Gazetemiz ORTADOĞU’nun sorularını cevaplandıran MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, önemli tespitlerde bulundu. Ayhan, AKP hükümetinin Türkiye’yi ihanet ve yıkım tuzağının yanısıra ekonomimizi de uçurumun kenarına getirdiğini vurguladı
Hükümetin ‘Reform’diye yutturulan bayat ‘kes yapıştır’dan ibaret eylem planları olduğunu belirten Ayhan, “Bunlarla milleti oyalamaktadır. Ekonominin ‘Eylem planı’na değil ivedilikle uygulanacak gerçek tedbirlere ihtiyacı vardır. Ne var ki bu irade AKP hükümetinde ve Başbakan’da mevcut değildir. Zira 12 yıldır hükümette başka bir parti mi vardı? Hükümet bugüne kadar bu tedbirleri niçin almamıştır? Neyi beklemiştir? Akılları yeni mi başlarına gelmiştir? Yoksa Aksaray’ın tamamlanması mı beklenmiştir” diye sordu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, ORTADOĞU’ya önemli açıklamalar yaptı. Ayhan, “OVP, AKP, Hükümeti’nin ekonomi politikalarının iflas ettiğini ortaya koymuştur. AKP’nin ithalata ve inşaata dayalı ekonomi ve sanayi modeli çökmüştür. ‘Sanayi bahane inşaat şahane’modeli AKP’yi de korkutmaya başlamıştır.
2014 yılı için daha önceki yıllarda 2014 yılında erişilmesi hedeflenen enflasyon, işsizlik, büyüme gibi makroekonomik hedefler 2017 yılına ötelenmiştir. Ayrıca 2017 yılı için konulan büyüme, mili gelir ve ihracat hedefleri ile hükümet programı ve sözde yeni Türkiye’nin afaki 2023 hedefleri tamamen kadük olmuştur” dedi.
İşte sorular, işte cevaplar:
* ORTADOĞU: Ekonomide gidişatı nasıl görüyorsunuz? Sizce önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek belli başlı riskler nelerdir?
Emin Haluk AYHAN: AKP; ülkeyi yıkım ve ihanet, ekonomimizi de orta gelir tuzağına düşürdü.
Ekonomide mevcut kırılganlıklara her geçen bir yenisi ilave edilmektedir. Türkiye Ekonomisinin ve Türk milletinin yalanlarla masallarla kaybedecek vakti kalmamıştır.
2011 seçimlerinden buyana görev yapan AKP hükümetleri döneminde yani son dört yılda Enflasyon neredeyse iki katına çıkmış, büyüme hızı %9’lardan %3’e (üçte birine) gerilemiştir. Milli Gelir ise dolar bazında gerilemiş, son altı senede fert başına gelirde dolar bazında bir artış olmamıştır. Ekonomi orta gelir çukuruna düşmüştür.
Bırakın yapısal tedbirleri almayı, tüm ekonomik kararlar seçim ve siyasi kaygılara endekslenmiştir. Sonuçta gelinen noktada Türkiye ekonomisi dünyanın en kırılgan 5 ülkesi arasında zikredilmeye başlanmıştır.
Yolsuzluklar ve talan artık vaka-ı adiyeden görülmekte, Vatandaş yüksek enflasyon ve acımasız vergi yükü altında ezdirilmekte, gelir dağılımı her geçen gün bozulmaktadır. Büyüme, yatırımlar ve tasarruflar oranları gerilemektedir
İşsizlik ve enflasyon almış başını gidiyor. TÜİK’in açıkladığı rakamlarla bile işsizlik çift haneye ulaşmıştır. Gerçekte yaşanan işsizlik bu rakamların çok üzerindedir.
Özellikle genç nüfustaki işsizlik yüksek seviyede bulunmakta ve her beş gençten biri işsiz durumdadır. Özellikle de eğitimli kesimde yaşanan işsizlik artışı kaygı vericidir.
Enflasyon çift haneye yükselmiştir. Eylül ayında Üretici fiyatlarındaki artış %10,50 ile çift haneye çıkmıştır. OVP Hedefleri daha mürekkebi kurumadan delinmiştir.
Enflasyonun 2015 yılında OVP’de hedeflenen seviyelere indirilebilmesi için büyüme ve istihdamdan daha fazla feragat edilmesi gerekecektir.
Bu konuda tek olumlu gelişme Petrol fiyatlarının düşmesidir. Ancak ABD ekonomisindeki gelişmelere bağlı olarak doların değer kazanması Enerji faturasının düşmesine rağmen enflasyona olumlu yansımasını önleyecek bir gelişme olacaktır.
Büyümenin bu yıl %3’ler seviyesinde gerçekleşeceği, 2015 yılında da OVP’de hedeflenen %4’ler seviyesine ulaşamayacağı bugünden bellidir. Uluslararası kuruluşlar Türkiye ile ilgili tahminlerini aşağı doğru revize ediyor. OECD 2015 büyümesini %3,5 olarak revize etmiştir. Bu oran Türkiye’nin orta vadeli büyüme ortalamalarının çok altındadır. Türkiye ekonomisinin bu büyüme hızı ile sorunlarına çözüm bulması mümkün değildir.
MAALESEF ENDİŞEMİZ EKONOMİNİN DURGUNLUK İÇİNDE ENFLASYON SÜRECİNE YANİ STAGFLASYON SÜRECİNE DOĞRU SÜRÜKLENMEKTE OLDUĞUDUR
Ayrıca gelinen noktada dış borçların milli gelire oranı da %44’den %50’ye yükselmiştir. Özel sektörün dış borç stoku 251 milyar Dolara ulaşmıştır. Böylelikle Ekonomide yeni bir kırılganlık unsuru ortaya çıkmaktadır.
Cari açık düşüyor ancak kimse buna sevinemiyor. Çünkü Cari açık düşerken ekonomi daha kötüye gidiyor. Milli gelir düşüyor, işsizlik ve enflasyon artıyor, ihracat artışı hızlanmıyor, ithalat geriliyor. İhracatın İthalatı karşılama oranı %65’leri aşamıyor.
EKONOMİDE KISA VADELİ FİNANSMAN İHTİYACI YÜKSELMEKTE BU HUSUSTA İLAVE BİR KIRILGANLIK YARATMAKTADIR
Dış Borçlar artıyor. Ekonominin önümüzdeki yıl içerisinde yaklaşık 240 milyar dolar finansman ihtiyacı bulunmaktadır. AKP Hükümeti “IMF’ye borcumuz kalmadı” diye övünürken kısa vadeli dış borç stoku, Eylül ayında 130,7 milyar dolara yükselmiştir. Özel sektörün kısa vadeli dış borcu ise 111,4 milyar dolara ulaşmıştır.
Uluslararası konjonktürün son derece elverişiz olduğu, yüksek faiz ve kur riskinin bulunduğu bir ortamda bu derece yüksek bir kısa vadeli finansman ihtiyacının uygun koşullarda karşılanıp karşılanamayacağı Türkiye ekonomisi üzerinde küresel düzeyde kaygıları arttıran bir unsurdur. Bu hususlara bir uzun zamandır basın toplantılarımız aracılıyla dikkat çekip hükümetin ve kamuoyunun gündemine getirmeye çalışıyoruz. Sanırım Sn. Başbakan Yardımcısı da bu gerçeklerin geç de olsa farkına varmaya başladılar.
Ancak Milleti kandırmak AKP’nin fıtratında olduğu için sorunlara çözüm bulmak yerine, milleti oyalamak, muhalefete kara çalma ve ayar verme yolunu seçiyorlar.
ORTADOĞU: AKP “İnsan Odaklı Ekonomi Politikaları” ndan bahsediyor ne dersiniz?
Emin Haluk AYHAN: AKP’nin sözde insan odaklı ekonomik politikaları insanımıza dünyayı dar eden politikalardır. Geçmiş 12 yıllık tecrübe bunu göstermiştir.
AKP’NİN ODAKLANDIĞI KESİM VATANDAŞIMIZ DEĞİL, 17-25 ARALIK RÜŞVET LOBİSİ VE HAVUZ SERMAYESİDİR
Bu gün her üç öğretmenden biri ek iş yapıyor. BAĞ-KUR emeklilerinin maaşları açlık sınırın altına düşmüş, işçinin alın terini sömürmek yetmemiş, ölüm mesailerine mahkm edilmiştir. AKP ekonomiyi orta gelir çukuruna, milletimizi de yoksulluk kuyusuna atmıştır. Vatandaş ve dar gelirli kesim yüksek dolaylı vergiler ve enflasyon altında ezdirilmektedir. Açlık sınırı 1200TL’ye ulaşmış, asgari ücret ise 891 TL’de çakılmış kalmıştır. 2015 yılında öngörülen artış muhtemel enflasyonun altında sadece %3+3 yani günde 1 TL’dir.
Devlet kasasından paralar saraylara, saltanata sorumsuzca harcanırken, bütçe dengeleri giderek bozulmakta, enflasyon yükselmekte, bu hovardalığın faturası vatandaşa yüklenmektedir.
AKP ÜLKE EKONOMİSİNİ, İŞÇİYİ, BU MİLLETİN EFENDİSİ KÖYLÜYÜ, 17-25 ARALIK RÜŞVET LOBİSİ VE “MİLLETİN ANASINI BELLEMEKLE” ÖVÜNEN HAVUZ SERMAYESİNİN RANT İŞTAHINA TESLİM ETMİŞTİR.
ORTADOĞU: OVP ve 2015 yılı Bütçe Kanunu’nu nasıl değerlendiriyorsunuz?
HÜKÜMET BU BÜTÇE İLE TESLİM BAYRAĞINI ÇEKMİŞTİR
Emin Haluk AYHAN: OVP, AKP Hükümeti’nin ekonomi politikalarının iflas ettiğini ortaya koymuştur. AKP’nin ithalata ve inşaata dayalı ekonomi ve sanayi modeli çökmüştür. Sanayi bahane inşaat şahane modeli AKP’yi de korkutmaya başlamıştır.
2014 yılı için daha önceki yıllarda 2014 yılında erişilmesi hedeflenen enflasyon, işsizlik, büyüme gibi makroekonomik hedefler 2017 yılına ötelenmiştir. Ayrıca 2017 yılı için konulan büyüme, mili gelir ve ihracat hedefleri ile hükümet programı ve sözde yeni Türkiye’nin afaki 2023 hedefleri tamamen kadük olmuştur.
Orta vadeli programda daha önceki tüm makrohedefler enflasyon, büyüme, cari açık işsizlik, ihracat hedefleri revize edilmiştir. Büyüme hedefleri bir başka bahara ötelenmiştir.
Bütçe dengeleri giderek bozulmaktadır. 2013 yılı ocak-eylül döneminde 4,5 milyar TL açık veren bütçe, 2014 yılı ocak-eylül döneminde 11,9 milyar TL açık vermiştir.
2013 yılı ocak-eylül döneminde 39,3 milyar TL olan faiz dışı fazla 2014 yılı ocak-eylül döneminde 26,3 milyar TL ye gerilemiştir.
2014 yılı ocak-eylül döneminde bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,1 oranında artarken bütçe giderleri ise yüzde 10,5 oranında artmıştır.
Yine 2014 yılı ocak-eylül döneminde vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 oranında artarken faiz hariç bütçe giderleri yüzde 14,5 oranında artmıştır.
OVP ve Bütçe Kanunu Tasarısı Ekonominin içinde bulunduğu çaresizliğe cevap vermekten ve milletin umutlarını karşılamaktan uzaktır.
Hükümetin makroekonomik tahminleri bir türlü tutmuyor. Ne öngörüyorsa tersi oluyor. Bütçenin varsayımları ve makroekonomik hedefleri gerçekçi olmayınca da Bütçe tel tel dökülüyor. Ekonomide belirsizlik giderek artıyor. Hükümet burnunun ucunu dahi göremez hale gelmiştir. Üç ay sonrası için yapılan tahminler bile tutturulamamıştır.
2015 BÜTÇESİ AKP’NİN EKONOMİYE VERDİĞİ HASARI ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DAHA DA DERİNLEŞECEĞİNİN İSPATIDIR
OVP’ye ve 2015 Bütçesine göre hükümet önümüzdeki 4 yıl içinde işsizliği düşürmekten vaz geçmiştir. Cari açıkta anlamlı bir düşüş öngörülmemektedir. Türkiye ekonomisinin orta gelir çukuruna mahkm olacağı şimdiden kabul edilmektedir. Türkiye’nin orta vadeli büyüme hızı ortalaması geçmiş dönemlerde %6-7 seviyelerindedir. Önümüzdeki dört yıl içinde öngörülen büyüme ise ancak %4-5’dir. Bir de kalkmış 2023 yılında ilk 10 ekonomiden biri olacağımızdan bahsediyorlar.
Nitekim 2015 Bütçesi Yatırım harcamalarında artış öngörmemekte, yatırım harcamaları 2014’de %15 azalmaktadır. Toplam harcamalar içindeki payı %’10,7den, %8,7 ‘ye gerilemektedir.
Merkezi yönetim vergi gelirleri 2002 yılından bu yana 6 kat artmıştır. Bu para hangi harcamalara gitmiştir? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için yapılan ‘Kaç-Ak Saray’a 1 milyar 370 milyon lira harcayan hükümet, asgari ücrete 2015 yılında %3+3 yani sadece günde 1 liralık zam yapmıştır.
Sosyal güvenlik açığı 12 yılda 6 kat artmıştır. Yapılan reformlara rağmen Sosyal güvenliğe bütçeden yapılan transferler 2002 yılında 11,2 milyar TL den iken 2014 yılında 77,4 Milyar TL’ye yükselmiştir.
Vatandaş vergi yükü altında ezdirmiştir. Bütçe gelirlerinde gelir ve kazançtan alınan vergilerin payı 2009-2013 yılları arasında %35ten %27’ye düşmüş, Dolaylı vergilerin payı ise 68,2den %72,6ya yükselmiştir.
Sonuç olarak Vergi yükü dar gelirlilerin üzerine yıkılmış vergi adaleti kalmamıştır.
ORTADOĞU: G-20 sürecinde hükümetin hedeflerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Emin Haluk AYHAN: Sayın Başbakan G-20 toplantısına yolsuzluk mücadele, makroekonomik istikrar ve yapısal reform konusunda dünyaya ahkam kesip tavsiyelerde bulunacak kadar pişkinlik yapabilmektedir.
Kanımızca AKP’nin G-20 dönem başkanlığında kendine daha gerçekçi ve inandırıcı hedefler koyması, en azından dönem başkanlığı müessesesinin ciddiyetine halel getirmemesi bakımından daha uygun olurdu. Bu gidişle Başbakan kendini “Cümle Aleme” rezil edecektir.
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet vurgununu milletin gözünden kaçırmak için hukuk devletini ayaklar altına alan AKP’ye bizzat Başbakanın taze başdanışmanı bile kendi ifadesi ile “İslami kesimin en az yarısının yolsuzluğun farkında olduğunu ve bundan hoşlanmadığını ” söylüyor.
Yapısal reforma gelince konusuna gelince, Ekonomide yapısal reform ipine sarılan Başbakan’a sorarlar; sen hiç ömründe yapısal reform yaptın mı?
Bırakın 2000-2001 yıllarında yapılan yapısal reformların nemalarıyla yetinmeyi, mevcut sistemi de bozarak ekonomiyi nasıl ithalat ve dış kaynağa bağımlı hale getirdiğini ve ekonomiyi küresel gelişmelerin insafına terk ettiğini tüm dünya görmüştür. Başbakanın taze ekonomi başdanışmanı hanımefendi bile “iyi ki 2001 krizi olmuş o dönemde yapısal reformlar yapılmış” diyebilmektedir.
ORTADOĞU: Sayın Başbakanın açıkladığı sözde reform paketini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Emin Haluk AYHAN:Başbakan ekonomide sözde reform paketinin bir kısmını açıkladı. Milleti nasıl kandıracaklarını şaşırdılar. Bahsettikleri 25 sözde reform stratejisi bundan 1,5 yıl önce 7 Temmuz 2013 tarihli resmi gazete yayımlanan “Onuncu 5 yıllık kalkınma planı” nda yer alan ve açıklanan tedbirlerdir.
Hükümet Reform diye yutturulan bayat “kes yapıştır” dan ibaret eylem planları “dır. Bunlarla milleti oyalamaktadır.
Ayrıca bu durum, AKP hükümeti ekonomide 12 yıldır bu kadar sorunu biriktirip ekonomiyi 25 ayrı reforma 1200 idari tedbirin acilen alınmasına muhtaç bırakan siyasi sorumsuzluğunun da adeta itirafıdır. AKP hükümetinin 12 yıldır ülke ekonomisini ne hale getirdiğinin bizzat Başbakan ve ekonomi yönetimi tarafından ispat ve itiraf edilmesidir.
12 yıl boyunca bir miras yedi gibi dışarıdan akıtılan paralarla ekonomiyi yöneten vizyonsuz AKP hükümetinin, uluslararası konjonktür değişip para muslukları kısılınca ancak aklı başına gelmiştir. Sanayinin dışa bağımlılığını yapısal dönüşüm ihtiyacını yeni fark etmiştir.
Bugün ihracatın kilosu TR’de 1,4 dolar iken Almanya’da 4,5 dolar olduğunu yeni idrak eden Sayın Başbakan, bu ihracatı yapmak için bile %50’nin üzerinde yabancı girdi kullanmak zorunda olunmasını neyle açıklayacaktır.
Bu durumun bizatihi sebebi AKP’nin 12 yıldır siyasi risk taşıyan hiç bir yapısal tedbiri almaması, ekonomiyi dış kaynağa bağımlı hale getirmesidir.
Reform diye yutturulan bayat ” kes yapıştır “dan ibaret eylem planları” dır. Ekonominin Eylem planına değil ivedilikle uygulanacak gerçek tedbirlere ihtiyacı vardır. Ne var ki bu irade AKP hükümetinde ve Sayın Başbakanda mevcut değildir.
Zira 12 yıldır hükümette başka bir parti mi vardı? Hükümet bugüne kadar bu tedbirleri niçin almamıştır? Neyi beklemiştir? Akılları yeni mi başlarına gelmiştir? Yoksa Aksaray’ın tamamlanması mı beklenmiştir?
Başbakanın yeni ekonomi danışmanı hanımefendinin de ifade ettiği gibi, bundan önceki 5 AKP hükümeti döneminde, 57. TC Hükümeti kadar cesur olsaydı siyasi faturasını ödemek pahasına da olsa milletimizin bekası için gerekli reformları yapmış olsaydı. Bugün yaşadığımız sorunlar ortaya çıkmazdı.
Aziz Milletimiz bu gerçekleri artık görüyor. İnanıyoruz ki 2015 Haziran’da Allah’ın izniyle ülkeyi yıkım ve ihanet sürecinden, ekonomiyi düştüğü çukurdan kurtaracak bir seçim yapma sağduyusunu gösterecektir.
ORTADOĞU: Teşekkür ederiz.
Emin Haluk AYHAN: Ben teşekkür ederim.