
Ergun KAFTANCI
BAŞINDAN beri yanlış yaptık, Suriye olayına karışmayacaktık…
Bugün, o yanlışın ceremesini çekiyoruz; tek yaptığımız iş, bölgedeki terör örgütlerini yok etmekle uğraşmak…
Oysa o günden bu yana onlarca sorunumuza çözüm bulmaya çalışsaydık, ekonomimiz düzelir, bütün sosyal çarpıklıklar ortadan kalkar, işimize gücümüze bakardık…
Bütün sıkıntılara olduğu gibi terör belasına da birlikte çözüm bulurduk ve her çeşit kötü emelin karşısında, aşılamayacak kadar yüksek duvar olurduk.
Bugün görüyoruz; bilim insanlarının akılları bile kutuplaştırma cereyanı yüzünden üşüttü, hastalıklı hale geldi, terörle mücadele eden devlet görevlilerini terörist gibi göstermeyi bilimin namusu saymaya başladılar.
Toplumsal kaos peşinden neleri getiriyor görün!
…………………………
Yerleşim yerlerinde yurttaşın can ve mal güvenliği bitti…
Her çeşit hakkı elinden alındı, hukuku berhava edildi…
Şehit üstüne şehit veriyoruz; genç evlâtlarımız insan kasabı teröristlerin tuzaklarında ya da saldırılarında bekamız için can veriyor…
Halkımız işsiz ve aç bırakıldı…
Çocuklarımızın eğitim ve öğretim olanakları kesildi…
Hayat, külliyen çekilmez hale geldi, yurttaşın siyasetçilere güveni de sıfıra dayandı…
Suriye bataklığına dalmamış olsaydık, onlarca sorunu yaşamayacaktık, yaşamak zorunda kaldıklarımızı da çözmüş olacaktık…
…………………………
Bir önemli husus daha var; ekonomide karşılıklı partner olduğumuz Rusya ile papazı bulmayacaktık. Aramızda ne siyasi, ne askeri anlaşmazlık çıkacaktı. Birbirimizi ekonomik açıdan desteklemeyi sürdürecektik…
Hepsi bitti…
İnşallah tamamı geçicidir!
* * *
BÜTÇENİN 30 milyar lira açık vereceği açıklandı…
540.8 milyar lira gelire karşılık 570.5 milyar lira giderimiz söz konusu. Bu açığı dolaylı vergilerle bir oranda kapatma girişimleri olabilir. Demek istediğim bu yıl, vergilere yeni zamlar gelebilir…
İşsizlik resmi rakama göre yüzde 10.5; reel rakam ise yüzde 12. Uzmanlar resmi rakamın her zaman reel rakamdan bir iki puan aşağıda gösterildiğini söylüyor. Demek ki gerçek işsizlik oranı yüzde 12…
Açlık ve yoksulluk rakamları da her geçen gün yükseliyor. Bunun üç nedeni var; birincisi işsizlik, ikincisi liranın değer kaybetmesi, üçüncüsü
İnsanlar kazançlarıyla bu üç duvarı aşamıyor…
Hal böyleyken devletin israf ekonomisine dur diyen bir Allah’ın kulu yok.
Durumumuzu düşünen de yok…
Fuzuli harcanan paralar, iyi kanalize edilseydi kim bilir hangi yaralara merhem olurdu…
Örtülü Ödenek yani eski deyimle Tahsisat-ı mesture yıllardır yeni ödenek eklenerek takviye ediliyor.
Eskiden örtülü ödenek sadece Başbakan’ın emrindeydi; şimdi Cumhurbaşkanı’nın da emrinde örtülü ödenek var. Kural da kesin, gerek Cumhurbaşkanı, gerek Başbakan bu ödeneği ancak gizli tutulması gereken işler için kullanabilirler.
Bir diğer kural da bu ödeneğin şahsi amaçlı kullanılmayacağı şeklindedir. Örtülü ödenek onu kullanmakla yetkili kişi tarafından ailesi ya da kendisi için harcanamaz. Keza siyasi partilerin idare, propaganda ve seçim ihtiyaçları için de kullanılamaz.
Cumhurbaşkanına tahsis edilen örtülü ödenekten harcanan para 1 milyar 733 milyon lira.
Bu para bir yılda tüketildi…
Sorma hakkımız yok; o nedenle, 365 gün içerisinde gizli tutulması gereken hangi işler için bu paranın harcandığını bilemiyoruz…
Yalnız şu kadarını biliyoruz; örtülü ödeneğin miktarı her yıl astronomik olarak arttırılıyor…
Lâfın gerisini siz getirin!
* * *
SAYIŞTAY, iki yıl öncesinin hesaplarını incelerken TÜRKSAT’ta yöneticilerin ve üst düzey bürokratların maaşları dışında fazladan para aldıklarını saptamış…
Aralarında kimler yok ki…
Fazladan alınan paraların toplamı ise 15 milyon yüz bin…
Bu ödemenin tamamı yasaya aykırı…
Paranın o kişilerden geri alınmasına hükmedilmiş…
Yıl 2016…
Hakkı olmadığı halde paracıkları cebe indirmişlerin biri bile şu ana kadar aldıklarını geri vermedi.