KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kanal A’dan Fatih Şahin’in konuğu olarak yarıda kalan Kıbrıs müzakereleri ve yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Rum Yönetimi’nin müzakerelerin askıya alma durumunu suni bir sorun oluşturma maksadı olarak tanımlayan Eroğlu, “Rumların böyle bir gerekçe oluşturarak müzakerelerden kaçmasının asıl sebebi, artık müzakerelerde sonuç alıcı, yani pazarlıkların yapılacağı bir noktaya gelmemizdir” dedi.
Geçmişte zirve toplantılarının yapıldığı dönemde de bu tür sorunların yaşandığını belirten Eroğlu, “Özellikle müzakerelerin üçüncü yani pazarlık safhasında sıkıntı yaşamıştık. Hatta bir ara mukabil öneri sunduğumuz bir safhada Anasyastadis kulaklığı fırlatarak masayı terk etmişti. Bu dolayısıyla müzakereleri askıya almıştı” dedi.
“Rum tarafı yıllardır kendi halkına yalan söylüyor”
Rum tarafının yıllarca kendi halkına yalan söylediğini ve boş vaatlerde bulunduğunu belirten Eroğlu, “Yıllarca bütün göçmenler yerine dönecek, Türkiye’den gelen göçmenler Türkiye’ye geri dönecek, Türkiye’nin garantisi ortadan kalkacak… ” şeklinde yalan söylediler bu yalanların gerçekleşemeyeceğini biliyorlar. Çünkü şimdiye kadar hep kazanmak üzerine oynadılar ama bundan sonra karşılıklı al-ver’ler olmaya başlayacak. Rum tarafı o yüzden müzakerelerden kalkmıştır.
“Rum tarafı anlaşma iradesine sahip değildir“
Rumların yıllarca anlaşma ister gibi Türklerle müzakere masasına oturduklarını belirten Derviş Eroğlu, Rumların amaçlarının müzakere etmek değil, dünyanın müzakereler devam ediyor şeklinde bir görüşe sahip olması amacı olduğunu belirtti. Müzakerelerden sonuç alınması için, anlaşma iradesinin olması gerektiğini belirten Eroğlu “Bugün maalesef Rum tarafında öyle bir iradeye sahip bir kişi yoktur. Sadece dediğim gibi almayı düşünen ve anlaşma üzerine yoğunlaşmayan engel çıkaran bir taraf var. Onun için ben yıllardır söylüyorum. Rumlarda bir anlaşma iradesi yoktur” dedi.
Eroğlu ayrıca şunları kaydetti:
“Müzakere masasında anlaşma iradesi olmayan bir kişiye istediğini vereceksin ki, zorlamış olasın. Dolayısıyla Rum’un istediğini verdiğimiz zaman bizim burada yaşama şansımız kalmaz. Onun için burada karşılıklı al-ver’ler ile ve Kıbrıs Türk halkını tatmin edecek bir anlaşma ile imza koymam gerekir. Rum’un her istediğini onayladığım bir anlaşma Türkleri ya göçe ya da Rum’un idaresi altında yaşamaya zorlar. Öyle bir düşüncemiz yok, o yüzden bütün rumlar dünyayı anlaşma ister gibi aldatmaktadırlar.”
“Rum kesimi anlaşma isterken samimi değildir”
Rumların Kıbrıs Cumhuriyetini çaldıklarını belirten Derviş Eroğlu, “Bizi Kıbrıs Cumhuriyetinden dışladılar. Rum işgali altına girdik. Rum kesimi BM’nin üyesi ve AB’nin üyesi. Bu vaziyette dünyanın tanıdığı bir devlet ortaya çıkacak bir ekonomiyi paylaşır mı paylaşmaz. Onun için artık dünyanın bu gerçeği görmesi lazım. Baskı yapacaksa kime yapacağını bilsin. Bu baskı yapılacak yer Türk kesimi değil Güneydir.”
BM ve AB taraflı mı hareket ediyor?
Dünyanın KKTC’nin anlaşmayı istediğini kabullendiğini söyleyen Eroğlu, “Anlaşma istemesek kurmuş olduğumuz devlet olmasına rağmen, Müzakere masasında kırk yıldır oturmayız. Biz Rumların bu kararlarının yanlış olduğunu ve masadan kalktıkları gibi masaya dönmelerini bekliyoruz. Ancak bu durum önkoşulsuz. Bir kere herhangi bir önkoşul kabul etmeyeceğimizi peşinen dünyaya açıkladık. Masadan kalkan kişi, müzakerelerin devamından ve bir anlaşmadan yana ise masaya oturması gerekir” dedi.
Türkiye’nin sismik araştırmaları KKTC adına yaptığının altını çizen Derviş Eroğlu, “Peki bir gemi yalnız başına Akdeniz’de sismik araştırma yaparken bırakılabilir mi? Akdeniz’de Rusya’nın gemileri var, Yunanistan bir deniz altı bir firkateyn Akdeniz’e gönderiyor. Bir taraftan Mısır var. Dolayısıyla bu şartlarda sismik araştırma gemisinin güvenliği de Türkiye tarafından sağlanacaktır. O yapılıyor. Onun için bunu bahane ederk müzakere masasına gelmezse, Türkiye gemileri çeksin şeklinde bir düşünce içerisindeyse, bunu önkoşul hatta şart olarak koşuyorsa bunu çok bekleyecek. Çünkü böyle bir şey yapılması mümkün değildir” dedi.
Dünya kamuoyunun yapması gerekenin Rum kesimine, masayı sen terk ettin dolayısıyla anlaşma niyetin varsa, otur müzakereleri devam ettir demek olduğunu söyleyen Eroğlu, dünya kamuoyunun Rum kesimine, “Anlaşma niyetiniz yoksa da bütün dünyayı özellikle BM Genel Sekreterliği, BM Güvenlik Konseyini meşgul etmeyin demesi lazım. Ha bunu da demiyorlar işte sıkıntı orada” dedi.
BM ve AB’nin objektif bir tavır sergilendiğini söyleyemeyeceğini belirten Derviş Eroğlu,” AB’nin bazı ülkeleri İngiltere gibi Finlandiya gibi bazı ülkeler bizi suçlamıyorlar. Masadan kalkan tarafın masaya oturması lazım diye düşünüyorlar. Ama AB’nin şu anda yönetim pozisyonunda olan bazı kişiler de zaman zaman bize gelerek AB’den bir ülkeyi de müzakere masasına alın şeklinde isteklerde bulunuyorlar. Ancak müzakere masasında AB üyesi bir devletin oturması AB üyesi olan Rum kesiminin bir yoldaş daha edinmesi demektir. Ancak dünya’da Rum tarafının maskaralığından usanmaya başlamıştır. Ancak Rumların tavrına karşı ABD gibi İngiltere gibi ülkeler tavır koyarlarsa, Rumlar kuzu gibi müzakere masasına oturacaklardır” dedi.