Ergun KAFTANCI
HALEN AKP Genel Başkan Yardımcısı, milletvekili…
Sosyolog…
Onu her kılığa girmiş olarak gördük…
Bilim adamlığını bir süre önce geride bıraktı…
Hep iktidarın ağzı olmayı seçti…
Konuşurken, hele de hiddetlendiğinde sağ kaşını kaldıran siyasetçi olmayı yeğledi…
…………………….
Geçenlerde yaptığına bakın; öldürülen PYD’li teröristin evine taziyede bulunmaya gitmiş…
Yalnız da değil…
Bir vekil arkadaşını da kuyruğuna takmış…
…………………….
“Sen ne yaptın oğlum” demişler…
Cevabı yapıştırmış:
-Gitmesine gittim ama o zaman PYD terör örgütü değildi…
…………………….
Kainat biliyor ki PYD de PKK gibi, TAK gibi, IŞİD gibi, KCK gibi terör örgütüdür ve ülkede terör estirmek için oluşturulmuş cani sürülerinden biridir…
Eskiden değildi demekle bu gerçek yadsınamaz…
……………………
Olacağı buydu…
AKP Genel Başkan Yardımcısı elbet de PYD’li caninin evine taziyeye gider…
Neden yadırgıyoruz ki…
İktidar Oslo‘dan bu yana, terör çetesine ve teröriste ödün vermedi mi, ona yaklaşmadı mı, kol kola girme sürecini başlatmadı mı…
İktidar Oslo‘dan bu yana, terör çetesine ve teröriste ödün vermedi mi, ona yaklaşmadı mı, kol kola girme sürecini başlatmadı mı…
O halde?
Mensupları da işte böyle, canileri anmak için kurulan çadırlara giderek taziyede bulunmayı hak sayar!
…………………….
Bu iktidar döneminde kim bilir daha ne kepazeliklere tanık olacağız!
* * *
SOKAKLARIMIZ Suriyeli sığınmacıdan geçilmiyor…
Mensupları da işte böyle, canileri anmak için kurulan çadırlara giderek taziyede bulunmayı hak sayar!
…………………….
Bu iktidar döneminde kim bilir daha ne kepazeliklere tanık olacağız!
* * *
SOKAKLARIMIZ Suriyeli sığınmacıdan geçilmiyor…
Adım başı onlara rastlanıyor…
Hâlâ parklarda yaşayan sığınmacı var diyorlar…
Abartıyorlar herhalde…
………………………
Devlet hepsine el uzatıyor diye biliyoruz…
Yoksa uzatmıyor mu!
………………………
Sığınmacı kadınlar bugüne kadar 55 bin doğum yapmış…
Suriyeli nüfus, giderek artıyor demektir…
Büyük kısmını hâlâ besliyoruz…
Bir kısmı ise asgari ücret karşılığı çalıştırılıyor.
………………………
40 bin kadarı da sokaklarda dilencilikle meşgul…
13 bin kadarı ise suç işlemiş…
……………………….
Bu üç rakamı da yandaş basından aldım…
Herhalde yalaka kalem uydurması değildir…
Verilen rakamları sağlıklı saymak lâzım!
……………………..
……………………..
Sokaklardaki sığınmacılar arasında yerli dilenciler de var…
Araçların ve insanların yollarını keserek dileniyorlar…
Ellerinde pankart olanlara da rastlamak mümkün…
Para istiyorlar, iş istiyorlar…
Daha ileri gidenler var, ev istiyorlar…
Bunlardan da en çok şikâyetçi olan esnaf!
………………………
Söylenti, çoğunu tahrik etmiş anlaşılan…
“Devlet sığınmacılara ev veriyormuş, bize de versin” diyenlerin arasında yerli dilenciler ağırlıkta…
…………………….. .
Suriyeli sığınmacılar konusunda ipin ucu kaçtı…
Kardeşlik ayağına yatıp herifleri beslerken, çaresiz konumdaki kendi insanımızıi ihmal ediyoruz…
Nerede kaldı sığındığımız o “İnsanlık ve kardeşlik” ilkesi…
Sığınmacı söz konusu oldu mu kardeşlik ve insanlık…
Yurttaş söz konusu oldu mu ikisi de söz konusu değil!
Yuh yani…
İnsanlığın meyvesi birine var, birine yok olur mu!
* * *
CASUSLUKLA suçlanan iki gazeteci arkadaşımızın, Can Dündar ile ErdemGül‘ün duruşmasını yabancı misyon izledi diye küplere bindik:
-Siz kimsiniz, ne işiniz var orada, burası Türkiye, senin vatanın değil…
Böyle haykırmakla yanlış yaptık…
…………………….
Cumhurbaşkanımızın koskoca başdanışmanı Yiğit Bulut‘un bile konuya ilişkin bilgisi yok…
Bu nasıl bir başdanışman arkadaş…
…………………….
Viyana Sözleşmesi, diplomatlara bulundukları ülkelerdeki yargılamaları izleyebilmek ve merkezlerine bilgi aktarmak yetkisi veriyor…
Bulut‘un bundan haberi yok ki, yandaş Star gazetesindeki yazısındaErdoğan‘ın cümlesini, kendi lafı gibi döktürmüş…
-Sen kimsin…
………………………
Nitekim diplomatlarımız da bulundukları ülkelerde yargılamaları izler…
Ama hiçbir ülkede bizim yaptığımız gibi “Sen kimsin, burası senin ülken değil” benzeri laflar edilmez…
…………………….
“Burası senin ülken değil” hatırlatmasına gelince…
Boş lâf…
Kimi hedef alarak sesleniyorsak muhatabımız Türkiye’nin kendi ülkesi olmadığının zaten idrakı içindedir…
Çünkü kendi ülkesinde böyle uyarı yapılmaz…
Keza oralarda Yiğit Bulut örneği başdanışmanlar da olmaz…
Orada en basit bilgiden bile yoksun olanı danışman değil, devlet kapısında odacı bile yapmazlar.