
Babür Hüseyin ÖZBEK
Geçtiğimiz yıl hiçbir meselemizi halledemedik. Problemler, yamaçtan yuvarlanan kartopları gibi gittikçe büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. İşin kolayı “Umut”, yani 2016 herkese, bütün insanlığa sağlık, huzur ve barış getirsin; iyi de bu nasıl olacak, kiminle kimlerle olacak? 1 Ocak 2016 yılın ilk günü 4 şehit, ikinci günü bu yazının yazıldığı saatlerde 3 şehit, sadece Diyarbakır Sur’da 11 asker yaralı; devamı aynen kanlı saldırılarla, ihanetlerle, bölünme nutuk ve naraları ile dış destekli devam ediyor.
Seçimler olalı şunun şurasında iki ay oldu; ey Türk halkı doğru seçim yaptığından, reyini doğru kullandığından emin misin? Seçtiğin, Ankara’ya gönderdiğin parlamento üyeleri süküneti, barışı sağlayabilecek bir hükümet çıkaramadı.Evet, bir iktidar, bir hükümet var ama güven yok, Güneydoğu’da ismi dillendirilmeyen bir iç harp devam ediyor.
Siz Londra’da, Pekin’de, Moskova’da, Washington’da veya başka şehirlerinden birinde bir terör örgütü kuşatmasının olduğunu, devlete şantaj yapıldığını, baş kaldırıldığını, kurşun sıkıldığını hiç gördünüz, duydunuz mu? Böyle bir uygulama, gücünü kullanamayan veya güçsüz bir ülkede, güçsüz iktidarla olur. Anadolu coğrafyasının şehirlerdeki asayişsizliği, Güneydoğu dağlarında imha edildiği yazılıp söylenen silah depoları – mağaraları, kısaltılmış ayrı ayrı isimlerle ifade edilen terör örgütleri ve has destekçisi siyasi parti ortada iken aksini söylemek kimin haddine!
KORKMA BİR ŞEY OLMAZ, BİRİ ÇIKAR MESELEYİ ÇÖZER
Güneydoğu Anadolu’da Diyarbakır, Cizre, Şırnak, Yüksekova, Silopi, Dargeçit, Çukurca’da güvenlik güçleri ve TSK İle çarpışan, isyan eden bir terör örgütü var. Böleceğim diyor; otonom, federasyon, özyönetim…ilan edilmeli diyor. Siz İstanbul’da rey verirken böyle bir gelecekle karşılaşacağınızı hiç düşündünüz mü, Kürt haklarını savunduğunu söyleyen yoldaş sempatizanları.
Yoksa tuzu kuru, gelirleri iyi, yarınları garanti birileri, milli değerler gündeme geldiğinde; “Bana ne, ülkeyi ben mi kurtaracağım, korkma bir şey olmaz biri çıkar meseleyi çözer; biz Türkler tehlike kapıya dayanmadan, tehdit zirve yapmadan pek kılımızı kıpırdatmayız” diye düşünmeye devam ediyorlar.
Sonuçta milliyetçiler çırpınıyor, anlatmaya, tehlikeyi yetkililere duyurmaya, gereken önlemleri zecri şekilde almaya çağırıyorlar. İlk ikazlar yapılırken her şeyi bilen, her şeye direk veya endirek kumanda eden güç R.T.Erdoğan: “Ben milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım.” demişti. Aylarca oluşturduğu, önceleri beğendiği, güvendiği “Akil Adamlar” heyetinin hiç de bir şey ifade etmediğini, nasılsa daha sonra gördü, anladı. Bunlar, bu Akil Adamlar Kürtlerle, Kandille, İmralı ile hangi meseleleri, hangi şartlarla, ne tavizler vererek neyi halledeceklerdi…Gelinen bu noktada bugün R.T.Erdoğan ve şürekasının güvendiği politikacıların çizdiği yanlış rota ülkeyi çıkmaza soktu. Ve güvendiği dağlara kar yağıyor.
***
Şimdi ise 24 Kasım 2015’te aniden beklenmedik şekilde gelişen, dallanıp budaklanan uçak düşürme krizi ile altından kalkılması zor, bulaşıldığında zarar görmememizin kaçınılmaz olduğu bir tehlike daha zuhur etti, kuzeydeki “Boz Ayı” Rus tehdidi kulaklarını dikti, dişlerini gösteriyor. Kandil’e, PKK. ya; ABD ve Avrupa ülkelerinin açık, kapalı destekleri yetmiyormuş gibi şimdide Rus desteği eklendi. Zaten yerli kukla hazır, çağır Moskova’ya talimatını ver, yoldaş Selahattin Demirtaş ne güne duruyor.
R.T.Erdoğan geçen yıl Şubat 2014’te, Batılı ülke liderlerinin itibar etmediği 22’inci Soçi Kış Olimpiyatlarına eşini de alarak gitti. T.C. Cumhurbaşkanı olarak sönük geçen organizasyona destek verdi, ama V.Putin onun iyi niyetini dikkate almadı… Kırım’ın baskın işgalinde bizim (T.C.) isteklerimizi, önerilerimizi görmezden geldi, değerli bulmadı. Kırım Tatarlarının lideri A.Mustafa Cemiloğlu Nisan 2014’ten beri halâ Akmescid’e (Simferopol), Akyar’a (Sivastopol) gidemiyor, giderse tutuklanacak. Ve Karadeniz bir Rus iç denizi. Yok “Uzatmalı Amir”, “Bay 28” sana bir sözüm yok. Sen 2015’in son günlerinde 29 Aralık 2015’te “Akdeniz Kalkanı Harekatı”nın Doğu Akdeniz’de icraatı sırasındaT.C.G.Büyükada (F – 512 ) korvetinin SHM’sinde, başında mavi işbaşı kepinle radar skobu başında verdiğin, basın ve televizyon ekranlarına yansıyan pozun yeter. Sen, R.Bülent Bostanoğlu bi şekilde devam…
***
Bizdeki beyinleri güdümlü yoldaş takımı bu konuları görmek, yazmak istemiyor. Görse de basite indirgeyip, sadece R.T.Erdoğan aleyhtarlığına bağlayıp kapatıyor.
Yeni yılın barış, güzellikler ve huzur getirmesini diliyoruz. Lâf kalabalığı olarak bakmazsan iyi de, bu iktidarla nasıl olacak? Üzgünüm, şahsen benim pek umudum yok!
HER ÜÇ GENÇTEN BİRİ İŞSİZ
Halkın arasına inin, onlarla konuşun. Sahi evinize ayda kaç lira giriyor, geliriniz ne, borcunuz var mı, sağlık hizmetlerinden (eşit demiyorum) yeterince yararlanabiliyor musunuz? Resmi rakamlar 2015 sonu itibarıyla işsizlik oranının % 11 dolayında olduğunu, fiili – gizli işsizlerle bu oranın % 17’yi geçtiğini dile getiriyorlar. Her üç gençten biri işsiz.. Dış borç 400 milyar doların üzerinde. İşin özü; ranta yönelik olmayan yeni gerçek iş sahaları açılmazsa, büyüme olmazsa, gelir sağlanamaz.
Yoksa yeni Enerji Bakanı damat Berat Albayrak 2015’in son günlerinde başına madenci baretini giyip Kozlu maden ocağında taş kömürü yataklarına inince işçi dostu mu oluyor, bu işler bu kadar kolay mı? Bunun R.B.Bostanoğlu’nun giydiği mavi kepten ne farkı var. Üst makama oturulunca adam mı olunuyor?
“Yeni yılda, 2016’da bu iktidardan çok şey beklemek, kendini aldatmanın ötesine gitmez” diye düşünüyorum. Terörü bitirmeden, Kandili susturmadan, baskılarla iç ve dış uşakların telkini ile müzakere masasına oturmak ülkenin intiharı olur.
Atatürk milliyetçileri ne diyorsa doğru odur.