
Ergun KAFTANCI
AKP, Çılgın Proje denilen proje sayesinde 2011’de de seçimi kazandı.
Kuşkusuz dünyada, hayalleri süsleyen yalanlarla seçim kazanan partiler vardır…
Ancak AKP gibisi herhalde görülmedi…
Kurulduğundan bu yana hep hayalleri okşayarak yürüyor…
……………………
Hitler‘in de benimsediği bu usulü sahiplendiler…
Hitler Alman halkının ruhunu, dünya imparatorluğu vaad ederek okşadı.
O işi öyle iyi becerdi ki diktatörlüğe giderken hiç zorlanmadı…
Hiçbir ciddi engelle karşılaşmadı…
Führer yani tek adam olmak için toplumun onayını kolayca aldı…
……………………
Hayalin kudretine bakın!
İnsanı onbaşılıktan diktatörlüğe bile taşıyabiliyor…
……………………
Avusturya asıllı bir Cermen onbaşının koskoca Alman ordularının başkomutanı haline gelmesi hiç de küçümsenecek bir durum değil…
Demek ki insan sadece suyla, havayla, ateşle, yiyerek, içerek, uyuyarak yaşamıyor..
Hayal kurarak da yaşıyor!
Hatta taa tepelere kadar çıkıyor!
……………………
Manş Tüneli‘ni bileceksiniz…
Bu proje, İngiliz-Fransız ortaklığının projesi diye bilinir…
Oysa bu proje ilk kez 19. Yüzyıl’da ortaya atılmıştı…
Napolyon da Hitler’den önce gözünü İngiltere’ye dikmiş, adayı ele geçirip bir dünya imparatorluğunu hayal eder olmuştu…
…………………….
Manş Tüneli için ilk ciddi girişim 1887’de yapıldı ve proje fikri, kâğıt üzerine aktarılmaya başlandı…
Ancak Fransa’da projeyi finanse edecek para yoktu…
Tünel, hayal olarak kaldı…
Ne Napolyon’a, ne Hitler’e kısmet oldu…
……………………
Bugün Manş Tüneli‘nde raylı sistem uygulanıyor…
Tünel, İngiltere ile Avrupa’yı birbirine bağlıyor…
……………………
Manş Tüneli’nin denizin altındaki uzunluğu 36 mil…
Yapımı için harcanan para 21 milyar dolar…
İnşaat defalarca durdu, yeniden başlatıldı…
Yapımda tam 14 bin kişi çalıştı…
Tünel, doğru dürüst 1994’te hizmete açıldı; artık hızlı trenle Fransa’dan İngiltere’ye 20 dakikada gidiliyor.
………………….
İkinci Dünya Savaşı sırasında Londra Alman uçakları tarafından bombalanırken Alman halkı, ele geçirildikten sonra İngiltere’ye tünelle
ulaşma hayali kuruyordu…
İngilizler, genelde hayalle yaşamayan millet olarak dikkati çeker….
Onlar, Almanlar gibi Manş’ta bir tünel hayali kurmadı…
…………………..
Manş’tan bizim “Çılgın Proje”ye geliyorum yeniden…
Bu konuda yaptığı araştırmayla dikkati çeken bir isimden emekli TuğamiralTürker Ertürk‘ten bahsedeceğim.
Uzun ve derin araştırmadan sonra Ertürk projeye ilişkin olarak şu sonuca varmış:
-Anlaşılan o ki, ülkemizin gerçekleriyle bağdaşmayan, bir problemi çözmekten çok, başımıza büyük sorunlar açacağı aşikâr olan, kıt kaynaklarımızı tükettirmeye yönelik bu girişimin arkasında kötü niyetli dış dinamikler, bilgisizlik, birikimsizlik ve liyakatsizlik yatmaktadır. Sonuçları itibarıyla bu girişim, Türkiye için bir düşmanlık projesidir.
Böyle bir proje uygulandığı takdirde nelere yol açacak bir de ona bakalım…
Ertürk’ü dinliyoruz:
–Böyle bir projeye ihtiyacımız kesinlikle yok! Ama danışmanlar iktidarı, kalkınmamız için çok yararlı olacağına ikna etmişler. Yunanistan böyle iflas ettirildi. Altından kalkamayacağı projeler yapması konusunda ikna edildi, projeler yapıldı ve hep deftere yazıldı. Bir gün baktılar ki borçların ödenecek durumu yok, o zamanAvrupa Birliği’nin lideri Almanya ne isterse yapmak zorunda kaldılar, adalarının bile satılmasına rıza gösterdiler…
Yunanistan’ın bugünkü perişan hali, empoze edilen hayali projelerin hayata geçirilmeye kalkışılması yüzünden…
Bizi bekleyen tehlike de bu…
…………………..
Hayalden öteye gitmeyen bu projede ekolojik dengenin dikkate alınmadığı aşikâr…
Tarım alanlarının ve su havzalarının başına gelecekler düşünülmemiş…
Trakya gibi bir mümbit alanda su havzaları zarar görünce kuraklığın başlayacağı ve tarımın gerileceği akıllara getirilmemiş…
Maalesef hayale dayalı sallapati bir proje sahipleniliyor…
…………………..
Amiral Ertürk, şunu da ekliyor araştırmasının sonuna:
-Kanal İstanbul, plansızlığın, bilgisizliğin, çapsızlığın, bilim egemen kafalı olmamanın, hesap kitap bilmemenin, rantçılığın, verilen ihalelerden komisyon alma telâşının, gayri ahlâki ilişkilerin, emperyalist işbirlikçiliğin veCumhuriyetimize karşı düşmanlığın bir tezahürüdür.
Saptama yanlış mı?
………………….
Yineliyorum; iyi ki bu proje hayal olarak kalıyor!!
* * *
CUMHURBAŞKANIMIZ Saraydaki danışman sayısını artırdıkça artırıyor…
Milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu‘nun da başdanışman olacağı söylentisi var..
Hamza Yerlikaya‘dan sonra ikinci sporcu başdanışman olacak Hidayet…
Dikkat ettim, ne kadar danışman varsa hemen hepsi eski milletvekili… Bunlar başdanışmanlık yapacak kadar bilge kişilerdi de neden listelerden dışlandılar?
Anlayamıyorum…
………………………
Türkçeye yeni sözcükler ekliyorlar; daha doğrusu sözcüklerin anlamını değiştiriyorlar…
Danışman sözcüğü gitti, başdanışman sözcüğü geldi…
………………………
Dilimize musallat olan bir başka musibet!
Mesela, Eş Genel Başkan ne demek, anlamı ne?
Neden eş, neden salt Genel Başkan değil…
İlçe eş başkanı olur mu, ya da belediye eş başkanı…
Bu uydurmalar kürtçülük yapanların Türkçe’yi bozma gayretidir…
Dikkat ettim, artık “Sakin ol” diyen yok, herkes karşısındakine “Sakin” diyor, ol emir kipi uçup gidiyor…
Dizi dili işte!
Sakin, hareketsiz olan, kıpırdamayan, durgun, dingin, sessiz anlamında bir sıfat…
Bunun kişiye dönük şekli, “Olmak” fiiliyle birlikte kullanılır, örnek verelim, “Sakin ol”.
Kimi buna sıfat tamlaması diyor ki yanlış; doğrusu, ayrı yazılan birleşik fiildir…
Dilimizi bozanları ya da bozma girişiminde bulunanları lanetliyorum!