Safter TANIK
Ülkemizde; düne kadar, İspanya’nın demokratik açılımı ile ekonomik mucizesinden söz eden, medyada sürekli boy göstermeye alışkın çokbilmiş aydınlarımız, her nedense bugün sus pus olmuşlar. Ne İspanya’nın demokratik açılımından, ne de ekonomik mucizesinden bahsediyorlar.
Onların sus pus olduğu bu konuda; “konuşmak naçizane bana düşer “ deyip, İspanya’nın demokratik açılımı ile ülkeyi iflasın eşiğine götüren süreçten bahsetmenin, ders alabilmek açısından yerinde olacağını düşünüyorum.
Yazım; İspanya’nın demokratik açılımı ile ilgili olarak yaşadığı siyasal-toplumsal olaylar, anayasa-idari değişiklik ve küresel sisteme entegre olması sonucu, ortaya çıkan ekonomik-sosyal-kültürel-politik değişimleri içermektedir. Kısacası; yazım, İspanya’nın demokratik açılımı ile küresel sisteme entegrasyonunun bir hikâyedir.
Demokratik Açılım Sürecinin Miladı
İspanya’da; demokratik açılım süreci, 20 Kasım 1975’te General Franko’nun ölümü ile başladı. Bunun için; bu tarih, İspanya’da demokratik açılımın miladı olarak kabul ediliyor.
Açılımın Mimarı
Kral Juan Carlos; açılımın, mimarı olarak kabul ediliyor.
Juan Carlos; 1931’de, ülkeden ayrılan son İspanya kralı XIII. Alfonso’nun, üçüncü çocuğu olan Barselona kontu İnfante Juan’ın en büyük oğlu.
1938’de, Roma-İtalya’da doğmuş.
Babası; bölgesel yönetim modelini savunduğu için ülkeye sokulmamış, ancak, kendisi; 1947’de, eğitim amacıyla ülkeye gelmiş.
1947’de, yapılan bir halk oylaması ile İspanya’nın; krallık olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen, Franko’nun ölümüne değin, İspanya tahtına geçememiş. Bununla birlikte hep Franko’nun yanında olmuş. Buna karşılık, Franko; eğitimiyle yoğun bir şekilde ilgilenmiş, Zaragoza Askeri Akademisi-Marin Askeri Denizcilik Okulu- San Javier Havacılık Akademisi ve Madrid Üniversitesi gibi ülkenin en iyi okullarında eğitim ve öğrenim görmesini sağlamış.
1962’de, Yunanistan Kralı I. Paulos’un kızı Sophia ile evlenmiş.
1969’da, Franko tarafından İspanya veliaht prensi ilan edilmiş.
27 Kasım 1975’te; sisteme ve Franko döneminin tek siyasi partisi olan Ulusal Hareket Partisi’nin ilkelerine, bağlı kalacağına yemin ederek kral olmuş.
Renk Vermemesi
Krallığının ilk günlerinde; Franko dönemi yasalarını aynen uyguladı, aykırı olarak; sadece, Cortes Meclisi’nde yaptığı “İspanyol siyasi sistemi değişmelidir” şeklindeki konuşma oldu.
Radikal Bilinen Zayıf Bir Başbakan
Ocak 1976’da, Kral; Krallık Konseyi tarafından önerilen, üç adaydan biri olan Carlos Arias Navarro’yu seçerek hükümeti kurmakla görevlendi.
Carlos Arias Navarro; 1973’te, Franko’nun en güvenilir yardımcısı ve yerine geçmesi düşünülen Amiral Luis Carrero Blanco’nun, ETA (Bask Vatanı ve Özgürlüğü) militanları tarafından, bir suikast sonucu öldürülmesi ile öne çıktı.
“Öldürülen Başbakan Amiral Luis Carrero Blanco’nun iç işleri bakanı”.
Carlos Arias Navarro; 1957’de, Emniyet Genel Müdürlüğü sırasında, çıkan olayları sert bir şekilde bastırması nedeniyle görevden alınmış. Bu bakımdan sertlik yanlısı bir isim olarak biliniyor. Ancak; başbakanlık uygulamaları öyle olmadı, idare i maslahatçı bir yönetici gibi davrandı.
Aydınlanmamış Bir Olay
Başbakan Blanco; geçiş güzergâhı olarak kullandığı cadde altına döşenen yüklü patlayıcının, uzaktan kumanda ile patlatılması ve arabasının havaya uçması sonucu öldürüldü.
Saldırıdan; ETA sorumlu tutuldu, failleri olduğu söylenen kişiler ise tutuklanarak idam edildi. Ancak; olayda, o gün için ETA’nın sahip olmadığı yüksek bir teknolojinin kullanılması; tetiği çeken olmasa da, arkasında duran başka bir gücü akla getirdi.
En çok suçlanan ise iç işlerinden sorumlu Carlos Arias Navarro idi.
Çaresizlik Üreten Bir Hükümet
Carlos Arias Navarro; kilit bakanlıklara ılımlı isimleri getirdi, dengeyi sağlamak için de Ulusal Hareket Partisi’nin radikal isimlerine yer verdi.
Kralın ağırlığının hissedildiği, uyumsuz kişilerden oluşan bu hükümet; siyasal ve toplumsal istikrarsızlığın, daha da artmasına neden olmuş.
ETA saldırıları ivme kazandı, Örgüt; Bask Bölgesi’nde, etkin bir konuma gelirken Bask halkı arasında taban bulan ve desteklenen bir harekete dönüştü. Buna; siyasi muhalefetin genel af ve köklü değişiklik talepleri de eklenince, genel grev ve sokak çatışmaları baş gösterdi.
Toplumsal ve Küresel Baskılar
Değişiklik talepleri; işçi sendikaları, ulusal ve küresel sermaye, A.B.D. ve Avrupa Ülkeleri tarafından da desteklendi. Hükümet; bazı değişikliklere evet dediyse de, muhalefet buna şiddetle karşı çıktı.
Kralın, Muhalefete Arka Çıkması
Kralın; muhalefeti destekleyici sözleri ise hükümet ile kralı karşı karşıya getirdi. Bunun sonucu olarak; Kral, Carlos Arias Navarro’nun istifasını istedi.
Temmuz 1976’da; Carlos Arias Navarro, istifa etti.
Bitmeyen Bask Sorunu
İspanya’da değişimi tetikleyen Bask sorunu; ideolojik değil, etnik bir sorun olup, tarihi bir derinliğe sahiptir.
Coğrafi Alanı
Bask bölgesi; İspanya’nın kuzeybatısında, diğer bir ifade ile Pirene Dağları’nın batısında yer alan bir bölge. Ancak; Bask bölgesi, sadece İspanya’nın kuzey batısı ile sınırlı değil, Fransa’nın güney batısı da bu bölgede yer alıyor.
Tarihi Derinliği
Basklar; Avrupa’nın en eski halklarında biri, kökeni hakkındaki bilgiler ise tartışmalı.
Kökenini; İspanya’nın eski halklarından Akitanyalılara, daha da ileri götürülerek Etrüsklere dayandıranlar olduğu gibi, Hun ya da Avar Türklerinin kalıntıları olduğunu söyleyenler de var.
Farklı Dil
Dili, Hint-Avrupa dil grubu ile bir ilişkisi yok. Bu nedenle kimi “Avrupa’nın en eski dillerinden biri” diyor, kimi de Kafkas Dillerine benzetiyor.
Devlet Kurmuşlar
Basklar; 9.Yüzyılda, Pamplona Krallığı’nı kurmuşlar. Bu krallık, daha sonra Navara Krallığı adını almış.
Navara Krallığı; 1515’te, Kastilya ile Aragon krallıklarının birleşmesi ile kurulan İspanya ve ardından Fransa tarafından ele geçirilmiş, ama özerk yönetimini korumuş.
İspanya’da; Fransız devrimi sonrasında, bölgesel yönetimi savunan kralcılar ile merkezi yönetimden yana olan milliyetçiler arasında, 1833-1840 ve 1873-1876 dönemlerinde iki iç savaş yaşanmış. Milliyetçilerin iç savaştan galip çıkması ile de özerkliği kaybetmiş.
Milletleşme
İç savaşta, Bask burjuvazisi; Madrid’le olan çıkar ilişkisi nedeniyle milliyetçilere destek verirken, halk; aristokrat ve ruhban sınıfının yanında yer almış.
Bask burjuvazisi; iç savaştan karlı çıkmış, bölge hızla sanayileşmiş.
Bölgenin hızla sanayileşmesi; aristokrat ve ruhban sınıfının zayıflamasına, aristokrat ve ruhban sınıfının zayıflaması; burjuva ve işçi sınıfının güçlenmesine; burjuva ve işçi sınıfının güçlenmesi de; Bask milliyetçiliğinin ortaya çıkmasına neden oldu. Bunun sonucu olarak; 1895’te, Bask Milliyetçi Partisi kurulmuş.
Bask Milliyetçi Partisi
Kültürel temele dayalı bir milliyetçiliği savunan, ılımlı bir politika izleyen bir parti görünümündeymiş. Ancak; Rivera diktatörlüğü nedeniyle 1923-1930 döneminde, yeraltına çekilmek zorunda kalmış. 1930’da da tekrar sahneye çıkmış.
1932’de, bölgede yapılan bir referandum ile özerklik istemiş. Ancak; özerklik talebi, 1936’da parlamentoda oldukça sert geçen tartışmalar sonucu kabul edilmiş.
Neden?
Katalanlar ve Galiçyalıların da özerklik istemesinden korkuldu. Bu nedenle de Katalonya ve Galiçya’ya özerklik verildikten sonra talebi kabul gördü. 1937’de ise özerkliği tekrar kaybetmiş.
Özerk Bask Yönetimi; Paris’e yerleşerek burada bir sürgün hükümeti kurmuş, Avrupa ve Amerika’daki Bask diasporasından maddi yardım almış, Franko rejimi muhalifleri ile de işbirliğine gitmiş. Ancak; bu ObamaCare greatly eliminates lifetime limits and reduces annual limits of health affordable-health.info plans. işbirliği, Özerk Bask Yönetimi içinde ise sert tartışmalara neden olmuş.
ETA (Bask Vatanı ve Özgürlüğü) Örgütünün Doğuşu
1952’de, kendilerine “Ekin” adını veren bir grup; mücadelenin Franko rejimiyle değil, İspanya ile olduğunu ileri sürerek Bask Milliyetçi Partisi’nden ayrılmış.
Tabii ki tartışmalar bununla bitmemiş, 1959’da; Ekin içinde yer alan bir grup, “bağımsızlık için silahlı mücadele dışında başka bir yolun bulunmadığını” belirterek Ekin’den ayrılmış ve ETA örgütünü kurmuş.
Hedefi
Önce İspanya’nın, daha sonra da Fransa’nın Bask Bölgesi’nde; “bağımsız bir devlet kurmak”, örgütün her zaman hedefi oldu.
Stratejisi
Örgüt; önce kültürel haklar talebi ile yola çıktı, 1968’den itibaren de silahlı eylemlere girişti.
En son 2011’de; diyalog çağrısı yaparak silahlı mücadeleden vazgeçtiğini beyan etti, ancak örgütün feshine gitmedi, Bu da; örgütün, klasik taktiklerinden biri olarak kabul edildi.
Gelişimi
Ciddi olarak; 1968’de, Madrid Üniversitesi’nde tamamen solcu öğrencilerinden oluşan militan bir kadro olarak ortaya çıktı.
1973’te; Başbakan Amiral Luis Carrero Blanco’ya düzenlenen bombalı saldırıdan sorumlu tutuldu, olay ile de isminden en çok söz edilen bir illegal örgüt haline geldi.
Marjinal bir grup olmakla birlikte; zaman içinde, Bask halkı arasında taban buldu.
1978’de kurulan, 2003’te de kapatılan Batasuna Partisi; örgütün, siyasi kanadını oluşturdu. Ancak; Bask Bölgesi’nde, hiçbir zaman % 15’in üzerinde oy alamadı. Bask Milliyetçi Partisi ise bölgede her zaman en büyük parti olma konumunu korudu.
Pazarlıkta Sürekli Bir Koz Olarak Kullanıldı
Açılımın tıkandığı yerde devreye girdi, sansasyonel silahlı ve bombalı eylemleri ile halkı tedirgin etti, Bask Milliyetçi Partisi’nin hükümet ile olan pazarlığında kullandığı en büyük koz oldu.
Baskların Nüfus Durumu
Günümüzde; 2,3 milyonu İspanya’da, 750 bini Fransa’da, 50 bini A.B.D.’de olmak üzere, dünyada; 3 milyon üzerinde Bask kökenli insan yaşamaktadır. Bunun dışında; İspanya’dan yoğun göç alan Arjantin’de, nüfusun; % 10’unun Bask kökenli olduğu, Meksika’nın Monterrey ve Durango eyaletlerinde de Basklılardan oluşan topluluklar bulunduğu söylenmektedir. Bu bakımdan; dünyadaki nüfusu hakkında, tam bir bilgi vermek zor görünüyor.
Bask Sorununun Katalan Sorununu Tetiklemesi
Coğrafi Alanı
Katalanlar; İspanya’nın kuzeydoğusundaki Katalonya ve Valensiya Bölgesi ile Balear Adaları’nda yaşayan bir halk. Bunun dışında Fransa’nın güneydoğusu ile Andora Prensliği ve azınlık olarak İtalya’da mevcut. Ayrıca; İspanya’nın imparatorluk döneminde, Güney Amerika ve Küba’ya göç etmiş, çok sayıda Katalan kökenli insan bulunuyor.
İspanyolcaya Benzeyen Bir Dil
Dili, Katalanca.
Katalanca; Hint-Avrupa dil grubuna mensup, İspanyolcaya çok benzeyen bir dil. Bu bakımdan; İspanyolcanın bir lehçesi olduğunu, savunanlar da var.
İspanya’da en çok konuşulan 2. dil, Andora Prensliği’nin ise resmi dili.
İspanya’da; 8,9 milyon, Fransa’da; 100 bin, Andora’da; 31 bin, İtalya’da da; 20 bin olmak üzere, 9,1 milyon kişinin bu dili konuştuğu söyleniyor.
İspanya İle Kader Birliği
Katalanlar; 15.Yüzyılda, Kastilya Krallığı’na iltihak etmişler, 1714 savaşına kadar özerk yönetimi korumuşlar, bundan sonra da merkezi hükümete bağlanmışlar.
Milletleşme
Katalonya; Kastilya’dan daha hızlı bir ekonomik gelişme göstererek zenginleşmiş, iki bölge arasında oluşan ekonomik farklılık ise Kastilya ile arasının açılmasına neden olmuş.
Katalanlar; 19.Yüzyılda, Alman ve İtalyan milliyetçi düşünürlerden etkilenmiş
1931’de; İspanya Komünist Partisi’nden ayrılan bir grup ile birlikte Katalan milliyetçiliğini savunan Demokratik Katalonya Birliği Partisi’ni kurmuşlar, yapılan bir referandum ile de özerk yönetimi talep etmişler.
1932’de; özerk yönetim hakkını kazanmışlar, 1939’da; Franko Ordu’larının, Barselona’ya girmesi ile de bu hakkı kaybetmişler.
Kralın Halka Katalanca Hitap Etmesi ve Özerklik Sözü Vermesi
Franko’nun ölümünden sonra, bölgede huzursuzluk baş göstermiş.
1976’da, Kral Juan Carlos; ilk resmi seyahatini Katalonya’ya yapmış, halka Katalanca seslenerek geniş özerklik sözü vermiş.
Fazlaca Ses Çıkarmayan Diğer Bir Etnik Unsur
Galiçyalılar
Coğrafi Alanı
Galiçyalılar, İspanya’da öne çıkan diğer bir etnik unsur. Bunlara, Galisyalılar da deniyor. İspanya’nın kuzeybatısında, Galiçya ve Asturias Bölgesi’nde yaşayan bir halk.
Kökeni; tartışmalı, bunu Avrupa’nın eski halklarından Keltlere dayandıranlar da var.
Portekizceye Benzeyen Bir Dil
Dili, Galiçyaca. Kendi dilindeki ismi ise Galego.
Portekizceye benzeyen Latin kökenli bir dil, dili üzerinde Arap ve Kelt kültürünün etkisi de var.
İspanya’da; Bask dili ile birlikte en iyi korunmuş bir dil olarak kabul ediliyor, 3-4 milyon kişinin de bu dili konuştuğu söyleniyor.
Katalanlardan sonra İspanya’nın 2. büyük etnik grubu, ancak; İspanya siyasetinde, Basklar ve Katalanlar kadar da aktif değil.
Bir Süre İçin de Olsa Özerk Yönetim Hakkını Elde Etmişler
Bölge, 1932’de; özerkliğini kazanmış, 1937’de ise kaybetmiş.
Önceleri bağımsızlığı, daha sonra da özerkliği savunan Galisya Milliyetçi Bloğu ise; bölgenin, önemli siyasi partilerinden biri.