Ergun KAFTANCI
HAFTA sonu yazılarını mümkün olduğunca ağır siyasal konulardan uzak tutmaya çalışıyorum. Okurlarımın, siyasette yaşanan didişmelerden, yalanlardan, temcit pilavına dönen tekrarlardan, özellikle de mağdur edebiyatı yapan ağızlardan uzak kalmasını sağlamaya çalışıyorum. Hiç olmazsa bir süre kulaklarımız, gözlerimiz ve zihinlerimiz dinlensin, sinirlerimiz yatışsın istiyorum; yanlış bir şey yapmıyorum değil mi!?
………………………… ..
İnsan maalesef siyasete bulaşmadan duramıyor…
Siyasetçiler yüzünden; içimiz dışımız siyasete bulandı…
………………………… ..
Cevdet Yılmaz adını nereden duydum diye düşündüm ve bir türlü hatırlayamadım. Oğuz Uçar‘a sordum, güldü.“Ağabey nasıl hatırlamazsın” dedi. “Kocadık Oğuz, hatırlayamıyorum işte…” diye karşılık verdim.
Hatırlattı:
–Sayın Cevdet Yılmaz Kalkınma Bakanımız, hatırladın mı şimdi?
Ne yalan söyleyim, yüzü bir türlü gözümün önüne gelmedi, “Muhteremi bir tarif et bakayım” dedim, tarif ettikten sonra “Anlaşılan bugün gazete okumamışsın” dedi, “Okumuş olsaydın bakan beye ilişkin haberi de görürdün…”
Doğru, okumamıştım; sonra okumak kaydıyla hepsine göz atıp geçmiştim; demek dikkat etmemişim……
Beştepe’deki kâşanede Tayyip Bey, Merkez Bankası Başkanı’nı brifing alma bahanesiyle sorgularken Kalkınma Bakanı Cevdet Bey kardeşimiz de dışarıda, talimat gereği gazetecilere “Merkez Bankamız başarılı”
diyerek kâşanedeki görüşmenin merak edilmemesini sağlamaya çalışıyormuş…
Haber bu..
Bakanın “Merkez Bankamız başarılı” saptaması yerinde bir teşhis midir bilemiyorum…
Değilse ve söylentiden ibaretse rivayet kimden menkûl acaba!
………………………… .
“Konu komşu böyle söylüyor” diyorlar…
Konu komşu dedikleri, sokaktaki yurttaş!
Daha neler söylüyorlar, bir dinleseniz…
………………………… .
Cevdet Bey kardeşimize bakıyorum da hayli önemli bir görevi üstlenmiş olduğunu görüyorum… Doların bir an önce şifa bulması için gaz vermek, kalkınmak için atılmış fedakârlık düzeyinde bir adım olmalı; öyle ise bu fedakârlığı alkışlamak gerekiyor(!)…
Kalkınacağız inşallah ama ne zaman Allah bilir!
* * *
İSTİKLAL Marşımızın 94. yıldönümü; Kanada dahil yurt dışı temsilciliklerimizde bu yıldönümü törenlerle kutlandı.
Türkiye’ye bakıyoruz; Ürgüp’te, Urla’da, Kayseri’de, Acıpayam’da, Yozgat’da, Çatalzeytin’de, Pasinler’de, Kocael’inde, Karabük’te, Ereğli’de, Gaziantep’te, Edremit’te daha pek çok ilçemizde, beldemizde hatta köyümüzde yıldönümü kutlandı ama ne Ankara’da, ne İstanbul’da Akif doğru dürüst anıldı. İstiklâl Marşımız’ın 94’üncü yaşı da kutlanmadı…
Başı dara düşünce Akif’e ve marşımıza sarılanlar, vurdumduymazlık içerisinde başlarını Merkez Bankası’ından, dolardan, aday saptamalarından kaldıramadı anlaşılan…
Şanlı bayrağımızın yerine PKK terör örgütünün paçavralarının asılması tırmandırılırken muktedirlerin (!) içinden gelmediği için olmalı, “Korkma sönmez bu şafaklarda…” diyerek ay yıldız’a ihtiram gösteremediler…
……………………….
Soru kısa:
-Türkiye nereye!?
* * *
YENİ bir seçim yemlemesi daha; bu defa sağlıkçıların oylarına parmak atıldı…
Sağlık Bakanı, sektörde gece nöbeti ücretinin yüzde 50 zamlandığını açıkladı; süre de 30 saati geçmeyecek…
Kandırmaca…
Zira hekimlere verilen zam, halen ödenen ücrette 7,5 lira civarında bir artış sağlıyor yani çekirdek parası bile değil!
……………………….
Bakmışsınız, memura ve işçiye de enflasyon farkı diye, bir miktar zam yapılmış…
Aha buraya yazıyorum; işçi emeklilerine zam diye zırnık vermeyecekler.
Ama yakındır…
Kredilerin geri ödemeleri, vergilerin taksitlendirilmeleri, çiftçi borçlarının ertelenmesi gibi yemler de peş peşe sökün edecektir.
Geçen seçimde de bunlar olmadı mı; emekliler kuzu kuzu sandığa gidip zam vermeyenlere oy verdi; emeklilerin dışında kalan ve yemlenen her kesim de, düşünmeden AKP dedi.
Bu defa öyle olmamalı…
2012 yılında emekli işçi sayısı 10 milyonu bulmuştu; bugün herhalde emekli sayısı 10 milyonu aşmıştır ve bunların hepsi seçmendir.
Emekli, kendisine sırtını dönen ve el uzatmayan, insan gibi yaşamasına imkan sağlamayan iktidara oy vermese Türkiye’de iktidarla birlikte çok şey de değişir, kara bulutlar dağılır, özlenen demokrasi süreci başlar…
* * *
ÜZERİNDEN beş yıl geçti, yeni öğreniyoruz…
Kozmik oda olayından bahsediyorum…
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kozmik Oda’dan hiçbir belgenin çıkarılmasına izin vermemiş… O dönemde Soruşturmayı yürüten Savcı Mustafa Bilgili de bunu doğruladı. Bilgili’ye göre Başbuğ döneminde Karargâh’tan çıkarılamayan kozmik harddisk ve fotokopiler, 16 Mart 2013 günü savcılığa teslim edilmiş…
Teslim sürecinde, Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Necdet Özel…
Özel halen görevinin başında; bakalım bu iddialara ilişkin neler söyleyecek…
Tabii, söyleyecek lâfı varsa…