Ali BADEMCİ
Mahallî seçimlerden beri kamuoyunda yaygın bir kanaat var: Gizli bir el açık şekilde ”Ya CHP ya MHP” empozesi yapıyor. Mahalli seçimler için görüşlerinde benzerlikler olan partilerin tabanda da tavanda da dayanışmaya girmesi birçok insan tarafından normal karşılandı. Tabiî olarak bu işbirliği biraz da partilerin gösterdiği adaylarla ilgilidir. Ankara ve Hatay’da MHP’liler ülkücü özellikleri olan CHP adaylarına rey verdi. Belki benzer örnekler başka illerde de yaşanmıştır.
Adana ve Mersin’de ise CHP seçmenin MHP’ye oy verdiği doğrudur. MHP buralarda Büyükşehir Belediyeleri’ni almalarına karşılık Ankara’da CHP adayı kaybetti veya kaybettirildi. Şimdi bu seçimlerin üzerinden bir yıla yakın zaman geçti. Adana’da CHP’lilerin MHP’li Belediye’nin, Hatay’da ise CHP’li Belediye’den MHP’lilerin memnun olduklarını söylemek mümkün değildir. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’ye yaranmak için elinden geleni de yapıyor. Hatay Büyükşehir’e Ankara-İzmir-İstanbul’dan bürokratlar getirilmiş tam militan zihniyetiyle çalışıyor. Önce kendilerine sonra da partilerine çalışıyorlar. Su seçim ortamında lütfen telefona çıkıp vatandaşı dinlemiyorlar. Belediye’den alacağı olan vatandaşın alması aylar sürüyor. MHP Adana Büyükşehir’de aynı, bırakın CHP’lileri canını ortaya koyan kendi partililerini muhatap almıyorlar. Burada alacağı olan vatandaşa Allah yardım etsin. Malı alırken alıyorlar, işlerini yaptırıyorlar da para ödemeye gelince “Ödenek yok”! Halbuki ödeneği olmayan malı almak ve ihaleyi yapmak kanunlara aykırı, ama dinleyen yok. Adana’da üç tane iş takip bürosu kurulduğu söyleniyor, doğru ise çok yanlış yapılıyor. Çünkü vatandaş altın kazanmıyor ve durumu da iyi değildir. Devlet de yeteri kadar vergi- sigorta ile işverenin sırtına binmiş!
Görüyorsunuz işbirliği iyi görünüyor ama hiç de öyle değil! Şimdi bu işi genel seçimlere endekslemek ise partilerin varoluş ve ortaya çıkışları ile izah edilecek bir husus değildir. Elbette CHP’nin Cumhuriyet ve Atatürk düşünceleri MHP’liler için çok şey ifâde etmektedir. Fakat Mustafa Kemal’den sonra CHP bu işi hakkıyle yapsaydı MHP ortaya çıkmazdı. Sonra CHP’nin sol ile bütünleşmiş yılları vardır ki hâlâ o devrin adamları fikren hakim durumdadır. 1944 Olayları Atatürk’ün CHP’si için kara bir lekedir. Şimdi CHP listelerine baktığınız zaman bu gerçeği, görürsünüz. MHP’nin o kafa ile hesaplaşması vardır; şimdi kalkıp da CHP’ye rey vermek doğru mudur? Bunlar kesinlikle ülkücüleri sevmezler ve hâlâ “Faşist” gözü ile görürler. İşte Hasan Fehmi Güneş denen Kahramanmaraş aktörü; oğlu öyle olmayabilir; elbet buna bir şey diyemeyiz. CHP’nin “Milliyetçi Kanadı” diye tabir edilen “Şahinler” e de bir şey diyemezsiniz, bürokrasiden gelen devlet adamları da öyle. Mutlaka devletin bunlara ihtiyacı vardır. Bizim için de aynı tenkitleri onların yapacağını sanmıyorum ama, yapmak hakları. Maşallah bizde başta Genel Başkanımız da olmak üzere âilesi CHP’li olan çok insan vardır. Biz yıllardan beri onları başımızda taşırız, “CHP’li olacaksa böyle olsun” deriz. Bu sebeble CHP’lilerin MHP’ye Genel Seçim’de de rey vermeleri için çok sebeb var; fakat MHP’lillerin böyle davranması mümkün değildir. Bazı CHP kurmayları ile hesaplarımızı öte dünyaya bırakmayacağız. Çünkü 1980’den önce bir CHP’li öldürüldüğü zaman biz üzülüyorduk, fakat bir ülkücü öldürüldüğünde militanlarla el-ele onlar seviniyordu. Babadan CHP’li Rahşan Hanım hatırlarsanız bunu bir zaman kusmuştu. Nedense biz geçmişimizi ve mukaddes ölülerimizi unutamıyoruz.
Şahsen hiç umudumuz olmayan yerlerde bile arkadaşlarımızın CHP’ye rey vermesine taraftar değilim. Çünkü nerede ne kadar ülkücü olduğunu, yani sayımızı bilelim; yanlış mı düşünüyoruz acaba diyorum da onun için “Şahsen” dedim. “CHP ile MHP’nin farkı yok” diyenlere de açıkladığım sebeplerle “Doğrudur” şeklinde cevap veremiyorum. CHP içini militanlardan temizlemelidir; özellikle elindeki belediyelerde vatandaşlara eşit muamele yapmalı ve icraatda kanunlara uymalıdır. Şu eski Köy Enstitüsü kafasını temizlemelidir. Bu köhnemiş ve yanlış zihniyet Atatürk’ün CHP’si olamaz. Nasıl olsa CHP rey alamıyor ve belli bir çizginin üzerine taşamıyor. Kılıçdaroğlu elbette güzel mesajlar veriyor fakat bu iş beyanlarla bitmiyor. Beyanlara baksan Cumhurbaşkanı da Başbakan da milliyetçilik yapıyor. Bunlara aldanarak ve parti içi tenkitlerle elimizi kolumuzu bağlayarak ülkücülük olmaz. Ülkücü mezara kadar kendi partisine rey vermeye andiçmiştir.
Sağlıcakla kalın.