İSLAM coğrafyasında Allah’tan korkmazlar ne kadar da çoğaldı…
Mezhep farklılığını siyasal egemenlik amacıyla kullanarak yıllardan beri kardeş kanı dökmekten vazgeçmiş değiller…
Müslümanlar arasında başlatılan kavgalar, çatışmalar ve savaşlar ancak Allah korkusuna sahip olanlar tarafından durdurulabilir.
Yaşananları görüyorsunuz…
Şii ve Sünni Müslümanlar birbirini katlediyor…
Neden ve kimin adına…
Irak’a bakınız; iktidarda olan Şiiler, Sünniler’i düşman bellemiş…
Ortalık durulmuyor; karşılıklı kıtal, binlerce masum Müslüman’ı hayattan koparıyor…
Suriye’de durum farklı mı?
Değil; orada da mezhepleri ayrı insanlar cepheleşmiş durumda; bugüne kadar 180 bin civarında insan sokaklarda can verdi, çoğu hunharca katledildi.
Kaçan kurtuluyor mu?
Ne gezer; onlar da sefaletin pençesinde savrulup gidiyor…
Peki nedir bu isyan?
Irak’ta Şii Maliki, Suriye’de diktatör Esad egemen olmak uğruna canavar kesilmiş olmanın hesabını mahşerde nasıl verecekler Allah bilir…
Ya Şii-Sünni ayrılığını körükleyen ve didişmelere lojistik destek veren acem mollalar?
Mahşerde hesap vermekten kaçabileceklerini mi sanıyorlar!
İslam Dünyası, kardeşliğe sımsıkı sarılmalı, farklı muamelatı dinsel ayrılık haline getirmemeli ve Allah’ın emirlerinden, Kuran’ın rehberliğinden, sevgili peygamberimizin peşinden ayrılmamalıdır.
* * *
AKP alışkanlığı işte; Halk Bankası ile yandaş basın arasındaki parasal ilişkilere dikkat çeken bir milletvekilinin verdiği soru önergesine ilgili bakan yanıt vermiyor.
Gerekçesi de kendinden menkul:
-Sorularınız bankayla ve bankacılıkla ilgili değil…
Bir devlet bankasının basın kuruluşlarına açtığı krediler, o kredilerin geri dönüp dönmediğinin öğrenilmek istenmesi ve hangi kuruluşa ne kadar kredi verildiğinin bilinmesi, adı geçen bankayla ve bankacılık hizmetiyle (!) bağlantılı değilse neyle bağlantılıdır…
Bu sorunun yanıtsız bırakıldığı saatlerde Başbakan yandaş, yani yularlı medyanın sorumlularına fırça atıyor ve önüne konmuş gazete tirajlarına baktıkça köpürüyordu…
En baba yalaka gazete Sabah, günlük fiili satışını 326 bin gösteriyordu ama gerçekte abonesi dahil 118 bin gazete basılıyordu…
Diğer yandaşların da satışları çok düşüktü…
Parasal desteğe gelince…
Başbakan, medya kuruluşlarının anlı şanlı sorumlularına neredeyse “Yuh size” diyecekti ama diline bu defa hakim oldu, demedi…
Ama şöyle dedi:
-Size verdiğimiz bütün imkânlara rağmen ana akım medyanın yarısı kadar etkin değilsiniz. Çuvalla para aktarıyoruz, bir muhalif gazetenin tirajının yarısı kadar satmıyorsunuz, yazık…
Başbakan hangi yularlı yalaka medya kuruluşuna Halk Bankası’ndan ne kadar verildiğini söylemedi ve öteki isimleri sıralamadı ama hepsine çuvallarla para yollandığını o kızgınlıkla faş etmiş oldu…
İlgili bakan hâlâ “Sorunuz bankayla ve bankacılıkla ilişkili değil” deyip Halk Bankası’nı gizlesin dursun, Başbakan o gizliliği ortadan kaldırdı ve aleni hâle getirdi.