Hayriye Nurcan Yazıcı
Ne diyoruz hep, “Önce selam, sonra kelam…”
Selam, varlık sebebimize şükretmenin yanında, diğer insanlara varlığımızdan haberdar etmek anlamını taşıyor. Sonrasında ne konuşursak konuşalım, selam ile umulmadık gönül kapılarının tek tek açıldığını; çoğu zaman da bu sayede, samimiyet sofrasından nasiplendiğimizi görürüz. Bu yüzden en güzel nasibimiz de sevgi olsun diliyoruz…
Biz birbirimizi ne çok seviyoruz değil mi? Bir o kadar da güveniyoruz… Öyle seviyoruz ki bunu da her fırsatta, şarkılarla, türkülerle, şiirlerle dile getiriyor, hatta dile getirmekle de kalmıyor, gözlerimiz ve zarafetimizle onay veriyoruz. Tıpkı Yunus‘un; “Ben dost yüzü göremezsem, bu gözlerim nemdir benim.” sözlerindeki gibi…
Selam ile başlayan ve hatır ile taçlanan bu sevgi yolculuğu, o kadar hızlı yol alıyor ki bir bakıyorsunuz, gözlerden ruha inmiş, kurulan “birlik ve dirlik” ortamlarında ete-kemiğe bürünerek muhabbete dönüştüğüne her seferinde şahit oluyoruz.
Bu defada, Pir Sultan Abdal’a kulak veriyoruz: “Gelin canlar bir olalım. Özü öze bağlayalım. Sular gibi çağlayalım. Bir yürüyüş eyleyelim.”
Aslında bizler, selam ile başlayan nefes yolculuğumuzda, birbirimizi severek ve güvenerek oluşturduğumuz birlik idrakiyle, inancımıza, toprağımıza, bayrağımıza ve devletimize olan sorumluluğumuzu da yerine getiriyoruz.
Diyorum ya, “selam deyip de geçmeyin. ‘Selam’ verip geçin…”
Selam da güven, selam da sevgi, selam da birlik, selam da bereket, selam da rahmet, selam da selamet var; hele hele siyaset gibi samimiyetin ve güvenin sürekli sorgulandığı ortamların kilit kelimesidir selam! Bir kelimenin, yalnızlığınızı nasıl da bitirdiğini hala keşfetmediyseniz hatırlatayım isterim: Selamun Aleyküm.
…
MHP TRABZON İLÇE KONGRELERİ…
MHP Trabzon’da ilçe kongrelerini içinde bulunduğumuz hafta itibariyle tamamladı. Evvela, kongreleri tanzim eden il teşkilatına ve tabiî ki üstün çabalarından ötürü ilçe teşkilatlarına ayrı ayrı teşekkür ederim.
Neredeyse tamamına katıldığım kongrelerde gördüklerim var, hissettiklerim var. Bunların belki bir kısmını anlatabilirim, bir kısmını anlatamam diye düşünüyorum; zira kongrelerdeki o muhteşem atmosfere tanıklık etmek ve ânı yaşamak lazım gelir. O bakımdan diyorum ki ancak yaşayınca görür, yaşayınca hissedersiniz.
Şu ân sanki bana sorduğunuzu duyar gibiyim, ‘neydi o atmosferdeki ana güzellik?’ diye. Cevabı vakit kaybetmeksizin vereyim: “Dostluk”
Evet değerli okurlarım, MHP Trabzon ilçe kongrelerinde şahit olduğum en güzel hadisenin dostluk olduğunu buradan herkese açıkça söylüyorum. Açıkça söylüyorum, çünkü zamanı yalnızca yüce yaratıcı yaşar, insanoğlu ise ölmek için vardır; yani emri hak vaki olunca, bu gelip geçici yalan dünya bizim için sonlanmış olacak ve geride ise yalnızca Gök Kubbe’de hoş bir sadâ kalacaktır, bir de amelimiz, hizmetlerimiz, dostluklarımız.
Bir gerçeği rahatlıkla ve içtenlikle ifade etmek isterim ki; iki ay önce başlayıp bugünlerde biten ilçe kongreleri en başta MHP içinde inanılmaz bir heyecana vesile olmuştur. İki aylık zaman içinde, MHP Trabzon’da hem yönetim kadrolarını belirledi hem de yaklaşan genel seçimler için daha şimdiden ‘seçim startını’ başlatmış oldu. Bu durum, hayli önemsenecek bir durumdur. Siyasette sadece bir günün bile öneminin ne kadar fazla olduğu gerçeğini göz önünde bulunduracak olursak, seçime aylar öncesinden start vermenin önemini sizler düşünün artık.
…
Kongreler boyunca dikkatimi çeken bir başka önemli hususu yine siz kıymetli okurlarımla paylaşmak istiyorum. Kadınlar… Her ilçe kongresinde kadınların yüksek katılımı şahsımı ziyadesiyle hem mutlu etmiştir hem de gelecek adına umutlandırmıştır. Bir de üzerine, erkek arkadaşlarımız da sağ olsunlar, ‘protokol’ adı verilen en ön sıralarda kadınlarımızın oturtulmaları konusunda öncelik ve incelik göstermelerini ekleyecek olursak, kadının öneminden yola çıkarak kadına önem veren MHP’nin bu hususta ne kadar hassas olduğu da bir kez daha görülmüştür. Bütün ilçe teşkilatlarımızdaki kadınlarımız adına emeği geçenlere can-ı gönülden teşekkür ediyorum.
…
Adalet kavramının anlamını yitirdiği bugünlerde, kadirşinas milletimizin, üzülerek belirtmek istiyorum ki, siyaset kurumuna ve dolayısıyla da devlete olan güveni azalmış hatta bitmek üzeredir. ‘Biz ne günler atlattık, bunları da atlatırız, atlatacağız da!’ diyen MHP’nin huzur dolu çatısının altında, mutlaka milletimizi toplamayı başarmalıyız. Yeter ki kadirşinas milletimizin takdirlerinden nasiplenelim…
Demokrasiye selâm ederim. Adalete selâm ederim. Aşk’a selâm ederim. Aşksızlara da selâm eder, aşk’ı tavsiye ederim. Kuşlara, ağaçlara, türkülere, şiirlere ve dahi cümlelere, kelimelere, harflere, nesnelere selâm ederim. Göçenlere rahmet dilerim, dostlara selâm ederim. Geçmişe ve geleceğe selâm ederim. Hâsıl-ı kelam, ahlâka selam ederim, ahlâka hicret ederim.
Esen kalınız ve n’olursunuz tebessümü yüzünüzden eksik etmeyiniz…