
Hamza ALPARSLAN
Kurban olayım Türk Anadolu kurtar bizi; biz “Babaiyiz, Celaliyiz, Pir Sultan- Yunus Emreyiz, Hacı Bektaş Veliyiz”; ancak Türk oğlu Türküz! Partimiz de, gelmişi de geçmişi de, mücadelesi de budur! Ne derseniz deyin işte ülkücülük de budur! Selçuklu’nun, Osmanlı’nın günümüzün devlet milliyetçiliğinde yokuz! Metin Boşnak’ın MHP Medyası’nda yazdığı gibi biz “Devlet Bey’in devlet için partisini feda etmesinin” yanında değiliz! İşte Osmanlı’nın devşirme kafası da bu değil miydi! Arnavut, Boşnak ve Çerkez’den akıl da istemiyoruz yardım da! Hani “Herşey Türk İçin, Türk’e Göre Türk Tarfından”dı! Unuttunuz mu? Bizler unutmadık; Anadolu Türklüğünü o kafalara kırdırmayacağız! Ne pahasına olursa olsun! Yiğitlik Sarıoğlan gibi elde tesbihle MHP Genel Merkez’inde cezaevivari volta atmak değildir! Mekâna gelip bizzat teşkilât feshedip yerine yenisini kurmaktır!
Denizli’de görevden alınan MHP teşkilâtının daveti üzerine buraya gelen Meral Akşener için medyanın manşetleri birbirinden farklı değildi; en hafif takdim: “Meral Akşener’e Denizli’de coşkulu karşılama!” İşte size teşkilât! On yedi seneden beri duymadınız, hesaba katmadınız, yukarıdan baktınız “Sarı Oğlan” ne dediyse astığı astık kestik davrandınız, ama yürümüyor! Küçüldük, daraldık, tıkandık, bittik!! Tam da şu Teşkilât-ı Mahsusa, Resneli Niyazi veya Yakup Cemil kafası! Canım o Arnavut kafası idi bu da “Sarıkafa – Çerkez Kafası”; yok birbirinden farkı, ikisi de Osmanlı bankası! Türk Enver Paşa orta yerinden itibaren o kafaya itibar etmedi; fakat Türk Devlet Bahçeli kendi ırkına sırtını dönerek elindeki nimeti bunlarla paylaştı! İşte mesele bu, işte böyle Türk Anadolu’yu kaybettin ve ülkücü Denizli ilk teşkilât sesi olmayı başardı!
Hakikatten Anadolu ülkücülüğü çok sabretti; sırf seciyesine bakarak Devlet Bahçeli’ye karşı durmadı; tıpkı Sultan Sencer’i uzun esaret hayatında hiç yormayan ve üzmeyen Oğuzlar gibi! Çünkü Oğuzların derdi Acem mültezimlerdi; mallarına, canlarına, hatta namuslarına kasdeden onlardı, işte onları istemiyorlardı! O sebeble Sencer’e sonuna kadar Oğuzlar’ın Sultanı olarak muamele ettiler! Kadere bakınız ki yüz sene sonra Anadolu’daki “Babailer İsyanı” da böyledir; Türkmenler Selçuklu Sultanı’na değil Acem kültürüne isyan ettiler, ki sonunda da pek alâ Konya’da devlet hizmetine girdiler ve Osmanlı’da “Bektaşiler” olarak bu işe devam ettiler, bir dünya devleti kurdular! Kiminle Türkmenlerle! Yani isyancılarla!
Ülkücüler de Devlet Bahçeli’nin asaletine isyan etmiyorlar; ama etrafı “Sarıoğlan” gibi “Acemler”le doludur; isyan bunlaradır; Denizli izdihamının da fitilini bu adam ateşlemedi mi? Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; hangi adam ne derse desin; ırkçı mı derler, kavmiyetçi mi derler, kabileci mi derler hiçbir şey umurumuzda değildir; MHP’de devşirmeyi “Türkmen Anadolu” istemiyor! Şöyle kaç seneden beri bakınız, Sarıoğlan’ın MHP’de yaptıklarına, ihraçlarına hepsi tertemiz Anadolu Türkmeni ve Yörük çocuğudur! Günahı, sevabı, hataları, kendine yapıştırılan çamurlar; hepsi bir yana Ramiz Ongun katıksız Türkmen’dir! İhraç edildi, hain miydi? Hainse yıllarca Türkeş bunu görmedi mi? Adama söylemedik şey bırakmadılar, gerçekten AKP’li miydi? Olabilir miydi? Ocaklar’a bile yaydılar; fakat hiç ilgisi olmayan Alperenler ona karşı çok saygılı! Belki yaşı geçmiştir ama “Bilge Adam”ın işi bitmez; altın yere düşmekle pas tutmaz! Adam şimdi kendi halinde! Hey gidi yıllar! İnsafsız, şuursuz, akılsız, siyaset Ankarası, Anadolu’yu kıra kıra bitiremiyor; zamanın Konyası gibi!
Çok ilginç şeyler oluyor; MHP Genel Merkezi’ndeki sun’i göl de patladı; her taraf sel altında! Zamanında hain ilan edilmişti ama sonradan sanki iadei itibar edilmişçesine Genel Başkan Yardımcısı olan Ümid Özdağ ülkücü değil miydi? Rahmetli babalarının mektupları cebimizdedir: “Arkadaşlar tek yol Türkçülüktür.” diyor! Yusuf Halaçoğlu malum MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural tarafından aynı makamın bir önceki sahibi olarak itibarsızlaştırılmadı mı? Vay Oktay vay! Ne yaptı sana bu Çukurovalı! İşe bakın ki Meral Akşener de Halaçoğlu’nun en iyi öğrencilerinden! Sinan Oğan genç bir kabiliyet, işte Azerbaycan arkasında! Kavmi de kabilesi de belli değil mi? Koray Aydın’a ülkücü değil diyebilir misiniz? Pisliğe bulaştıysa onu devşirme kafalılar bulaştırmadı mı? O zaman “Parti güçlensin” diyorlardı da şimdi mi Koray Aydın hırsız mı oldu!
Vallahi Anadolu hırsızı da, sağlamı da çürüğü de, Türkü de devşirmeyi de iyi biliyor! MHP’de Türk çocuğunun itilip kalkıldığı bir gerçek! Cezaevine de onlar girdi, Pehlivanoğlu gibi ipe de onlar gitti, sokaklarda Sovyet işbirlikçilerinin kurşunlarına onlar hedef oldular! Övünenler, böbürlenenler, fesihçiler, cellâtlar, takım komutanları “Türk” olmadıkları için övünebilirler; aksi takdirde bu makama gelmezlerdi! Sarıoğlan’ın vekilliğinde kaç tane Çerkez, Keloğlan’ın devlet merdivenlerine tırmanışında kaç tane “Seyyid-i Siirt” oyu vardır? İzmir olacağına gidip de Siirt’den aday olaydı da göreydik Arab’ın asâletini?
Kurban olayım Türk Anadolu kurtar bizi; biz “Babaiyiz, Celaliyiz, Pir Sultan- Yunus Emreyiz, Hacı Bektaş Veliyiz”; ancak Türk oğlu Türküz! Partimiz de, gelmişi de geçmişi de, mücadelesi de budur! Ne derseniz deyin işte ülkücülük de budur! Selçuklu’nun, Osmanlı’nın günümüzün devlet milliyetçiliğinde yokuz! Metin Boşnak’ın MHP Medyası’nda yazdığı gibi biz “Devlet Bey’in devlet için partisini feda etmesinin” yanında değiliz! İşte Osmanlı’nın devşirme kafası da bu değil miydi? Arnavut, Boşnak ve Çerkez’den akıl da istemiyoruz yardım da! Hani “Herşey Türk İçin, Türk’e Göre Türk Tarfından”dı! Unuttunuz mu? Bizler unutmadık; Anadolu Türklüğünü o kafalara kırdırmayacağız! Ne pahasına olursa olsun! Yiğitlik Sarıoğlan gibi elde tesbihle MHP Genel Merkez’inde cezaevivari volta atmak değildir! Mekâna gelip bizzat teşkilât feshedip yerine yenisini kurmaktır! Adana’da bu iş kötü sonuçlandı ve silâha sarılanlar oldu; doğruyu da anlayabilmiş değiliz!
Muhabbetle.