
Ergun KAFTANCI
AKP‘nin iklidardan düşeceğini gören tasmalı yandaş basın, günlerdir koalisyon pluşumunu kötülemeye başladı. Koalisyon demek siyasal istikrarsızlık demekmiş…
Avrupa’da birçok ülkenin yönetiminde koalisyon hükûmetleri var…
Mesela İsviçre, yıllardır koalisyonu tercih eden bir ülke. Orada fena giden ne var, bilen söylesin.
İsveç, Norveç, hatta Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya Avusturya ve İrlanda, koalisyonlarla büyümüş, ilerlemiş, o sayede yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve dikta gibi uğursuzluklara ve tehlikelere maruz kalmamış…
Bu mu kötü!
Japonya sıkça koalisyon hükümetleri tarafından yönetilmiş…
Bu ülke bugün teknolojinin merkezi, ekonomik gücü üst düzeyde, refah ülkesi, hırgürü az…
Japonya’ya kötü ülke diyebilir misiniz!
İsrail’de, hatta bizden başka kimsenin tanımadığı KKTC’de iktidar, çoğu zaman koalisyonu oluşturan partilerin olmuyor mu?
Bu ülkeler battı mı ki iktidara köpeklik yapan kalemler “Koalisyon kötü” diyerek ortak yönetilen ülkelerin batacağını iddia edip örnek gösteriyor ve havlayıp duruyor!
Amerika Birleşik Devletleri‘nde bile koalisyon yapılıyor; Demokrat Başkan’ın önemli sekreterliklere (*) Cumhuriyetçi isimleri getirdiği çok görüldü. Keza Cumhuriyetçi Başkan’ın da Demokrat isimlerle çalışmaktan çekinmediğine tanık olundu.
Ne oldu, Birleşik Devletler çöktü mü, battı mı!
……………………..
Bize gelince…
Koalisyon hükümetleri her alanda başarılı oldu…
Günün sıkıntılarından ülkeyi azade tutmayı başardılar; koşulların gerektirdiği ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel bütün önlemleri aldılar, imkânları toplum hayatının daha ileri gitmesi için kullandılar.
Terör, koalisyon sayesinde yenildi…
Refah tabana yayıldı; son koalisyon sürecinde ne bugünkü kadar kan aktı, ne bu kadar işsizlik oldu; açlık ve yoksulluk sınırları bile oluşmadı…
AKP tek başına iktidara gelince neler olduğunu gördük…
Evvela açlık ve yoksulluk illetleri ortaya çıktı. İşsizlik başladı, terör hortladı, yurttaşın can ve mal güvenliği bitti, polis devleti oluştu…
Elvanlar, Sarısülükler ve diğerleri katledildi, Uludere’de 35 yurttaş hayatını kaybetti. Uçağımız düşürüldü, İsrail gemimize saldırdı, Libya uçağımıza ateş açtı, kıçı boklu Amerikalı general Irak’ta görevli subaylarımızın kafasına torba geçirdi…
Hafızamda daha nice olay var ama sıralasam yer yetmeyecek…
…………………………
Koalisyon hükûmeti olsaydı, Meclis’te sandalye dağılımı da bugünkünden farklı olacaktı. Hükûmette de birkaç parti yer alacaktı.
O zaman kim anayasayı çiğneyebilirdi; kim yasaları takmazdı, kim yargı kurumuyla oynardı, kim askere kumpas kurabilirdi, kim basını susturur ve bilim insanlarını “Gel lan buraya darbeci” diyerek içeri tıkardı…
Atatürk Orman Çiftliği‘nin arazisine kim el koyabilirdi, kim milyarlar harcayarak Beştepe’ye saray yaptırırdı…
Hiçbir bakan, karapara aklayıcısı acem çocuğundan rüşvet alamazdı, bakan çocukları parayla oynayamazdı, ayakkabı kutuları kasa gibi telakki edilemezdi, bir devlet bankasının genel müdürü Kapalıçarşı’daki hanutçulara (**) benzeyemezdi.
Böylelerinin tepesine binilir, adalete teslim edilirlerdi.
Tek parti iktidarında gördünüz, dört götürücü bakan da aklandı, Yüce Divan’a gönderilmediler.
İyi mi oldu?
Onlar için iyi oldu; kul hakkı yiyen bu dört gözü doymazın toplum vicdanında açtığı yaraya bakarsak ülke için hiç de hayırlı olmadı.
Vurgulayalım; koalisyon olsaydı, paraları cebe indiren, saate dahi tenezzül eden dörtlü aklanmazdı!
Dokunulmazlıkları kaldırılır, yargıya sevkedilirler, son sözü de yargı söylerdi…
………………………..
Bunları yapacak bir koalisyon “Tu kaka” öyle mi?
Basında, ne kadar da çok beyinsiz ve de iktidardan mama bekleyen, yalaka ve yalama tip varmış birader. Hırsızlara, uğursuzlara, baskı ve şiddet
uygulamayı sevenlere, yalancılara, talancılara, halkı ve devleti soyanlara hangi akılla ve vicdanla yakın duruyorlar anlamak mümkün değil.
Böylelerine demokrat, insan hakları yanlısı, özgürlükçü, milliyetçi filan demek söz konusu olamaz…
Vatansever demek de asla!
…………………………
AKP‘nin dışındaki bir parti inşallah tek başına iktidar olacaktır…
Buna erişilemezse, AKP’yi dışlayan bir koalisyonla ülke çağdaş, güçlü ve demokrasiyi özümsemiş bir ülke olma hedefine hızlı biçimde koşarak erişecektir…
——————————
(*) Amerika’da bakan sıfatı yok, sekreter sıfatı var.
(**) Hanutçu, turistlere debelleş olup onların herhangi bir dükkândan alışveriş yapmasını sağlayana deniyor. Alışveriş gerçekleşirse mağaza sahibinden komisyon alarak geçiniyorlar. Ayaküstü para ticareti de yapıyorlar. Tahsilleri yok ama beş altı dil konuşabiliyorlar.