“Sıradan terör hadisesi olarak görmeyiniz. Emperyalist ülkelerin hepsi bölgede. Suriye’yi bölüşmeye hazırlanıyorlar. ‘Bu bölüşme esnasında Türkiye’den ne koparabiliriz, 100 yıl öncesinin rövanşını alabilir miyiz?’
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, Ankara’daki terör saldırısını Vahdet’e değerlendirdi. Saldırının misillemeden öte olduğunu söyleyen Yalçın, “Bir taraftan bölgende savaşa çekiliyorsun diğer taraftan arka planda iç savaşa çekiliyorsun. Çift kıskaç içindesiniz. İç savaşın eşiğindeyiz” dedi. Yalçın ülkenin terör belasından kurtulması için, “Devlet ve millet menfaati noktasında MHP her türlü desteğe hazırdır” ifadelerini kullandı. Yalçın şu değerlendirmelerde bulundu:
‘CEHENNEM KUYUSU’
“Bu bombalı terör saldırısı misillemedir, fakat bu tabir basit kalır. Söz konusu saldırı; Kandil’e yapılan operasyon, Haftanin’e dün yapılan operasyon, YPG mevzilerinin vurulması, Sur, Silopi, Cizre gibi ilçelerde yapılan terör operasyonlarının bir karşılığıdır. Bunlarla alakalı yapılan bir terör saldırısıdır.
Bunları topyekün düşünmek lazım. Çünkü terör girdabının tam ortasındayız. Bir cehennem kuyusundayız.”
‘BASİRETSİZLİK’
“İktidar bizi maalesef buraya getirdi. Bu dış politikadaki basiretsizlikten de kaynaklı, iç siyasette teröristlerle pazarlık yapıp Oslo’daki teröristi, Brüksel’dekini, Kandil’dekini veya İmralı’dakini muhatap aldığınızda çıkacak sonuç budur. Bu istemediğimiz noktaya gelinmesinin MHP olarak, ortaya koyduğumuz yegane sebebi ise maalesef çözüm süreci denen projenin yürümemesi, iflas etmiş olmasıdır. Bunu sadece sıradan bir misilleme ile izah edemem. Topyekün mevcut siyasi iktidar politikalarının iflasıdır bu netice olarak.”
‘İKTİDARI İKAZ ETTİK’
“Ülkenin bu noktaya geleceğini en erken fark eden MHP’dir. Biz iktidarı ikaz ettik ama bizi dinlemediler. Keşke haklı çıkmasa idik. Ülkenin geldiği nokta hakikaten uçurum kenarı. Yani bundan sonrası bizim ağzımız dilimiz söylemeye varmıyor, istemiyoruz, arzu etmiyoruz ama felaket. Bir taraftan sen bölgende savaşa çekiliyorsun diğer taraftan arka planda iç savaşa çekiliyorsun. Çift kıskaç içindesiniz. Böyle bir duruma gelmiş olmak yeterince tehlikeli değil mi artık gözlerini açmaları gerekmiyor mu bu insanların? Yurt dışında sağa sola gezecekleri yerde oturup ne yapılması gerektiğini düşünmeleri ve kararlı olmaları gerekmiyor mu?”
‘BEDEL ÖDÜYORLAR’
“Devlet ve devletin altındaki bütün müesseseleri, bu beladan kurtulma noktasında yeterlidir, muktedirdir. Burada sıkıntı o siyasi kararsızlıktır, beceriksizliktir. Ben oraya vurgu yapıyorum. Yoksa TSK ve Emniyet Teşkilatı, elinden geleni yapıyor. Hep birlikte görüyoruz. Haklarını yemeyelim. Bedel ödüyorlar, şehit veriyorlar. Onlara hiçbir lafım yok. Ama bu teşkilatları yönlendiren siyasi iktidarın kararlı olması gerekirdi. Basiretsiz davranmaması gerekirdi. Terörist ile pazarlığa oturmaması gerekirdi.”
‘UÇURUMUN KENARI’
“Çözüm süreci diyerek nemalandılar, ‘biz bu işi çözüyoruz’ diyerek her referandum ve seçimde nemalandılar. Ancak 7 Haziran’dan sonra olaylar büyüyünce bu sefer, ‘bunu biz hallediyoruz, üstüne gidiyoruz’ diyerek nemalanmayı devam ettirdiler. Bu nasıl bir siyasi ahlaktır? Ülkeyi uçurumun kenarına getirdiler. Hangi iktidarın böyle bir hakkı var? Böyle bir hakkı yok.”
‘HESABI SORULUR’
“Kanunlar çıkararak kendilerini koruma altına aldılar ama 12 Eylül’ün generalleri ve mütegallibeleri 32 sene sonra yargılandığına göre o kanunlar bunları korumayacak. Bunun hesabı elbet bir gün gelip sorulacak. Onu söyleyeyim ben size. Bizim seçim beyannamemizde var. 7 Haziran öncesinde bu vaad. Dolayısıyla onun arkasına sığınmasınlar. Milletin geleceği ile oynayamazsınız. Böyle bir hakkınız yok.”
‘MESELELERİ HALLET’
“Geçenlerde Sayın Başbakan, ‘biz yüzde 49,5 aldık’ diyor. Dolayısıyla, ‘siz seçimlerde başarılı olamadınız biz başarılı olduk, istediğimizi yaparız, istediğimiz yere girip çıkarız’ anlamında konuşuyoruz. Yapamazsınız. O mantıkla hareket edersen Adolf Hitler de 1933’te iktidar çoğunluğu ile geldi iktidarı aldı. Ondan sonra ne yaptı? Her tarafa savaş açmak suretiyle Almanya’yı bitirdi. Bunun sonu da böyle olur. Böyle bir benzetmemden kimse alınmasın ama yüzde 49,5’i sana bu millet bu ülkeyi uçurumun kenarına getir diye vermedi. Tam tersine meseleleri hallet diye verdi. İkide bir onu hatırlatmak suretiyle milleti susturmaya Sayın Davutoğlu hiç kalkmasın.”
‘İÇ SAVAŞA ÇEKİLİYORUZ’
“Tabloya dikkat edin; Ankara’nın mekan olarak Başkent’in beynine kadar giriyor, patlayıcılarını araçlarla getirebiliyorlar ve netice olarak da Meclis’in, Genelkurmay’ın, Hava Kuvvetlerinin, İçişleri Bakanlığının olduğu bir kalpgah denilen bir mekanda patlatabiliyorlar. Bunu sadece güvenlik zafiyeti olarak izah edemezsiniz artık. Yani oraları geçtik. Zafiyet var zaten. Bir istihbarat sıkıntısı bu ülkede var zaten. Hükümet artık bunu kabul etsin. Ancak öyle bir noktaya getiriliyoruz ki, bir taraftan Suriye’deki iç savaşın içine çekilmeye çalışılıyoruz, diğer taraftan arka taraftan da tıpkı milli mücadelede olduğu gibi terör örgütü ile bir iç çatışma bir mukatele veya bir iç savaş ortamına sürükleniyoruz. Ve biz bunun eşiğindeyiz şu anda.Tamamıyla içine düştük demek istemiyorum, dilim de varmıyor bunu söylemeye ama mevcut iktidar ve hükümet bunun tedbirini alamadığı takdirde gidişat budur. Bu ülkenin düşeceği durum da budur.”
‘MÜCADELEYİ DESTEKLERİZ’
“Tedbir alınması noktasında MHP, geri durmaz. Biz açıklamalarımızı da yaptık. Yani dışarıdaki hadiselere ilişkin tezkerelere dahi destek verdik ki TSK’nın eli rahat olsun. Memleketin menfaatine olan noktalarda müdahale etme imkanı olsun. Böyle bir ortamda hadiseyi millet meseleleri olarak görmeleri lazım. Siyasi bir mesele olarak değil.”
‘TEDBİR ALMAZSAN PARÇA PARÇA EDERLER’
“Terör belasından kurtulmak için, iktidar çözüm sürecinden vazgeçecek. Terörü bitirme noktasında iç siyasette birlikteliği yakalayacak. Bunu yaptığı sürece devlet ve millet menfaati noktasında MHP her türlü desteğe hazırdır. Dış politikadaki ilişkileri düzeltecek. Muhalefetin söylediklerine önem verecek. Bu bambaşka bir çalışma olmalıdır. Benim kısaca söylediğim kadarıyla basit değil. Bunları yaptığı takdirde önümüzü görebildiğimiz takdirde Türkiye Cumhuriyetine bir şey olmaz. Rahat olun. Sıkıntı had safhada, tedbir almazsan bataklığın içine doğru gidiyoruz ama tedbirini alırsan kendini yenileme imkanına sahipsin. Bölgede böyle bir dinamik ve dominant yapımız var. İyi kullandığınız takdirde bölgenin büyük devletisin ama kötü kullanırsan seni parça parça ederler.”
‘TÜRKİYE’DEN NE KOPARABİLİRİZ? DERDİNDELER’
“PKK veya PYD, hangisi olursa olsun bunları besleyen bir ülke ABD diğer ülke Rusya. Rusya, dikkat ederseniz sıcak denizlere inemedi ama sıcak topraklara indi Amerika’nın ve Türkiye’nin sayesinde. Şu anda sıcak topraklarda emperyalist ülkelerle birlikte Suriye’yi bölüşmeye hazırlanıyorlar. Ha, ‘bu bölüşme esnasında Türkiye’den ne koparabiliriz, 100 yıl öncesinin rövanşını alabilir miyiz?’ diye Türkiye’yi istikrarsızlığa sevk ediyorlar. Olay bu. Yani olayı sıradan terör hadisesi olarak görmeyiniz. Emperyalist ülkelere dikkat edin hepsi bölgede, kendisine terör örgütü taşeron olarak tutmuş. Kendileri gelip savaşmıyor. Vekalet savaşları yapıyorlar. Onlara yaptırıyorlar. Peki böyle bir tabloda Türkiye nerede? Türkiye yalnızlaşmış vaziyette. Türkiye, Kuzey Irak’a nasıl burnunu sokamadıysa şimdi Suriye’ye burnu sokturulmuyor. Şimdi bu çıkmazda Türkiye ne yapabilir? Bu noktayı getiren siyasi iktidar bu noktadan sonra ne yapabilir? Onu da oturup düşünmek lazım. Ama tablo bu.”
‘BU TABLO BOP’
“Bu tablonun adı Büyük Ortadoğu Projesidir. Sayın Davutoğlu, ‘Şark Meselesi bitmiştir’ diyor. Hayır bitmedi. Şark meselesi isim değiştirdi Büyük Ortadoğu Projesi oldu. Merkezinde de Türkiye var. İşte bu tehlikeli sıkıntılı gidişat onun ispatıdır. Artık bunu görmesi lazım.”
Muhammet Erdoğan \ Vahdet