ÇOK değil 20 gün önce muhalefet, maden kazalarının incelenmesi için Meclis Araştırması istemiş ancak bu talep AKP oylarıyla reddedilmişti…
CHP, MHP ve BDP tarafından ortaklaşa verilen önergede Soma’daki madenler de işaret edilmiş, bu bölgede çok sık maden kazası meydana geldiğine dikkat çekilerek Devlet Denetleme Kurulu‘nun duruma el koyması istenmişti…
Her zaman ki gibi AKP iktidarı, muhalefetten geldi diye bu isteği de dikkate almadı ve uyarıları kulak ardı etti, madenlerin durumuna gözlerini kapadı…
…………………………
Siyasal çekişme, iktidarın basiretsiz tutumu yüzünden ülkemize de, insanlarımıza da pahalıya patlamaya başladı değerli okurlar. Milli servetin kaybedilmesinin yanı sıra yurttaşlarımız da hayatlarını yitiriyor.
Bu durumda kısır siyasal didişmenin getirdiği telâfi edilemez zararı kim ödeyecek; ikbal uğruna nice uğursuz işler yapan iktidar mı!
Herhalde…
…………………………
Şu hale bakınız…
Bu sabaha kadar (14.05.2014 Çarşamba, saat 07.10) Soma’daki maden kazasında hayatını kaybeden işçi sayısını, ne ocağın sahibi holdingin yetkilileri biliyordu, ne işletmede çalışan mühendisler ve idareciler…
Kurtarılamayan ve ocakta can veren işçi sayısına 200 diyen de vardı, 300, hatta 400 diyen de…
Ocakta çalışan işçi sayısının bilinmemesi, bu işletmenin ne kadar lakayıt bir çalışma düzenine sahip olduğunu herhalde gayet açık anlatıyor…
Muhalefetin araştırma önergesi reddedilmeseydi bütün işletmeler gibi bu işletme de masaya yatırılacak, didik didik incelenecek ve alınması gereken önlemleri alması sağlanacaktı…
Olmadı…
Araştırma önergesi sivri geldi ve iktidarın kim bilir neresine battı…
…………………………
En zor işçiliktir maden işçiliği; insanı doyurmaz, doyurmadığı gibi de ömrünü yer…
Buna rağmen maden işçisinin ücreti düşüktür. O nedenle emekli olduğunda da yüzü gülmez, eline ancak kuş yemi kadar para geçer…
Çalışma saatleri uzundur, beslenmeleri yeterli değildir, çoğu solunum yolları hastasıdır; ciğerlerini kaybedenler çoktur…
Sahipsizdir maden işçisi…
Profesyonel sendikacılarla hak hukuk tanımaz bazı işveren arasında sıkışıp kalmıştır; ne birinden, ne diğerinden hakkını alabilmektedir…
Sadece işletmelerin incelenmesi de maden iş kolundaki sorunları ortadan kaldırmaz, bu tür iş cinayetlerini (!) engellemez; evvel emirde işletmelerle çalışanların da durumu iyileştirilmelidir…
O önerge basiretsiz insanlar yüzünden reddedilmeseydi, iki yılda altı kez denetlenmiş bu işletmenin sö züm ona denetlendiği ortaya çıkar ve acil önlemler gündeme gelirdi…
Nuh Nebi‘den kalma o trafo da elden geçirilir ve patlamazdı…
…………………………
Meydanlara çıkıp vatan, millet, Sakarya diye yırtınan, milli iradenin tanımını kendi sığ kafalarına göre yapan ve toplumu ayrıştıran siyasetçiler, didişmeyi bir kenara bırakıp ülkenin sorunlarına ciddi boyutta eğilseler Türkiye yığınla ülkeye örnek olur…
Şimdi alay konusu oluyor!
…………………………
Yerin iki bin metre altında hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyoruz. Yaralananlara da geçmiş olsun diyoruz…
Bu arada Hükûmeti de ölenlerin ailelerine karşılıksız olarak maddi yardımda bulunmaya çağırıyoruz…
Somalideki, Sudan’daki, Uzakdoğu’daki, Gazze’deki, Arap Yarımadası’ndaki ve her yerdeki Müslümanlar’a yardım konvoyları çıkaranlardan da o konvoyların benzerlerini Soma’daki işçi kardeşlerimize yönlendirmelerini bekliyoruz…
* * *
İSRAİL mi bize benzemeye başladı, biz mi İsrail’i örnek alıyoruz bilemiyorum…
Şimon Peres adını anımsayacaksınız; İsrail Cuhurbaşkanı…
Zorlanıyorsanız Davos‘u hatırlayın; Başbakan Erdoğan “One minute” yani “Bir dakika” diyerek alayına posta koyarken oturduğu yerde pısan ve küçülen adam…
Şimon Peres işte o!
Bir İsrail gazetesine konuşmuş ve ülkesinin tehlikeli bir dönemece geldiğini, başbakan Netanyahu‘nun anayasayı değiştirmeye ve cumhurbaşkanına ait yetkileri daraltıp başbakanın yetkilerine katmaya çalıştığını, bunun da diktatörlüğedoğru atılan adımlardan biri olduğunu açıklamış…
Netanyahu 65 yaşında, aşırı sağcı, muhteris, başbakanlığı dışında Likud Partisi Genel Başkanı, ayrıca üç bakanlık da onun uhdesinde…
İsrail’de ona “Uzun adam” diyorlar, boyu uzun; sağlık durumu ise ehhh şöyle böyle, diyabetik yani şeker hastası, başka bir hastalığı var mı bilinmiyor…
…………………………
Gelelim eski başbakan Ehud Olbert‘e…
Suistimalden sanık, rüşvet aldığı için yargılandı ve hapis cezası aldı…
Altı yıl yatacak ve 600 bin TL de para cezası ödeyecek.
Olbert‘in yakınlarıyla yaptığı telefon konuşmaları dinlenince rüşvet olayı ortaya çıkmış…
Böylece eski başbakanın siyasal hayatı da bitmiş…
Olbert 10 yıl Kudüs Belediye Başkanlığı yaptı. Halk onu “Namuslu başkan” diye tanıdı. Sonunda nasıl olduysa şeytana uydu ve birkaç kez rüşvet aldığı belirlendi…
İsrail’de artık Olbert adında bir siyasetçi yok, rüşvetten sabıklı eski bir siyasetçi var…
Allah insanı şaşırtmasın!
Bizi de İsrail’e benzetmesin!
* * *
ALİ Babacan için babacan bir siyasetçi dediğimde kızan çok oldu…
Oysa AKP’yi ya da AKP’li birini övmedim, içlerinde en dobra konuşanın Ali Babacan olduğunu söyledim o kadar…
İnsanlar, AKP iktidarından öylesine yaka silker ve nefret eder hale gelmiş ki bu değerlendirmeme zerre kadar tahammül gösteremediler ve tepkiyi koydular:
-Bırak Allah’ını seversen şu adamları…
Tutmuyorum ki bırakayım…
O beğenmedikleri Babacan, hukukun üstünlüğünün sağlanmaması ve yargıda yaşanan sorunların üstesinden gelinmemesi halinde Erdoğan tarafından konulan 2023 hedeflerine ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi…
Böyle bir saptamayı yapabilecek başka AKP’li biliyor musunuz?
Olsaydı zaten ortaya çıkardı…
Babacan’ı bunun için beğeniyorum…
Şu “İleri demokrasiye böyle gidemeyiz” saptaması da onun…
Adam daha ne desin!
…………………………
Söylenecek başka lâf varsa onu da diğer AKP’liler söylesin…
Tabii sıkıyorsa!