PKK terör örgütü listesinden çıkarılmalı. 3. Kürtler kendi statülerini belirleme hakkına sahip olmalı. 4. Son söz: “Konferansımız Türkiye halklarını, konferansımızda açığa çıkan iradeyi tanımaya, esas almaya ve Türkiye Cumhuriyeti devletini Kürt halklarının tanınması için baskı kurmaya çağırır.”
- 20.06.2013 Perşembe günü 18.30’da içinde Jandarma asayiş Komutanı ile 3. Tümen Komutanının bulunduğu komuta heyetini taşıyan askeri helikoptere PKK militanlarınca Hakkari Yüksekova arasında ateş açıldı. İsabet alan helikopter salimen Dağ ve Tugay Komutanlığına indirildi.
- Ve BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş 21.06.2013’te açıkladı: Barış sürecinde ikinci aşamaya geldik, gerillalar çekildi, hükümet isteklerimizle ilgili hazırlıkları tamamlamak üzere. Parlamento kapanmadan bu iş bitecek. Hükümet önümüzdeki hafta yaptıklarını açıklayabilir.
İşte bu kadar… Hangisinin farkındayız. “EYLEM CAMBAZI”NA BAKMAYA DEVAM… Gerçekten bu eylemler dış odaklı da, biz hepimiz bu oyunun figüranı mı olduk?…