Ersoy, Türk askerine Mehmetçik dendiğini ve Asker Ocağına da Peygamber Ocağı denildiğini hatırlatarak, “şehadet şerbeti içmeyi şeref olduğunu” belirtti.
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç.Dr.Ruhi Ersoy, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada kültürümüzde çocuklarımıza Mehmet, Mahmut, Ahmet adlarını Peygamber Efendimizin adı diye verildiğini, Türk askerine Mehmetçik dendiğini ve Asker Ocağına da Peygamber Ocağı denildiğini hatırlatarak, “şehadet şerbeti içmeyi şeref olduğunu” belirtti.
MHP’li Ersoy, meclis kürsüsünde yaptığı konuşmaya şehitlerimize değinerek başladı. Şehitlere rahmet milletimize baş sağlığı dileyen Ersoy, 20 Temmuz’dan buyana 16 ncı şehidini veren Osmaniye ilinin son şehidi Fatih Mehmet Ertuğrul’un hem bir Fatih, hem Mehmet hem de Ertuğrul olduğunu söyledi. Ersoy, “Bizim kültürümüzde Mehmet adının, Mahmut adının, Ahmet adının Hazreti Peygamberimize atfen konulduğunu biliriz. Adına saygı ve hürmet gereği, onun adının anlamını ifade ettiği için, Muhammed’i önce Mehemmet, sonra Mehmet olarak, daha sonra da “Peygamber ocağı” dedikleri asker ocağına “Mehmetçik” olarak armağan etmiş bir kültürün çocuklarıyız” dedi.
Milli ve manevi değerler uğruna şehadet şerbeti içmenin şeref olacağını fakat bugün yaşanılan terör olaylarında sorumluların ihmali olduğunu söyleyen Ersoy, “Elbette ki şehadet şerbetini içmek bir şereftir. Allah o şerefi nasip etsin diyoruz fakat bu terör olaylarına karşı zemin oluşturma ve gerekli önlemleri alamama konusunda ciddi anlamda tedbirlerin yerinde alınıp alınmadığı konusunda da kaygılar taşıyoruz. Toplumumuzun en gergin olduğu bugünlerde, millî birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde elbette ki bu hain saldırıya, hain tuzaklamalara karşı biz, can birliğiyle, kan birliğiyle, ruh birliğiyle, gönül birliğiyle beraber olacağız” dedi.
İktidarın, siyasi alanı daralttığını, toplumun kutuplaşıp gerildiğini söyleyen Ersoy, daralan ve gerilen siyasi ve sosyal alanda sadece kendi sunduklarını gerçeklik olarak dayatmasını eleştirdi. Ersoy, ”Farklılıkların birlikteliğiyle ortak ahlakı ve ortak aklı temsil edebilecek kurumlar ancak toplumu bir araya getirebilir. Eğer toplumun kutuplaştırma ve gerilim noktasında siyaset alanını daraltır, oralarda hareket kabiliyetini kısıtlarsanız ve kısıtladığınız bu alanı da sadece sizin sunduğunuz gerçeklik üzerinde yol yürümeye doğru dayatırsanız bir adım sonra değerli arkadaşlar, kara biter, deniz başlar, ondan sonra “Yüzme bilenler devam etsin.” dersiniz, yüzme bilmeyenleri geride bırakırsınız” dedi.
Ersoy, iktidarın “havuz medyası” üzerinden algı yöneticiliği yaptığını, komplo teorileri ve hayal ürünü tarihsel kurgularla kendi doğrularını işlediğini gerçeklikten uzak politik uygulamalar gerçekleştirdiğini söyledi. Ersoy, “İktidar partisi reel, yani gerçeklikten kopuk birtakım politik uygulamaları topluma ciddi anlamda kabul ettirmek için havuz medyası üzerinden algı yönetimleriyle, birtakım komplo teorisi haberlerle, maalesef tarihi de malzeme ettiği dizilerle hayali kurgular üretebiliyor. Ertuğrul Gazi hepimizindir, Fatih Mehmet Sultan Han hepimizindir, Mustafa Kemal hepimizindir ve biz Türkiye Cumhuriyeti gerçekliği üzerinde varız ve bunlar birbirlerinin tamamlayıcısı ve bunların mündemicidir. Bu hakikatle hareket etmek durumundayız. Tarihi, taraftarlıklar üzerinden kurtarma, toplumun genelin mal etmek gibi bir mecburiyetimiz var” dedi.