
H. Nurcan YAZICI
Kandırıldılar diyordu gözü yaşlı baba, “oğlum kandırıldı”…
“Hacıbayram’da yaşayan Taylan Y. internette tanıştığı bir kişinin yardımıyla 2014 Haziran’ında IŞİD ’e katılmış, 45 gün sonra Türkiye’ye yaralı olarak dönmüştü. Taylan’ın, tedavisinin ardından ailesini atlatarak yeniden IŞİD ’e katıldığı ortaya çıktı. Taylan Y.’nin babası Namık Y. yaşadıklarını anlatırken, “oğlum daha çocuk yaşta, kandırıldı” diyordu…
Elbette bu baba konuşabilenlerden, derdini açıkça söyleyebilenlerden…
Ülkemizin her bölgesinde bu türden çığlıkları duyabilirsiniz. PKK, IŞİD yada herhangi bir yasa dışı örgüt hiç kesintisiz yine çocuklarımızı kandırmaya devam etmekte.
Baba ve oğulları; zor şartların insanlarından hepsi, yar aç yarı tok yaşayanlardan… O güne kadar kimse tarafından fark edilmemişler belki de!..
İşte o nokta da giriyorlar devreye, inanç ve etnik kimlikler üzerinden bir ideal koyuyorlar yalnızlaştırılmış genç yüreklere…Gençlerin cesaretlenmeleri ise, inandırıldıkları konu ve işe yarama duygularından… Kullanılan yöntemlerse hep aynı, ya internet üzerinden ya da arkadaş vasıtasıyla yapılan propagandalar..
‘Orada olmalıyım’ inancı ile gidenler de var, sözde kendine kahramanlık hikayesi yazmak için gidenler de.’Para kazanacağım, hayatım değişecek’ diye gidenler de muhakkak.Sonuçta hepsi bile bile ölüme gitmekte… Fakat bilmiyorlar ki neticesi bilinmeyen bir savaş bu!
Bu gençler yaptıklarının doğru olduğuna ilk zamanlar inansalar da, bir bütünün parçasından kopulduğu an yaprak gibi savrulacaklarının, farklı projelerin maşası olarak kullanılabileceklerinin farkına vardıkları an, maalesef çok geç kalınmış olunuyor.Ya dağların karanlığında, ya savaşın acımasızlığında, ya da onları kullanan ihanet güçlerinin niyetlerinde yitip gidiyorlar.
Öyle yıkanıyor ki beyinleri, onları besleyen büyütenlere hatta topraklarına bile hainlik yapma noktasında hiç ölçüleri kalmıyor; İçi boşaltılmış barış, cihat, özgürlük gibi kavramların arkasına saklanarak, yakıp yıkıyor, acımasızca öldürüyorlar…
Zorla kaçırılan, beyni yıkanarak ya da uyuşturucu gibi bazı alışkanlıkların esiri haline getirilerek güdülen, zorda bırakıldığı için örgütlere katılmak zorunda kalan binlerce gencimiz bu ülkenin en büyük kaybıdır.
Daha büyük kaybımız, içimizi yakan ise, bu yasa dışılığa, bu kullanılmışlığa ve hainliğe karşı vücudunu siper eden gençlerimizden her gün gelen şehit haberleri;
Kimisi uyurken, kimisi ailesi ile alışverişteyken, kimisi yollarda tuzağa düşürülerek, kimisi ülkesinin güvenliği için mücadele ederken şehit ediliyor.
Ki onlardan kimisi babalığa hazırlanıyordu, kimisi düğününe gün almıştı, kimisi ailesine kavuşmak için takvim sayıyordu…
Şimdi babalar ağlıyor, analar ağlıyor, bebeler ağlıyor, eşler ağlıyor; kimisi mezar taşlarına, kimisi soğuk resimlere, kimisi yollara ağlıyor…
Yıkılan her genç bedenle atalarımızın emaneti olan Anadolu’muz biraz daha tehlikeye giriyor; hoş; çoktan girdi bile. Güvendiğimiz dağ onlar dı, şimdi dağlarımıza kar yağdırılıyor.
Bu acı ne köşelere sığıyor ne de yüreklere… İşin ucunda emek, evlat ve bir ülkenin geleceği (gençliğimiz) var.
Gençlik ganimettir. Yine ülke nüfusu içindeki genç nüfusun fazlalığı da aynı değerde büyük bir nimettir.
*****
25 yıllık bir eğitimci olarak, sık sık dikkat çektiğim bir konudur, gençliğimiz.
Gençliğimizin eğitim hayatından iş hayatına, sosyal hayatından ideallerine kadar programsız olduğunu, yalnızlık sarmalında, sorunlar yumağı içinde debelendiğini anlatmaya çalışmış, bu konuya sık sık dikkat çekmişimdir. Gençlerimizin karşı karşıya kaldığı, her devirde, renk, şekil, cephe ve söylem değiştiren tehlikeleri anlatmaya çalışmışımdır.
Ne kadar duyurabildim ya da bu konuda konuşmaya çalışanlar ne kadar duyuldu derseniz sonuç maalesef ortada…
Toplum olarak olayların nedeni, başlangıç noktası ve kaynağı ile ilgili değil de, daha çok sonuçları ile meşgul olduğumuz için olacak, bu tehlikelerin katlanarak çoğaldığının farkına varmamız ancak acı olaylarla karşılaştığımız zaman oluyor.
Gençlerimize sahip çıkmadıktan, onları değerli kılmadıktan, milli hassasiyetlerini idealleştirmedikten sonra, bugün PKK yarın IŞİD sonra ki gün bir başkası… (eminim onun adı ve yapısı bile şimdiden hazırlanmıştır) Neye yarar devlet ve devlet sağa sola uçaklarını kaldırıp bombalar yağdırsa sorarım kaç yazar?!
Amaç gençler üzerinden yaratılan kin ve nifak tohumlarıyla, Türk Milletini yalnızlaştırmak, küçültmek ve de yok etmektir.. Kim bunlar?
Ülkemin kanı akıttıkça, avazım çıktıkça bağırasım var ;
“Kahrolsun haçlı birliği; Kahrolsun Amerika emperyalizmi”
Bu hususta son sözümüz, nasihatimiz olsun! Sözümüz, dost düşman bütün kulaklarda çınlasın: Millete Devlet, Devlete Bey gerek!..
Bey ki Bey ola, sözü demir, gücü çelik, gözü pek ola!..
Bey ki sayıla, kararlı ola, hainlerin üstüne Türk’ün yiğit bahadırlarını sala!..