POLİSLERİN karga tulumba yıktığı yurttaşı çifteleyen eşek var ya, ahıra bağlanmış…
Hangi ahıra olduğu henüz açıklanmadı…
………………………..
Tekmeyi yiyen de adam çıkmadı…
Meğer o da cins bir eşekmiş…
………………………..
Ziyaretine gelen eşekle karşılıklı helalleşmişler…
İnsanla eşek nasıl hellalleşir diye soracaksınız; zor değil…
İnsan eşekleşince sahiplenmesi gereken haklarını da unutur…
“Bu nasıl bir eşeklik” demeyin; eşeklik eşekliktir!
…………………………
Adam olsaydı yediği tekmelerin ve edilen küfürlerin hesabını sorardı…
Eşekleşmeyi seçti, hesap soracağı yerde anırmayı tercih etti…
………………………….
Bu ülkede yıllardan beri katırlar tepişiyordu, onlara şimdi de eşekler eklendi…
Üstelik eşekler daha monşer…
Tepişiyorlar ama sonunda birbirlerini bağışlıyorlar; katırlar öyle değil, onlar birbirlerine besledikleri inadı, kin ve nefreti sürdürüyor!
…………………………
Ne garip değil mi, bu tekmeleşmeye rağmen katırlar da, eşekler de hayatlarından pek memnun…
Suyun başında olmanın keyfini sürüyorlar…
* * *
ERDOĞAN, Almanya’yı da karıştırdı…
Cumhurbaşkanı adayı olduğunda, bir eli yağda, bir eli balda olan tuzu kuru gurbetçilerin oylarını “Cebellezi” etmek amacıyla üç beş bin kişiye seslenirken Köln sokaklarında sayıları yüzbini geçen kalabalığın protesto gösterileri yapmasına yol açtı…
Erdoğan’ı öyle görünce çok güldüm; Başbakanı karikatürize etmişler, saç ve bıyık şeklini değiştirmişler…
Ortaya Hitler çıkmış, bu kadar benzer; üzerine de “The new dıktator” diye yazmışlar…
Az sayıdaki neo naziye inat Alman Milleti Adolf Hitler‘i sevmez, lanetler…
Erdoğan’ın bir milletin kaderiyle oynayan ve dünyanın başını yakan diktatöre benzetilmesi manidar…
Demek ki Alman halkı da çok sayıdaki gurbetçimiz gibi, Recep Tayyip Erdoğan‘ı sevmiyor; ona inanmıyor, güvenmiyor ve karşısında yer alıyor…
Aday olursa, buna rağmen oy alır mı?
Alır…
Türkiye’de olduğu gibi orada da muhakeme -jüjman- yeteneği olmayan, iyiyi kötüyü ayıramayan ve
dinsel terapetiyle yönlendirilen yurttaşlar vardır ve onların oyu Erdoğan’a gidecektir…
Ülkemizde siyaset, kültürel farklılıklara göre dizayn ediliyor; oylar da o dizayna uygun oluyor.
Dinsel terapiye tabi tutulanlar sandığa gittiğinde demokrasi ve çağdaşlık adına hiçbir değer ifade etmez nitelikteki oylarıyla toplumu karanlıklara boğabiliyorlar.
* * *
TEKRAR olacak ama devamlı okurlarım, “Yayımla” diye baskı yüklü elektronik mektuplar yollayınca kimseyi kıramadım. Erdoğan’a ilişkin bir değerlendirmemi yeniden sütunuma aldım.
Şöyle demişim vaktiyle :
“Erdoğan’a yakışmayan o kadar çok şey var ki…
Bozuk Türkçesi, tahsiline yakışmıyor…
Tehdit içeren tavrı, nezaketine yakışmıyor…
Argo ve kaba benzetmeler yapmak, inceliğine yakışmıyor…
Terslenme ve kinlenme, şefkatli görüntüsüne yakışmıyor…
Hilâf-ı hakikat sözleri, dürüstlüğüne yakışmıyor…
Kin ve nefret, itikatına yakışmıyor…
Yolsuzluk yapanlara sesini çıkarmaması, adalet anlayışına yakışmıyor…
Tek adamı oynamak, demokratlığına yakışmıyor…
Ağaç düşmanı iktidarın başı olmak, çevreci anlayışına yakışmıyor…
Velhasılı kelâm, ilk yıllarda yakışıyordu ama artık başbakanlık da yakışmıyor”
* * *
EGE’de merkez üssü Gökçeada yakınları olan ve deniz dibinden 20 kilometre aşağıda, bize göre 6.5 şiddetinde bir deprem meydana geldi; çok şükür can kaybı olmadı…
Bize göre diyorum, Yunan Sismik Araştırma Dairesi‘ne göre depremin şiddeti 7.2, ABD kaynaklarına göre de 6.9…Demek ki ölçümler ya değişik metotlarla yapılıyor, ya da ciddiye alınmıyor…
Depremin etkisi en ziyade Gökçeada’da ortaya çıktı. İki katlı eski binalar sarsıntıya dayanamadı, yıkıldı, ya da çatıları uçtu, duvarları çatladı, çoğu oturulamaz hale heldi…
Depremin geniş bir alanda hissedildiği açıklandı…
Kırılan fay, Kuzey Anadolu Fayı’nın denize ulaşan bir kolu. Beklenen İstanbul depremini tetikler mi, kimse sağlıklı bir yanıt veremiyor…
Allah beterinden saklasın.
…………………………
Öküzün altında buzağı aramaya alışmış olanlar şimdi çıkıp da “Bu deprem hükûmete yönelik bir darbe girişimidir” derse hiç şaşırmayın…
Bu kafa, öküzün altından mutlaka buzağı arama enayiliğini sürdürecektir!