SOMA‘da maden kazası yaşanmasaydı, madencilik alanında dönen dolaplar gün yüzüne çıkmayacaktı.
301 görev şehidi işçimizin kaybından milletçe duyduğumuz acı dinecek gibi değil…
Asıl görevimiz bundan sonra başlıyor…
Yakınlarını yitiren ailelerin üzerinden elimizi hiç çekmememiz lâzım; maddi manevi bütün imkânlarımızla ve ara vermeden onların yanında olmak zorundayız.
Bu, yurttaşlık borcumuzdur!
…………………………
Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma milletimize özgü bir tavırdır…
Dünyada emsali yok mu?
Bildiğim kadarıyla yok…
Bir facia ya da felâket karşısında zırıl zırıl ağlamakla yetinen toplum pek çok…
…………………………
“Bir musibet bin nasihatten evladır” derler…
Şu yangın olmasaydı 301 canı yitirmeyecektik, madencilikte dönen dolaplar da dönmeye devam edecekti…
O nedenle şehit düşen işçilerimizi hayatımızın her safhasında minnet ve rahmetle anmak durumundayız.
Bu da, insanlık borcumuzdur!
…………………………
Değerli okurlar; maden olayına savcılık el koydu; 28 savcı olayı soruşturmakla görevlendirildi. Şu saate kadar 34 kişi gözaltına alındı, 25’i tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedildi.
Dördü tutuklandı…
Diğerleri şartlı olarak bırakıldı, bunlar tutuksuz yargılanacak…
Tutuklular arasında madeni işleten holdingin patronu yok ama oğlu sorgulandı ve tutuksuz olarak yargılanmasına karar verildi; çocuk babasının günahını çekecek!
…………………………
Bu madene ilişkin hangi kapıyı açsanız rezaletle, ihmalle, bilgisizlikle, ucuzculukla karşılaşıyorsunuz…
Bilgisayarlar olaydan bir gün önce sinyal vermiş; bunu kaza günü çok erken saatte tekrarlamış ve galerilerde karbonmonoksit gazının normalin çok üstüne çıktığını saptamış…
Kim kime dum duma…
Hepsi bu değil…
Oksijen tüpleri boş çıktı…
Maskeler ise küflü ve kullanılamaz haldeydi…
Madenin tavanında ahşap korunaklar vardı, oysa bunların betondan yapılması gerekiyordu. Tahta korunaklar yangını azdırdı…
Hayat odası yoktu…
Dolayısıyla uzun süre yaşama olanağı da…
Madenden sorumlu olanların kimi “Hayat odası vardı” dedi, kimi dürüst davrandı “Yoktu” açıklaması yaptı…
…………………………
Maden, TKİ tarafından işletilirken alınmış techizata çağdaş techizat eklenmemiş…
İşçiler bu gerçeği de açıkladı…
Oysa işletmenin sahibi ilk gün, çağdaş teknolojinin kullanıldığını iddia etmişti ama foyaları meydana çıkınca susmuştu…
Holdingin bu ocaktan başka ocakları olduğu da açıklandı…
Allah oralarda çalışan işçi kardeşlerimizi benzer kazalardan korusun…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, zaman kaybetmeden bu ocakları denetim altına almalı ve olası kazaları önlemeli.
Holdingin maden işletmeciliği konusunda hatalı işler yaptığı ortada…
Onun yüzünden Soma kırsalında yollar çöküyor; bilim adamaları “Dağ bile bu yüzden kayabilir” diyor…
Bakanlığın el koyması şart, yani vacib olmuş durumda…
Kömür damarların üst kısımları bitmiş, altlarına inilmiş. “İleride bu nedenle çökmeler başlayabilir” diyorlar…
Allah muhafaza!
………………………..
Bir önemli husus daha var değerli okurlar; meğer madenler ihalesiz el değiştiriyormuş…
Bu, yasa gereği mi, iktidarın siyasal takdiği mi açıklanmalı…
İhalesiz el değiştirme işte böyle sonuçlar veriyor. Çünkü madenler el değiştirirken alıcı hiçbir ciddi koşulun ve sorumluluğun altına girmemiş oluyor.
Alıcı, “Şu cihazları kullanacaksın, işçin şu düzeyde bilgili olacak, şu önlemleri alacaksın” gibi benzeri koşullara mahkûm edilmiyor.
Gördük, olanlar da oluyor!
………………………..