Ergun KAFTANCI
MUHALEFETİ ikinci plana itti, şimdi ya sanal Fuat Avni, ya da Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile uğraşıyor.
Merkez Bankası, o istedi diye faiz indirimine gitmiş değil…
İndirime Para Politikası Kurulu karar veriyor; indirimin zamanını ve oranını da kurul saptıyor. Kurul siyasal bir yapıya sahip değil; ekonomi, işletme, bankacılık ve finans alanlarından birinde akademik unvana sahip, göreviyle ilgili alanda en az 10 yıl çalışmış, yeterli bilgi ve tecrübeye sahip kimselerden oluşuyor.
Akademik değeri ve bilgisi çok yüksek insanların karşısına geçip, yaramaz ve arsız çocuklar gibi tepinerek ille de faizin indirilmesini istemek, herhalde herkesin boyunu aşan davranış olmalıdır…
Bu vesileyle yanlış bilgiyi ve ondan neşet eden zamansız isteğin mecraını da düzeltelim; Merkez Bankası’nın bu yönde aldığı kararlar bir başına Erdem Başçı‘ya ait değildir. Karar, paraya ilişkin politikaların nasıl olması gerektiğini bilen PPK’daki akademisyenlere aittir. Eğriyi doğruyu onlar bilir. Biz ise oturduğumuz yerden ahkâm keser, verilemeyecek isteklerimizde ısrar ederiz…
Dünyanın değil, Türkiye’nin hali!
* * *
KONU para ve faiz olunca Beştepe’deki saray aklıma geldi…
İddiaya göre saray kimsenin malı değil, milletin malı…
Söylenti böyle ama gel de inan!
Yurttaş hiç, obur gibi para yutan bu sarayı sahiplenir mi!?
Ekonomisi bozuk, halkı sıkıntı içerisinde, hem parasız ve hem umutsuz durumdayken her ay sarayın 21 milyon lira olduğu söylenen masrafını sarayın sahib-i aslisi (!) millet nasıl ödeyecek?
Parayı nereden bulacak, neresinden çıkaracak?
Dile kolay; 21 milyon lira demek eski parayla 21 trilyon lira demek. Bu parayla neler yapılmaz neler… Herhalde“Bir şey yapılmaz, sadece saraya harcanır” diyorlar ki harcıyorlar; kaynağa gelince, o da halkın elinde değil beylerin ceplerinde… O nedenle trilyonları su gibi harcamak kimseye dert değil!
* * *
Konuları cümle cümle ele alalım…
. Cemaate ait dediklerinden kurtulmak için bütün dershaneleri yasakladılar. Önümüzdeki ders yılı, hepsi okul olarak tedrisata başlayacak. Ha dershane, ha okul… Kuzum değişen ne oldu söylesinler…
. Bank Asya‘nın yönetimini Bankalar Yasası’nın ilgili maddesine (18) göre değiştirdiler. Oysa o maddeye dayanarak bu tasarrufun yapılamayacağı ortaya çıktı. Şimdi harıl harıl, dayanak olacak maddeyi arıyorlar…
. Parti yöneticilerinin iki yılda bir, mal beyanı vermesi istendi. Beyefendi karşı çıktı, “O zaman ne il başkanı, ne ilçe başkanı bulabilirsiniz” dedi. Girişim durduruldu. Bu karşı çıkış size neyi çağrıştırıyor?
. Ne cumhurun başı, ne sadrazam, ne de muhalefet liderleri şehit pilotların cenaze törenine katıldı… Cenazeler toprağa verilirken herkes kendi âlemindeydi. Meclis mi? O da tekme tokatlı kendi âleminde!
. Ülkücü genç Fırat Yılmaz Çakıroğlu‘na, Ege Üniversitesi’ne sızmış PKK yanlısı bir grup it saldırdı. Fırat’ı bıçaklayarak şehit ettiler. Hayret, cinayet sonrası beş bıçak ve sadece bir katil ele geçirildi. Üniversiteleri de neredeyse PKK inine çevirdiler, kimsenin kılı kıpırdamıyor…
. Irak’taki Bayır Bucak Türk Cephesi temsilcisi Ahmet Şirin TIR dolusu silahların Türkmenler’e değil Ansar El İslam adlı örgüte gittiğini iddia etti. Bu da yeni haber; TIR’ları durduran askerlerden bir astsubay da casusluk suçundan tutuklandı.
. Siyaset yaparken ahaliye cart curt ediyorlar ama ne PKK’ya, ne IŞİD’e, ne de ülkede cirit atmaya kalkan başka terör örgütlerine laf edebiliyorlar.
. Emekli Orgeneral Edip Başer, “Bazı kentlerde yönetim eli silahlı PKK’nın elinde. Örgüt varlığını silahla sürdürüyor” dedi. Ülkeyi yönetenlerden çıt çıkmadı; dillerini mi yuttular ne…
. Bu kadar da olmaz, bu ne düşmanlık birader. Atatürk‘ten iz bırakmamak için Çankaya Köşkü‘nü de yıkacaklarmış. Tarihi önemi olan binanın ve muazzam arazisinin yerine gökdelenler yapılırsa şaşırmayız. Rant uğruna bu ülkede neler yapmıyorlar ki…
. Kanal İstanbul‘a hız verir gözükmek, seçim yemi. Keza “Emekliye bankalardan promosyon verilecek”söylentisi de bir başka yem… Bu arada üçüncü köprü ve yeni havaalanı için “Çalışmaları hızlandırın” talimatı da yem, hem de çok kullanılan cinsinden…
. Beyefendi “Başkanlık, bizim genlerimizde var” buyurdu. Olabilir; o var diye genlerinde başka bir şey olmayacak mı? Mesela öfke, hırs, kin filan…
. Zengin iş adamları Mustafa ve Ali Koç kardeşler “Çocuklarımızın geleceğinden umutlu değiliz” dediklerine göre varın ötesini düşünün. Yoksulluk sınırı dört bin 259 liraya, açlık sınırı bin 38 liraya yükselmiş bir ülkede hangi yurttaş çocuğunun geleceğinden umutlu olabilir!?
. Beyefendi tarafından HSYK‘ya atanan avukat Aysel Demirel, ayrıca TÜRGEV vakfı yöneticiliğini de üstlenecek. İki iş bir arada… Bakalım Beştepe’de konuşlanan saltanat sayesinde daha kimler, nerelere atanacak.