Milli Eğitim Bakanlığı çevrelerinden alınan son duyumlara göre, 2010 yılında başlayan Okul Müdürleri ve 2001 yılında başlayan Müdür Başyardımcıları ve Müdür Yardımcılarından sonra 2015 yılı başında yurt çapında okullarında 10 yılı dolduran öğretmenlere de rotasyon uygulanacaktır. Okul Müdür ve Yardımcıları rotasyonu ile başlayan kurum kültürlerinin kaybolmaya yüz tutması, öğretmen rotasyonu ile sıfırlanacaktır.. Ayrıca kısa bir süre önce performans değerlendirmesi adı altında sübjektif puanlarla müdürlükleri ellerinden alınan 7 bini aşkın eğitim yöneticisinin durumu da okulların kurum kültürünü olumsuz etkileyecektir.
Kurumlar, zaman içinde oluşturdukları kendilerine özgü kuralları, değerleri, özel günleri, etkinlikleri, gelenekleri ve yaşanmışlıkları ile farklılık yaratırlar. Bu farklılıklara, kurum kültürü diyoruz. Kurum kültürü, kısaca o kurumun yaşama biçimi ve ortak aklıdır. Bu kültür, özellikle eğitim kurumları için çok önemlidir. Kurumdaki tüm elemanların düşüncelerini, tutum ve davranışlarını etkiler, bireyler arasındaki bağları kuvvetlendirir ve kurumu özel ve başarılı yapar. Ayrıca, kurumda okuyanlarla mezunlar arasındaki duygudaşlığı sağlar ve aidiyet duygusunu canlı tutar. Bu yüzden mezunların en çok üzerine titredikleri konu, kurum kültürünün bozulmaması ve kaybolmamasıdır.
Kurum kültürünün, o kültürün yaşandığı ve oluştuğu mekanlarla da yakın ilişkisi vardır. Mekan değişikliği, bu kültürün kaybolmasında en önemli etkenlerden biridir. Bunun en canlı örneği İstanbul’daki tarihi liselerimizden Haydarpaşa Lisesi’dir. Lise, fiziki anlamda daha geniş, daha donanımlı ve daha yeni mekanlara kavuşmuştur ama, mezunlar bu mekanda yaşadıkları sınıfları, pansiyon odalarını, yemekhaneyi, anılarının oluştuğu köşeleri, kısacası kültürlerini bulamamışlardır. Ayrıca kurum kültürünün, o kurumun adıyla da yakından ilişkisi vardır. Son yıllarda okulların tarihi isimleri, bazı eğitim hayırseverlerinin veya bürokratların adlarıyla değiştirilmektedir. Bu da kurum kültürünü olumsuz etkilemektedir. Bunun için, hangi gerekçeyle olursa olsun, okulların adını ve mekanını değiştirmemelidir.
Kurum kültürünü okullarda Yöneticiler, Öğretmenler, Çalışanlar ve Öğrenciler birlikte oluştururlar. Okul yöneticileri, çalıştıkları kurumun kültürünü tanımak, yaşatmak ve geliştirmek zorundadır. Bunun için okul yöneticilerinin okul kültürünü geliştirecek bir vizyona sahip olmaları ve bu kültürü çevreye tanıtmaları gerekir. Okul yöneticisi, okul kültürünü yaşattığını hissettirerek mezunların da ilgisini ve katkısını okula çekmelidir. Bunun için, okulun mezuniyet ve rozet takma törenlerine, geleneksel günlerine(pilav, aşure, boza vb.), tiyatrolarına, müzik ve edebiyat etkinliklerine ve ödül törenlerine mezunların da katılımını sağlamalıdır. Ünlü mezunlar ile öğrencilerini buluşturup onlarla sohbet etmelerini, onların başarı hikayelerini dinlemelerini sağlamak da, kurum kültürünü güçlendiren etkinliklerdir.
Öğretmenler de, kurum kültürünün yaşaması ve yaşatılması konusunda önemli bir işleve sahiptirler. Okul kültürünün öğrenci ve velilere aktarılmasını ve benimsetilmesini onlar sağlarlar. Okullarının geçmişteki ve bugünkü başarılarını, ünlü mezunlarını örnek göstererek öğrencilerinin okullarından gurur duymalarını sağlarlar. Bunlar velilere aktarılırsa onların da, çocuklarının okuduğu okulla gurur duymaları sağlanır. Öğretmenler, yapacakları yeni etkinliklerle kurum kültürünü zenginleştirir ve geliştirirler. Bir çok tarihi okulun marşını o okulun edebiyat öğretmenleri yazmış, müzik öğretmenleri bestelemiştir. Armalarını resim öğretmenleri yapmıştır. Mezunlardan da bu konuda katkıda bulunanlar vardır.
Kurum kültürünün bozulmasına ve kaybolmasına yol açan en önemli etken, yönetim ve eğitim kadrolarında yapılan köklü değişikliklerdir. 2010 yılında başlayan Okul Müdürleri ve 2011’de başlayan Müdür Başyardımcıları ve Yardımcıları Rotasyonu, özellikle kurum kültürü oluşmuş okullarımızın çok aleyhine olmuştur. Okullarda kurumun geçmişini bilen idareci kalmamıştır. Kuruma bir şeyler katması için gönderilen yeni yöneticiler, okulun geçmişini bilmedikleri için ne kurum kültürünü yaşatabilmişler, ne de bu kültüre yeni unsurlar ekleyebilmişlerdir. Dolayısıyla yapılan eğitim yöneticisi rotasyonlarından bir yarar sağlanamamıştır. Son olarak kısa bir süre önce yapılan ve 7 bini aşkın Okul Müdürünün görevden alınmasına ve öğretmen yapılmasına yol açan uygulama, okulların kurum kültürüne büyük bir darbe indirmiştir. Çoğu kıdemli, mesleki deneyimi ve birikimi yüksek olan bu yöneticilerden çoğu emekli olmak zorunda kalmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı çevrelerinden alınan son duyumlara göre, 2015 yılı başında yurt çapında okullarında 10 yılı dolduran öğretmenlere bir rotasyon uygulanacaktır. Bu rotasyon okulların kültürüne indirilecek son darbedir. Özellikle tarihi veya merkezi okullarda uzun süredir görev yapan, hayatını buna göre düzenleyen deneyimli ve kıdemli öğretmenlerin çoğu bu rotasyondan etkileneceklerdir. Görevden alınan müdürler gibi, bu kıdemli ve deneyimli öğretmenlerin de çoğu çok sevdikleri mesleklerinden emekli olmak zorunda kalacaklardır. Bu durumda okullarda yöneticilerden sonra, kurum kültürünü bilen öğretmen de kalmayacaktır. Bu da, kurumları köksüz ve ruhsuz bırakacak, çalışan ve hizmet alanların motivasyonlarını bozacak, coşkularının kaybolmasına yol açacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinden ricamız ve beklentimiz, öğretmen rotasyonunun yapılmamasıdır. Bu rotasyon sonucunda birçok deneyimli öğretmenimiz emekli olarak özel sektöre geçeceklerdir. Bu durumda okulların kurum kültürü de iyice darbe yiyecek ve bozulacaktır. Kurum kültürü bozulursa, okulların da büyüsü ve cazibesi kaybolacaktır. Bu da, topyekun ülke eğitiminin kalitesini düşürecektir.